Güneydoğu Ekspres- AK Partili eski bakandan Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a övgüler. AK Parti'de Kültür ve Turizm bakanlığı yapmış olan Ertuğrul Günay twitter hesabından Demirtaş'a yönelik, "Siyasi liderler içinde ender bir isim, Yazar, sanatçı özelikleri var onun" dedi. Günay ayrıca Demirtaş ile birlikte Ahmet Altan ve Osman Kavala'nın da cezaevinde olmasının Türkiye'ye yarar sağlamadığını söyledi. 

Edebiyatçı yazar Atilla Dorsay ise Selahattin Demirtaş'ın öykü kitaplarını ve sanatçı kişiliğini T24'e yazdı. Günay'ın alıntıladığı yazıda Dorsay Kürtler'e de oyuna gelmemeleri çağrısı yapıyor. 


İşte Ertuğrul Günay'ın alıntıladığı Atilla Dorsay'ın Demirtaş'a ilişkin yazısı:


Demirtaş’ın öykü kitabı

Ve de benim için en önemli keşif. Yalnızca (rahmetli  Rauf Mutluay’ın deyimiyle) ‘yaz okumalarımın’ değil, son dönemdeki tüm okumalarımın içinde...O da Selahattin Demirtaş’ın öykü kitabı Devran (İletişim, 2019). Sadece 138 sayfalık bir kitapla okurunu böylesine sarsmayı başarmak...Doğrusu takdire değer....

Gençlik yıllarından beri siyasete ilgi duymuş ve başı zaman zaman yöneticilerle derde girmiş olan Demirtaş,  2015 seçimlerinde milletvekili seçilmiş, HDP’ye başkan olmuş. Kasım 2016 tarihinde HDP eşbaşkanı Figen Yüksekdağ ve 9 HDP'li milletvekili ile birlikte Türkiye Anayasası'na göre "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "terör örgütü üyesi olmak vb. iddialarla gözaltına alınmıştı. Ve o tarihten beri içerde.  

Demirtaş’ın yaptıkları

O kadar uzun zaman nasıl içerde kalınır, nasıl yaşanır? Doğrusu bilemiyorum. Kendi adıma sanırım dayanamaz ve bir biçimde intihar ederdim!..Ama onun gibi olan o kadar çok kişi var ki... Allah hepsine sabır versin, direnme gücü versin. 

Selahattin kardeş direndi, direniyor. Hukuk mezunu Demirtaş, içerde çok iş yapıyor ve hep dostukla yüklü iyimser mesajlar veriyor. İşte 31 Mart seçimlerinden hemen önceki bir mesajı: 

“Herkese merhabalar. Biliyorum, seçim sürecinde zaman zaman çok öfkelendiniz, isyan ettiniz. Haklısınız da. Ama artık bunları aşan bir durumdayız. Pazar günü sandıklar kuruluyor. Sandığa giderken, yanınıza günlük sığ siyasi tartışmaları almayın lütfen. Onları geride bırakın”.

Ve o yazıyor. Sürekli yazıyor: iki kitabı çıktı. Ayrıca resim yapıyor, beste yapıyor. Ankesörlü telefona bestelediği “kendi şarkısı”nı okumuş. Dört başı mamur bir sanat insanı o…

Seher üzerine Oya Baydar’ın yazısı

Bir önceki kitabı Seher’i okumamıştım. Bakınız sevgili  Oya Baydar neler yazmış:

“Seher’deki hikâyeler heveskâr işi değil; insana ve yaşama duyulan derin sevginin ince bir mizahla harmanladığı has yazar işi metinler. Karşımızda, tutsaklık günlerinde vakit doldurmak için yazan biri değil, bugüne kadar ortaya çıkmamış, okura ulaşmamış bir edebiyatçı var.

Demirtaş’ın hikâyelerini okuyunca, keşke halkına, ülkesine, dünyaya karşı duyduğu sorumluluk ağır basmasaydı da yazar olsaydı diye hayıflandım. Sonra, edebiyat-sanat damarımın bencilliğinden utandım: o zaman, edebiyat bir yazar kazanacak ama Türkiye Demirtaş kalibresinde bir siyasetçiden, geleceğin önemli bir liderinden, barış ve özgürlük umudundan yoksun kalacaktı”.

Devran’daki farklı hikâyeler

Gelelim Devran’a... Yazarın “Şu ana kadar hayatlarının 17 yılını hapishane, mahkeme kapılarında, çocuklarının peşinde geçiren iki koca yürekli emekçiye, Anama ve Babama minnetle” diyerek ailesine adadığı bu kitaptaki 14 hikaye bir solukta okunuyor. Çoğu ırk ve dilleri açısından belli bir azınlığa, ama içinde yaşadıkları sefil koşullar açısından büyük bir çoğunluğa ait bu öyküler sanılacağı gibi hep dramatik değil. Açık bir zekaya işaret eden  keskin bir mizah ve yoğun bir alaycılık da araya siniyor. Gün Olur Devran Döner, Ardiye, AVM, belki en dramatiği olan Baran’ın Beşiği gibi öyküler azınlıklara karşı yapılagelen haksızlıklara değinirken, Aşk Boğar İnsanı çok hüzünlü bir aşk hikayesi.


 

Editör: TE Bilişim