Benim eserim mi, perişan halim?
Benim eserim mi, tutmayan elim?
Ne konuştuğunu bilmeyen dilim, 
İhtiyar oldum da, ona yanarım.

Kan revan doludur, gördüğüm düşler,
Derinden, derine sızlıyor dişler,
Yirmi sene önce, yıkmazdı kışlar, 
İhtiyar oldum da ona yanarım.

Eğilmiş kametim, pusulam bozuk,
Boşa geçen ömre, etmişim yazık,
Anladım dünyaya, çakılmaz kazık,
İhtiyar oldum da ona yanarım. 

Bülbüldüm ne güzel, cennetti bağlar,
Şimdi beni gören, acır da ağlar,
Derdimin yanında hiç kalır dağlar,
İhtiyar oldum da ona yanarım. 

Takatsiz, kalkmıyor, dizimle, kolum,
Ha bu gün, ha yarın, yakındır yolum,
Bir gün son’u yazar, aniden ölüm,
İhtiyar oldum da ona yanarım. 

Gençlik gibi güzel olmuyor işte,
Her gün bir rüzgar, estirir başta,
Mazide dans eder, gözdeki yaşta, 
İhtiyar oldum da ona yanarım. 

Küllenen yaralar açılır bazen,
Çocuk gibi oldum, her şeye kızan,
Şair Demir sonun, olacak hazan,
İhtiyar oldum da ona yanarım.