Fuat Bulut /Özel Haber

Güneydoğu Ekspres  Diyarbakır -  İYİ Parti Diyarbakır İl Örgütü’nde iki yıl boyunca atama başkan olarak görev yapan Vejdin Ensarioğlu, geçen hafta gerçekleşen 1’nci Olağan Genel Kurul’da üyelerin oylarıyla İl Başkanlığı’na seçildi. Ensarioğlu, İYİ Parti’nin kongre sonrası yol haritasını, kentin sorunlarını ve çözüm önerilerini gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e anlattı. Sayın Ensarioğlu’na yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

*Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Vejdin Ensarioğlu kimdir?

1973 yılında Dicle’de doğdum. İlk ve orta öğrenimi Dicle’de, liseyi Diyarbakır merkezde tamamladım. Azerbaycan’da Bakü Devlet Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği’ni okudum. Evli ve iki çocuk babasıyım.

*Siyasete ilk ne zaman atıldınız?

Babam 1991’de DYP’den milletvekili oldu. Bu nedenle içli dışlıydık siyasetle. 1995’te DYP Yalova İl Örgütü’nde yönetici ve gençlikten sorumlu başkan yardımcılığı görevini yürüttüm. Görev almadım çoğu zaman. Hep arka planda siyasete devam ettim.

*İYİ Parti süreci nasıl gelişti?

24 Haziran seçimlerinde kurucu başkanımız Sayın Ahmet Yiğit’ti. Kendisi milletvekili adayı olunca ayrıldı. Genel Başkanımız da bu görevi bana Mayıs 2018’de tevdi etti. İki yıl boyunca bu görevi layıkıyla yerine getirdiğime inanıyorum. Yerel siyasette yerel sorunlarla ilgilenmek zorundasınız. Biz Diyarbakır’dan bakıyoruz Türkiye’ye.

“EN BÜYÜK SORUN GENÇLERİN İŞSİZ OLUŞUDUR”

*Peki sizce Diyarbakır’ın ne gibi sorunları var?

Beni hem heyecanlandıran hem de üzen gençlerdir. Çünkü genç nüfusun oldukça fazla olması pozitif bir şey ve sevindiriyor, ama çoğunun işsiz olması da üzüyor. Daha önce hep terörle anılıyordu Diyarbakır. Bu konu istismar edildi, siyasi argüman olarak kullanıldı. Biz önceliğin ekonomi sorunu olduğuna inanıyoruz. Ana kaynak olarak da bunu görüyoruz. Çünkü siz işsizliği ortadan kaldırır ve refahı yükseltirseniz insanların da yanlış yollara girmesinin önüne geçersiniz.

İktidar partisinin burada bir hizmeti yok. Diyarbakır’ın 1 milyon 800 bin nüfusu var, ele avuca sığmayan gençliği var; siyasi bir bakış açısıyla hizmet yapmaya kalkışırsak hepimiz kaybederiz. Örnek vermek gerekirse; Mehdi Eker’e bakalım. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yaptı. Diyarbakır’ın evladı olarak. Peki kentimiz tarım ve hayvancılıkta nerede? İlgili birimler baksın, araştırsın. Daha da geriye gittik. Çiftçilerimiz artık yetkililere seslerini iletemedikleri için yol kesme eylemi yapıyorlar. İstihdam yaratma adına yerel iş insanlarının da desteklendiğine inanmıyorum.

“VALİ BEY GENÇLERLE TOPLANTI YAPABİLİR”

Bu sorunların çözümü adına Diyarbakır’a yeni atanan Sayın Valimiz Münir Karaloğlu bir şanstır. Turizm kenti Antalya’dan buraya geldi. Zerzevan Kalesi için açıklamaları vardı. Çok mutlu oldum. Diyarbakır’ın kültürel zenginlikleri var. Bunları gün yüzüne çıkarmamız gerekir. Diyarbakır artık bunlarla gündeme gelmeli.

*Peki sıraladığınız sorunlar arasında işsizlik ve genç nüfus ön plana çıktı. Sizin çözüm reçeteniz nedir?

Demin dediğim gibi sayın valimiz bu gençlerin elinden tutabilir. Onların fikrine danışabilir sayın valimiz. Bakalım gençlerimiz nasıl bakıyor Diyarbakır’a. Siyasiler, bürokratlar olarak belki Diyarbakır’a yanlış bakıyoruz. Bana sorarsanız öncelik fabrikalar kurulmalı. Bakın yanı başımızda bir cami yapılıyor ve 3 yıldır bitirilemiyor bir türlü. Devletimiz elini vatandaşımızın cebine koyarak 1 lirayla bu camiyi bitirmek istiyorsa bu korkunç bir şey. Bu caminin yerine veya yanına bir fabrika yapılabilirdi. Ben mütediyin bir aileden gelmeyim, 9 yaşından beri de namaz kılan biriyim. Elbet bir cami olabilir ama yanına bir fabrika da olabilirdi. Burada bin kişi çalışabilirdi. Bu aynı zamanda bin aile demek. 10 bin insan demek aynı zamanda. Kent ekonomisine katkısı ve aynı zamanda gençlere bir güven ortamı yaratılabilirdi. Bu kentte İşkur, çok siyasi söylemlerle lekelendi. Siyasi müdahaleler yapıldı. Gençlerin önüne çözüm gibi sunulan İşkur bir aldatmacadır.

“İKTİDAR PARTİSİ DİYARBAKIR’I CEZALANDIRIYOR”

Yatırım için bu kente gelenlerin önünde bir takım bürokratik engeller var. Bunları kolaylaştırmak gerekiyor. İş insanın burada vakit kaybetmesinin önüne geçmek gerekiyor. Ortam, biliyorsunuz sermaye çok ürkektir. Burada rahat bir ortamı bulmazsa gelmez. Bu ortamı bizler, STK’lar, mülki idareler olarak elbirliği ile elimizi taşın altına koyalım ve sermayeyi getirelim. Bir önyargı var çünkü. Yerelde HDP kazanıyor diye iktidar burayı cezalandırıyor. Çünkü iktidar nasıl olsa burayı HDP kazanıyor diye bakıyor. 2002’de HDP 1 milyon 800 bin oy alıyordu, şimdi ise 6 milyon oy alıyor. Peki HDP köprü mü yaptı, yol, fabrika mı yaptı? Neden bu kadar oy artışı oldu. Çünkü bir insanları küstürdük. Biz umuttuk ama insanların umudunu aldık ellerinden. Seçmen de tepki oyu olarak HDP’yi tercih etti. Ben HDP’nin kemik oyunu Türkiye geneli yüzde 5 olarak görüyorum, gerisi tepki oyudur.

*Az önce HDP kazanıyor diye iktidar Diyarbakır’ı cezalandırdı dediniz. Bunu biraz açar mısınız?

Siyasi bir rol alarak Diyarbakır’ı ötelediler. Son iki dönemdir Diyarbakır’a bakanlık verilmiyor mesela. Neden Diyarbakır’a bakanlık verilmiyor?

“DİYARBAKIR NE YAZIK Kİ SAHİPSİZ”

*Aynı zamanda Diyarbakır yeterince temsil edilmiyor mu Meclis’te?

Diyarbakır’ı temsil eden 12 milletvekili var. HDP’nin 9 vekilini bir kenara bırakırsak; çünkü kendileri hizmet amaçlı gelmediklerini bazı yerlerde söylüyorlar. İktidar partisinden de 3 vekil var. Diyarbakır için iyi niyet beslediklerine inanıyorum. Ancak yeterliler mi? Hayır. Bu üç vekil Diyarbakır’a vakıf değiller. Halktan çok kopuklar ve sahada değiller. Buraya geldiklerinde polis eşliğinde geliyorlar ve vatandaş kendilerine ulaşamıyor. Bana yüzlerce kişi geliyor. Aktardıkları sorunlar aslında iktidar parti vekillerine iletilmesi gereken konular. Çünkü seçimlerde bulundukları yerlerde yüzde 70 AK Parti, yüzde 30 HDP’nin oy aldığı yerler. Bunu vekillerinize neden iletmiyorsunuz dediğimde onlara ulaşamıyoruz diyorlar. Bu ne kadar vahim ve acı bir şey. Diyarbakır, Meclis’te ne yazık ki sahipsiz.

“MEHDİ EKER BÜROKRAT OLMAKTAN SIYRILAMADI”

*Demin ben size soru sormadan, isim zikretmeden Mehdi Eker’in ismini andınız. Kendisine kırgın veya kızgın mısınız?

Mehdi Eker’e şöyle bir şey söyleyeyim. Küçümsemek anlamında söylemiyorum. Babamın bakanlığı döneminde, 1998 yılında Mehdi Eker tarımdan sorumlu resmi olmayan danışmanıydı. Bizim onunla o dönemden devam eden bir dostluğumuz var. Kendi şahsıyla ilgili kırgınlığımız yok. Ancak Mehdi Eker bir bürokrattır. Gördüğüm kadarıyla bu kimliğinden sıyrılamadı. Bürokratlar ne yapar. Ya yukarıdan emir alır ya da aşağıya emir verir. Peki siyasetçi ne yapar. İrade koyar. Ben siyasetçinin irade koyduğunu babamın vekil olduğu dönemde gördüm. Grup kararı olduğu halde birçok konuda aykırı düşünceye sahip olarak grubunu ikna etmiştir. Sadece Diyarbakır için değil Güneydoğu için alınacak birçok yanlış kararı geri çevirmiştir. Sorumluluk alarak irade koymuştur. Bürokratın öyle bir durumu yok. Bürokrat sadece söylenenleri yerine getirir ve halkı yeterince dinleyemez. O kağıtlar içerinde boğulup gider. Kendisine Diyarbakır’a sahip çıkılmaması yönünde eleştirim var.

*Kongre sonrası yol haritanızı belirlediniz mi?

Tüketen değil, üreten bir toplum arayışı içindeyiz. Halkımızda aldığımız bilgilerle yolumuza devam edeceğiz. Yerel sorunları yerelde önemseyeceğiz. Genel merkezimizle paylaşacağız. Genel Başkanımız da çok duyarlı bu konuda.

Editör: TE Bilişim