Türk ürünlerini boykot eden Suudi Arabistan’ın ulusal petrol ve doğalgaz şirketi Saudi Arabian Oil Company firmasına Rekabet Kurumu tarafından yatırım onayı verilmesini Türk ve Suudi uzmanlar  değerlendirdi. Suudi Arabistanlı siyaset bilimci Yahya al-Talidı, iki ülke arasındaki soğukluğa rağmen yatırımların süreceği görüşünde.

‘Ankara ve Riyad ilişkileri koparma niyetinde değil’

Talidı “Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerinde bölgesel politikalardaki bir dizi görüş ayrılığı nedeniyle son dönemde belirgin bir soğuma mevcut. Bunun yanında siyasi gerilim Riyad ile Ankara arasındaki ekonomik ilişkilere de yansımış durumda. Ülkeler arasındaki ticaretin siyasi ilişkilerden etkilenmesi son derece doğal. Yatırımdan bahsedecek olursak, bunun herhangi bir değişime uğrayacağını düşünmüyorum. Riyad ile Ankara arasındaki ilişkiler her şeye rağmen devam ediyor, kimsenin ilişkiyi koparmaya niyeti yok. İlişkilerin soğuması da ilişkilerdeki buzların erimesi gibi gelip geçebilecek bir durum. Ticari işleri kimse riske atmaz” diyor.

‘Suudi Arabistan hiçbir zaman resmi boykot uygulamadı’

Suudi Arabistan’daki boykotun resmi bir karar olmadığını da hatırlatan Suudi uzman “Saudi Aramco Development Company (SADCO) ile Baker Hughes Company’nin (BHC) petrol ile doğalgaz uygulamalarında kullanılmak üzere kompozit ürünlerin geliştirilmesine yönelik oluşturduğu ortak girişim, stratejik önemde bir ekonomik anlaşma. Siyasi anlaşmazlıklar her ne olursa olsun bu ortak girişimin dondurulmasının kimseye bir yararı olmaz. Üstelik de hiçbir zaman devlet kararıyla Türk ürünlerine karşı resmi bir boykot uygulanmadı. Olup biten, resmi olmayan bir boykot girişimidir. Bu nedenle de son derece önemli uluslararası projelerle boykotun hiçbir ilişkisi yoktur” ifadelerini kullandı.

Ekonomist Mustafa Sönmez, Sputnik’e değerlendirdi. Sönmez, Rekabet Kurumu kayıtlarına 16 Nisan’da giren başvurunun 9 Eylül’de onaylandığını hatırlatarak “Yani bu süreç, Suudi Arabistan’ın Türk mallarına dönük boykot başlatmasından çok önce tamamlanmış” dedi ve şöyle devam etti:

“Yapılacak yatırımlar için izin çıkması en az 1 yıllık bir süreç. Yani bu boykot çıkışının çok öncesine denk geliyor. Bu yüzden şaşılacak bir durum değil. Zaten boykot kararı gayri resmi bir tavır olarak uygulandı. Daha çok da güney illerinden, Hatay dolaylarından yapılan ihracat etkilendi ama son temaslarla bu boykot da kalkmış gibi görünüyor. Bence bu boykotla yatırımı çok fazla ilişkilendirmeye gerek yok.”

‘Yapılacak yatırımın miktarı da önemli’

Yatırımın maliyetinin de henüz bilinmediğine ve maliyetin bilinmesinin önemine işaret eden Sönmez “Yatırımın, nasıl bir yatırım olduğunu veya boyutunu bilmiyoruz. Bazı durumlarda, yüksek miktarda sermaye söz konusu ve kapsamlı bir proje ise ona özel teşvikler veriyor hükümet. O nedenle maliyetine bakılması da önemli. Bu ne kadar kapasiteli bir yatırım olacağı, ne üreteceği, ne kadarını ihraç edeceği veya nasıl bir hammadde kullanacağı gibi konular önemli” diye ekledi. (sputink)

Editör: TE Bilişim