Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, "Türkiye'de bilim adamlarımız milli aşımızı geliştirmek için çalışıyor. Şu anda 16 aşı adayımız var. Bunlardan 13 tanesi Dünya Sağlık Örgütü listesinde yer alıyor. Amacımız bu aşıları ihtiyaç sahibi tüm ülkelerle paylaşmak. Bu anlamda Balkanlar da dahil olmak üzere komşu ülkelere özel önem vereceğiz" dedi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, "COVID-19: Balkanlar'da zorluklar ve fırsatlar” konulu Güney Doğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ) Çalıştayı'nda konuştu. Çalıştayın Güney Doğu Avrupa İşbirliği Süreci çalışmalarına önemli katkılarda bulunacağını kaydeden Kıran, ”Türkiye, GDAÜ dönem başkanlığını Temmuz ayında üçüncü kez devraldı. Bize göre bu sürecin esas misyonu tüm Balkan ülkelerini aynı masa etrafında bir araya getirmek. Bugünkü çevrimiçi toplantı aracılığıyla bu hedefe ulaştığımızı görmekten mutluluk duyuyorum. Balkan halkları olarak hepimiz zihnimizdeki ortak tarihimizle bu toplantıya katılıyoruz. Balkan kökenli yaklaşık 15 milyon vatandaşımız var. Güçlü tarihi, kültürel ve insani bağlar Türkiye'yi bölgenin ayrılmaz bir parçası haline getiriyor. Balkanlar, bize Avrupa'nın geri kalanıyla coğrafi bağlantı sağlıyor. Bölgemizdeki ekonomik ve sosyal bütünleşme, huzur ve refahı artıracak. Ayrıca entegrasyon bölgesel ve küresel zorluklara karşı ortak yanıtlar geliştirmemizi sağlayacak” dedi.

Salgının başlangıcından bu yana dünya çapında 70 milyondan fazla vaka kaydedildiğini hatırlatan Kıran, "1,6 milyondan fazla insan virüsün kurbanı oldu. Sadece geçen hafta 4,3 milyon yeni vaka açıklandı. Balkanlar'da COVID-19 vakalarında önemli bir artış var. GDAÜ üyeleri 3,5 milyon vaka kaydetti. Yaklaşık 60 bin kişi hayatını kaybetti. Bu istatistikler, salgınla başa çıkmak için açıkça uluslararası ve bölgesel dayanışma çağrısında bulunuyor. 156 ülke ve 11 uluslararası kuruluşa dostluk ve dayanışma elini uzatarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Bu çerçevede bölge ülkelerine de tıbbi yardım sağladığımızı belirtmekten memnuniyet duyuyorum. Covid-19, bir sağlık krizi olmasının yanı sıra, ülkelerin sosyal ve ekonomik yapısı üzerinde ciddi bir etki yaratıyor. Sosyal ve ekonomik eşitsizliğin artışına tanık oluyoruz" diye konuştu.

Mültecilerin ve göçmenlerin salgından ağır bir şekilde etkilendiğini kaydeden Kıran, "Mevcut ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi eğilimleri maalesef daha da artıyor. BM gibi uluslararası kuruluşlar bu sınamalara yeterince hızlı yanıt veremiyor. BM Güvenlik Konseyi'nin Covid-19'u gündemine alması aylar sürdü. Bu sürdürülebilir değil. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu Covid-19 Özel Oturumu'nda 'Bu ölçekteki bir küresel kriz karşısında hepimiz güvende olana kadar kimse güvende olamaz' dedi. Bu bakımdan aşıların tüm insanlığın hizmetine sunulması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye'de bilim adamlarımız milli aşımızı geliştirmek için çalışıyor. Şu anda 16 aşı adayımız var. Bunlardan 13 tanesi Dünya Sağlık Örgütü listesinde yer alıyor. Amacımız bu aşıları ihtiyaç sahibi tüm ülkelerle paylaşmak. Bu anlamda Balkanlar da dahil olmak üzere komşu ülkelere özel önem vereceğiz. Aşı sertifikalarının ve PCR test sonuçlarının karşılıklı tanınması gibi yenilikçi bölgesel işbirliği yolları üzerinde de birlikte çalışmalıyız. Böylece sınırlardan geçişleri kolaylaştırmanın yanı sıra turizm sektörüne de katkıda bulunmuş oluruz. Aynı zamanda tedarik zincirlerinin faaliyetlerini sürdürmesine de katkıda bulunacaktır" ifadelerini kullandı. (İHA)

Editör: TE Bilişim