Eğitimle ilgili onlarca söz söylenmesi boşuna değildir elbette… Çünkü eğitim bireylerin olduğu kadar, ülkelerinde geleceğini direk etkileyen en önemli unsurdur. Eğitimde iyi olan ülkeler bilimden teknolojiye, ekonomiden sanata kadar her alanda gelişmiştir. Bu, o ülkelerin demokrasi ve hukuk devleti olmasını perçinlediği gibi yine, o ülkelerde refah seviyesinin en üst düzeye çıkmasını sağlamaktadır.

Maalesef ülkemiz eğitimde ve dolayısıyla eğitimin etkilediği unsurlarda, hep Dünya sıralamasında gerilerde bulunuyor. Bunda birçok neden vardır. Ama en önemlisi hiç kuşkusuz yaz-boz tahtasına çevrilen eğitim sistemimizdir. Her gelen siyasi iktidar eğitimde, Dünya sıralamasında üst sıralara çıkacak bir sistem oluşturmak yerine, bu büyük camiayı kendi kontrolü altına alacak sistemi oluşturmaya kalkmasından kaynaklıdır.

Ülkemiz eğitimde Dünya sıralamasında çok gerilerde bulunuyor, bu doğru. Bir doğru daha var. O da Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ülke sıralamasında en gerilerde olan kentlerin bulunduğu bölge. Bunlardan biri de Diyarbakır...

Geçtiğimiz gün İl Milli Eğitim Müdür Doç. Dr. Feysel Taşçıer, Güneydoğu Ekspres Gazetesi’ne verdiği röportaj da, Diyarbakır’ın son 10 yılda eğitimde önceki yılların seviyesinin altına indiğini, Liseye Geçiş Sınavı’nda (LGS) 73, Yükseköğretime Kurumları Sınavı’nda (YKS) ise 76’ncı sıraya gerilediğini söyledi.

Doç. Dr. Taşçıer, kısa bir süre önce göreve başladı. Diğer bürokratlar gibi koltuğa oturmak yerine sürekli olarak sahaya çıktı. Öğretmenleri dinledi, öğrencilerle birlikte olarak gözlem yaptı. Bunlarla yetinmeyip bazı rant çevrelerinin tekerine çomak soktu. Bu rantçı çevreler, onun gitmesi için elinden geleni yapmaya çalıştı. Hatta mahkeme kararlarıyla kendileri FETÖ’cü olanlar, onu FETÖ’cülükle suçlama gafletinde bile bulundu.

Bunlara rağmen Doç. Dr. Taşçıer, kuru gürültüye pabuç bırakmayarak, yoluna devem etti. Sonuç olarak sahada belirlediği eksikleri gidermek için kolları sıvadı. İlk etapta LGS ve YKS’deki bu düşüşü belirlemek için 8 ve 12’nci sınıflara yönelik 4’er sınav yapmak kararı aldı. İlk sınavda tabloya bakılacak, ikincisinde nereye geldiklerini belirleyecekler, üçüncüsünde hedef analizi yapacaklar, dördüncüsünde ise, sınav performansına tam hazır hale gelebilecek gözlemler edinecekler. Böylece eğitimin geneli için bir yol haritası belirlenecek. Tabi yapılacaklar bunlarla sınırlı değil, Doç. Dr. Taşçıer ve ekibi, kısa, orta ve uzun vadeli çözüm önerilerini de yavaş yavaş devreye sokacaklar.

Diyarbakır’da eğitimde bir güzel haber de, Merkez Kayapınar Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Ünal Koç’tan geldi. Önceki dönem başlatılan eğitim seferberliğine kaldıkları yerden devam edecekleri kararı verdiklerini açıkladı. ‘Kayapınar Okuyor Projesi’ kapsamında 55 Z Kütüphanesine kavuşturdukları ilçeyi, şimdi de 1 milyon kitabın bulunacağı, tam donanımlı bir kütüphaneye daha kavuşturacaklarını duyurdu.

Kaymakam ve Belediye Başkan Vekili Ünal Koç, amaçlarının sadece kütüphane açmak olmadığını, bu kütüphanelerden sonuna kadar yararlanmasını sağlamak olduğunu, en büyük hedeflerinin ise öğrencileri teknoloji bağımlısı olma yerine, kitap bağımlısı yapmak olduğunu, bu amaçla önce sınıflarda, ardından otobüs duraklarında başlattıkları kitap okuma alışkanlığının, evlere girmesinden büyük mutluluk duyduklarını belirtti.

Tüm bu çalışmaların en tepesinde, Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Hasan Basri Güzeloğlu bulunuyor. Okuma-yazma konusunda çok hassas olan Güzeloğlu, bu alanda yapılan tüm çalışmalara ve getirilecek her olumlu projeye, kayıtsız-şartsız destek veriyor. Nitekim bunun katıldığı tüm etkinliklerde sürekli olarak dile getiriyor.

Güzeloğlu, eğitimdeki her başarın bir ödülü olacağını da vurguluyor. Bu amaçla da eğitim-öğretim yılı sonunda 100 başarılı öğrenci ile 100 başarılı öğretmeni yurt dışına tatile gönderiyor.

Hadi bakalım, Diyarbakır’da eğitimde güzel şeyler oluyor. Önce Diyarbakır’ı, sonra ülkeyi daha ileriye götürebilmek için okumak gerek. Hep beraber okuyalım, okuyanlara destek olalım.

Sevgiyle kalın.