Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Selahattin Menteş için Yüce Divan Salonu'nda yemin töreni düzenlendi.

Törene, Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, YSK Başkanı Sadi Güven, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, yüksek yargı üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.

Törende konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, 2010 Anayasa değişikliğiyle hukuk sistemine dahil edilen bireysel başvurunun, Türk yargısında yapılan en büyük reform olduğunu söyledi.

"Bize yapılan başvuruları dikkate aldığımızda bunun altından kalkma kapasitesine sahip dünyada herhangi bir anayasa mahkemesinin olmadığını rahatlıkla anlarız" diyen Arslan, bireysel başvurunun amacının ülkedeki her bir hak ihlalini tek tek ele almak suretiyle gidermek değil, hak ihlallerinin kaynağını kurutmaya yönelik kararlar vermek olduğunu kaydetti.

‘190 bini karara bağlandı'

Arslan, böylelikle hukuk düzeninin, hak ihlali üretmeyecek bir hale gelmesinin sağlanacağını ifade etti. Arslan, giderek artan bireysel başvuru sayısı nedeniyle Anayasa Mahkemesi'nin iş yükünün de arttığını belirterek, şöyle konuştu:

"Bireysel başvuru hakkının tanındığı 23 Eylül 2012'den bugüne kadar toplam 236 bin civarındaki başvurudan 190 binini mahkememiz karara bağlamıştır. Şu ana kadar derdest başvuru sayısı 46 bin kadardır. Bu 46 bin rakamının ne kadar büyük olduğunu anlamak için 47 ülkeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru sayısını da söylemek gerekiyor, 56 bin. Bununla karşılaştırdığımızda Anayasa Mahkemesi önündeki iş yükünün hangi boyutlara ulaştığını daha iyi anlayabiliriz."

Anayasa Mahkemesi olarak gitgide artan ve yıllık 40-45 bin bandına ulaşan başvuru sayısıyla başa çıkabilmek için gerekli tedbirleri aldıklarını anlatan Arslan, şöyle devam etti:

"Ancak takdir edersiniz ki bu iş yüküyle başa çıkmak, sadece Anayasa Mahkemesi'nin yapabileceği bir iş olmadığı gibi sadece Anayasa Mahkemesi'nin de vazifesi olmamalı. Çünkü bireysel başvuru bu ülkenin temel meselesi ve gelecek kuşaklara gururla bırakabileceğimiz en önemli kurumlarından birisidir. Bireysel başvurunun etkili bir hak arama yolu olarak devam etmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması bu ülkede yaşayan herkesin temel vazifesi. Yedi yıllık tecrübe bize şunu gösterdi, geldiğimiz noktada, bireysel başvurunun işleyişine yönelik birtakım yasal değişiklikler kaçınılmaz hale geldi. Bu kapsamda öncelikle eksiklik bildirimi sisteminin gözden geçirilmesi, hatta kaldırılması gerekiyor. İstisnalar öngörülebilir ama eksiklik bildirimi mahkememize inanılmaz şekilde zaman, emek kaybettiriyor. İkinci olarak önemsiz, fazla zarara uğranmamış bireysel başvuruları daha hızlı şekilde ayıklayabilmek ve mahkemenin zamanını, emeğini daha çok anayasal öneme sahip başvurulara ayırabilmesi için, tek başına kabul edilemezlik kriterini müstakil, bağımsız bir kriter olarak benimsemek gerekiyor. Son olarak uzun yargılama şikayetlerinin Adalet Bakanlığı bünyesinde oluşturulan komisyona devredilmesine yönelik bir değişikliğin yapılması gerek."

'İhlale yol açan yapısal sorunların çözümü'

Yasal değişikliklerin ötesinde, bireysel başvurunun asıl başarısının ihlale yol açan yapısal sorunların çözülmesine bağlı olduğuna işaret eden Arslan, "Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararlarındaki, ihlalin giderimine ilişkin değerlendirmelerinin ilgili mercilerce çok dikkatli şekilde değerlendirilmesi ve uygulanması hayati derecede önemlidir. Eğer ihlalin kaynağını kurutmak, yeni ihlalleri engellemek istiyorsak öncelikle Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararında ne söylediğini anlamamız gerekiyor. Bazen mahkemelerimiz önündeki uyuşmazlıkta karara varabilmek için yeni bir bireysel başvuru bekliyor. Halbuki benzer konuda Anayasa Mahkemesi bir ihlal kararı verdiyse mahkemelerimiz yeni bir başvuru yapılmasını beklemeden, oradaki ilkeleri değerlendirerek karar verebilir. Bu da yeni ihlalleri, dolayısıyla yeni bireysel başvuruları engeller" değerlendirmesini yaptı.

Arslan, ihlalin yargı kararından değil de açıkça kanundan kaynaklanması halinde yeniden yargılama yapılmasının söz konusu olamayacağını vurgulayarak, bu durumda ihlale neden olan kanun hükmünün kaldırılması veya değiştirilmesi amacıyla kararın bir örneğinin TBMM'ye gönderildiğini hatırlattı.

'Temel hakların korunması ortak hedef'

İhlalin kanundan kaynaklandığının tespit edilmesi halinde o kanunun değiştirilmesi veya kaldırılması gerektiğini belirten Arslan, aksi takdirde aynı kanunun uygulanmasının her geçen gün yeni ihlallere neden olacağına işaret etti.

Temel hak ve hürriyetlerin korunması konusunda devletin kurumları arasındaki iş birliğinin önemine de değinen Arslan, temel hakların korunmasının ortak bir hedef olduğunu, sadece Anayasa Mahkemesi üyelerinin değil, devletin başı Cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin de "temel hak ve hürriyetlerin korunması ülküsünden ayrılmayacaklarına" dair yemin ettiklerini kaydetti.

Arslan, "Bu nedenle, temel hakların korunması, devletin ortak hedefidir hatta devletin varlık sebebidir. Bu hedefe doğru evrilmek için kurumlar arası iş birliği anayasal bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor" diye konuştu.

Arslan'ın konuşmasının ardından yemin törenine geçildi. Öz geçmişi okunan yeni üye Selahattin Menteş yemin etti. Menteş'e kisvesi Başkan Arslan tarafından giydirildi. (AJANSLAR)

Editör: TE Bilişim