Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Kongrelerimizde ortaya çıkacak yeni teşkilat yapımız 2023 ve 2024 seçimlerindeki başarılarımızda hayati rol oynayacaktır. Bunun için en küçük bir hataya, boşluğa yer vermeden süreci tamamlamalıyız” dedi.

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, il başkanlarına uyarılarda bulundu. AK Parti’nin 7. Olağan Kongre sürecinin belirlenen takvime uygun şekilde sürdürüldüğünü, Aralık ayında belde kongreleri ile sürece başlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şubat ayı ile birlikte ilçe kongreleri, yaz sonuna doğru il kongrelerinin başlayacağını, yıl sonuna kadar da tamamlanacağını söyledi. AK Parti’nin dinamik bir yapı olduğunu belirten Erdoğan, “AK Parti’de ‘eski’ diye bir kavram yoktur. Her AK Partili son nefesine kadar bu kutlu davanın mensubudur. Partimizde sadece görev değişikliği olur. Teşkilatlarımızda, belediyelerimizde, meclisimizde sorumluluk üstlenmiş tüm arkadaşlarımızla farklı konumlarda birlikte çalışmayı sürdürüyoruz. Görevine devam edecek ve değişecek teşkilatlarımızla ilgili çalışmalarımızı belirli bir safhaya getirdik. Bu süreçte istifa ederek teşkilatlarının yeniden yapılandırılmasına katkıda bulunan kardeşlerime teşekkür ediyorum. Yeni görev alan kardeşlerime de şimdiden muvaffakiyetler diliyorum” diye konuştu.

“AK Parti’nin sahibi millettir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatların milletle en güzel kucaklaşmayı sağlayacak isimlerden oluşması gerektiğini söyledi. Erdoğan, “AK Parti’de ilçe başkanı, il başkanı, yönetim kurulu üyesi, belediye başkanı, milletvekili olmak demek, günün 24 saati milletin emrinde olmak demektir. Böyle bir çalışma temposunu göze alamayan bu tür görevlere de talip olmamalıdır. Millete hizmet etmek yük değil, şereflerin en büyüğüdür. Özellikle 2018 ve 2019 seçimlerinin sonuçlarını adeta sandık sandık, mahalle mahalle, ilçe ilçe tetkik ederek gereken dersleri çıkartmamız şarttır. Şayet bir yerde oyumuz düşmüşse, milletvekili ve belediye başkanı sayımız azalmışsa hiçbir şey yokmuş gibi davranamayız. Kongrelerimizde ortaya çıkacak yeni teşkilat yapımız 2023 ve 2024 seçimlerindeki başarılarımızda hayati rol oynayacaktır. Bunun için en küçük bir hataya, boşluğa yer vermeden süreci tamamlamalıyız” şeklinde konuştu.

“Hasmane ve yıkıcı tavır içindedir”

Yürüttükleri mücadelede en büyük güç ve moral kaynağının milletin desteği olduğunu kaydeden Erdoğan, “Beka mücadelemizde durum böyleyken iç siyasette bambaşka bir fotoğraf ile karşı karşıyayız. Cumhur İttifakı içinde birlikte olduğumuz MHP ve diğer kardeşlerimiz sağ olsunlar bugüne kadar attığımız her adımda bize destek verdiler. Buna karşılık CHP ve HDP ile onlarla birlikte hareket eden marjinal çevreler yalanda ve iftirada adeta sınır tanımıyorlar. CHP Genel Başkanı Türkiye’nin tüm milli meselelerinde sinsi, hasmane ve yıkıcı tavır içindedir. Dünkü grup toplantımızda Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası, istihdam, emeklilik konularındaki yalanlarına cevaplarımızı verdik. Buna rağmen aynı yalanların bir kısmını bizden hemen sonra geçtiği kameralar karşısında yenilerini ekleyerek tekrarlamaktan hicap duymadı. İspatla diyoruz, yapamıyor, yalan söyleme diyoruz, tıyneti icabı bundan kendi geri alamıyor. Madem hakkı söyleyemiyorsun, öyleyse su diyoruz, onu hiç beceremiyor. Ağzını her açtığında dünyanın en büyük devletlerini kurmuş, medeniyetini inşa etmiş ecdadımıza hakaret etmeyi maharet sanıyor. Bu zatın kendi geçmişinden, köklerinden utanması bizi ilgilendirmez. Ama hiç kimsenin milletimizin tarihine, ecdadın aziz hatırasına haksızlık etmesine rıza gösteremeyiz. Bu kişinin sadece ecdada değil, milletimizin bugün yaşayan fertlerine ve bilhassa çocuklarımızın geleceğine de saygısı yok. Neymiş efendim, can ve mal güvenliği olmayan ülkeye yabancı sermaye gelmezmiş. Yani yabancılara ‘Türkiye’ye yatırım yapmayın’ diyor. Kendi ülkesini küresel sermayeye kötüleyerek dış yatırım gelmesinin önüne geçmeye çalışmanın adı açıkça söylemek gerekirse ihanetin dik alasıdır. Neyse ki bu zatı sadece biz değil, küresel sermaye de ciddiye almıyor. Ülkemizde yatırım yapan veya yapmak isteyen küresel sermaye, Türkiye’nin gücünün ve imkanlarının gayet iyi farkında. Türkiye'nin küresel doğrudan yatırımlardan aldığı pay bizim dönemimizde binde 1’den yüzde 1,1’e çıkmıştır. Bay Kemal bunu bir defa öğrenmen lazım. Bay Kemal binde 1 ile yüzde 1,1’i ayırt edemez. Uluslararası firmaların çoğu özellikle Batı medyasının ve ülkemiz karşıtı lobilerin baskılarına rağmen yatırım için Türkiye’yi tercih ediyor. Küresel yatırımlardaki azalma eğilimine rağmen ülkemiz hala cazibesini sürdürüyor. Borsamız rekor kırıyor. Geldiğimizde 10 bin-11 bindeyken şuan itibarıyla borsamız 107 bini yakalamış vaziyette. Tahvil ihracatlarımıza rekor teklifler geliyor. Ülkemize yatırım kararı alan firmayı caydırmak için belli kesimlerin dışarıda ve içeride nasıl çırpındıklarını hep birlikte izliyoruz. Türkiye her alanda tarihinin en büyük mücadelelerini verirken CHP Genel Başkanı acaba neredeydi. 15 Temmuz’da millet canı pahasına darbeye direnirken bu zatın darbeciler eşliğinde tanklar arasından gittiği Bakırköy Belediye Başkanının evindeki rahat koltuğunda televizyon seyrettiğini biz gayet ili biliyoruz. Ekonomimize yönelik saldırılar yaşanırken kendisini hiç ortada görmedik. Terör örgütleri ülkemizi kuşatmak için saldırı üstüne saldırı yaparken, bu zat orada sadece bizi eleştirecek malzeme çıkartmanın peşindeydi. Hatta teröristlere ‘arkadaşlar’ diyerek onları pohpohlamakla meşguldü. Yürüttüğümüz harekatlar konusunda şöyle içten gelen bir ‘hayırlı olsun’ sözünü ağzından duymadık, teröristlere de hiçbir zaman ‘bunlar teröristtir’ dediğini yine ağzından duymadık” şeklinde konuştu.

“Bizim şuanda IMF ile işimiz yok, biz bize yeteriz”

AK Parti hükümete geldiğinde devletin vatandaşına borçlu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Kemal iyi dinle, sen bu işlerden pek anlamazsın ama öğreteceğim sana da bunu. Devlet ‘zorunlu tasarruf’ diyerek, ‘konut edindirme yardımı’ diyerek vatandaşlarından para kesmiş, ancak ne bunun gereğini yerine getirmiş ne de parayı geri ödemişti. Zorunlu tasarruf kesintileri 1 Nisan 1998 ve 2000 yılı Mayıs ayı arasında yapılmıştı. Memurlarla, 10 ve üzeri iş çalıştıran iş yerleri bu sisteme mecburi olarak dahil edilmişti. Sistemdeki kişi sayısı 10 milyonu buluyordu. Hükümete geldikten sonra bu kesintilerin anaparası ve nemasından oluşan dönemin parasıyla 17 milyar liranın üzerinde bir tutarı, devlet işçisine memuruna borçlu olur mu dedik ve hak sahiplerine bunu ödedik. 1987 ile 1995 yılları arasında konut edindirme yardımı adıyla yapılan kesintiler vardır, bu kapsamdaki toplam 8 milyon kişiye de 3,5 milyarın üzerinde ödemeyi biz yaptık. Hükümete geldiğimizde adeta kucağımızda bulduğumuz 23,5 milyar dolar IMF borcumuzu da son kuruşuna kadar Mayıs 2013’de biz ödedik ve o defteri kapattık. Bunlar geçenlerde bize nasihat ediyorlardı, ne diyorlardı, ‘Yine IMF’den borç almanız lazım.’ Geçen buraya gelenlerle özel toplantılar yaptılar, ondan sonra kıvırmaya başladı. Yapılır, yaparız, bunu yapmakta bir sakınca yok, tamam da size mi kaldı. Siz zaten zamanında yaptınız, bu ülkeyi duman ettiniz. Biz geldik bu borçlanmayı ödedik ve defteri kapattık. Bizim şuanda IMF ile işimiz yok, biz bize yeteriz. Bunların hepsi de bizden önceki dönemlerde toplanıp harcanan, ödemişi bize kalan borçlardır. Devlet milletine borçlu olamaz diyerek bu meseleleri çözdük. 2003-2018 yılları arasında ülkemizi ortalama yüzde 5,6 büyüttük. Böylece satın alma paritesine göre dünyanın en büyük 13. ekonomisi haline geldik. 2002’de yıllık sadece 70 milyar lira yatırım yapan Türkiye, bugün yıllık 1 trilyon liranın üzerinde yatırım yapma seviyesine ulaşmıştır. 70 milyar nere, 1 trilyon nere. Genel ticaret sistemimizdeki ihracatımız 180 milyar doları geçerek her ay rekor tazeliyor. Bu yılın ilk 9 ayında dünya ihracatı yüzde 2,6 azalırken, Türkiye’nin ihracatı yüzde 2,9 oranında yükselmiştir. Cari işlemler dengemiz artık açık değil, fazla veriyor. Bu tablo cari açık meselesinin ekonomimizin yumuşak karnı olmaktan çıkmaya başladığını gösteriyor. Döviz kurundaki ve faizlerdeki yükselme sebebiyle kamu borçlanma oranında bir parça artış yaşanmışsa da hala AB kriterlerine göre çok iyi bir durumdayız. Enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirerek, faizleri hızla düşürerek ülkemizin üzerindeki kara bulutları dağıtıyoruz” dedi. (İHA)

Editör: TE Bilişim