Şu anda yaşanmakta olan Korona Salgını ile durdurulması yönünde mücadele devam ederken ve bu anlamda dünya zorlanırken, öte yandan salgın sonrasında insanlığı bekleyen bir gelecek tasavvuru de tartışılmaktadır. Salgın bir şekilde durdurulduktan sonra insanlık halinin nasıl olabileceği konusunda deyim yerindeyse ürkekçe de olsa kimi bilim insanı öngörülerini paylaşmaktan geri durmuyor. Ortak görüşün birçok radikal değişimin yaşanacağı ve insanlığın şu anki halinden daha farklı bir dönem yaşanacağı yönünde çeşitli yaklaşımlar…

Biz salgın sonrası dönemi İngilizce bir kavramlaştırma ile ‘Post-Korona Age’ şeklinde bir nitelemede bulunuyoruz. Türkçesi şu şekilde mümkün: Korona Sonrası Çağ.

İnsanlığın mevcut çağların sonrasında yeni bir çağa adım atacağı iddiasını paylaşmak istiyoruz. Şu an yaşamakta olduğumuz zorlu süreç bizi, yeni bir çağa evrilebileceğimizin sinyallerini veriyor. Hali hazırda insan psikolojisinin köklü olarak değişme emarelerini taşıdığını belirtebiliriz. Bir defa yaşanan, bir felaket ve bütün insanlığı küresel boyutta tehdit ediyor. Sıradan bir insan ile bir devlet lideri eşit muameleye tabi. İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile bir köydeki sığırtmacın hayatı aynı şekilde tehdit altında. İkisi de aynı psikolojiyi yaşıyor.

Özetle psikolojik durum böyle ise süreç insanı birlikte dayanışmaya ve yardımlaşmaya götürmekte daha doğrusu birlikte bu illetin üstesinden gelmeye zorlamaktadır. Bu anlamda insanı birlikte kuşattığı korku ve kaygı ortak: Ölüm Korkusu…

Durum böyle olunca insan artık sadece karnını doyurma ve sağlıklı olma gibi iki değer etrafında yaşamını sürdürme eğilimi gösterecek. Hal böyle olunca insanın eskisi gibi ‘Konforlu Bir Hayat’ veya ‘Ekonomik Anlamda daha Çok Paraya sahip Olma’ gibi aç gözlülüğü bitecek gibi. Dünyanın bir tarafında açlıktan ölen bir çoğunluk ile masasında 40 çeşit yemeği dalga geçerek tüketen bir azınlığın olmayacağı bir zaman dilimi yaşanabilir ki, işte daha çok bu noktadan sonra yeni bir çağın yaşanabileceği ileri sürülebilir.

Siyasi Sorunlar Gündemden Düşecek Gibi…

Salgının giderek bütün dünyada özellikle Avrupa ülkelerinde ve ABD’de, Rusya da tabi, sistemsel bir çöküşün ve bir gelecek kaygısının ortaya çıktığını söylemek mümkün. Dünya liderlerinin teki bile siyasi meydan okumaktan uzak bir durumda. Hani o kükremeler! Hani Meydan Okumalar! Hani Ortadoğu’nun yeniden paylaşımı ve Yeni Bir Dünya Düzeni! Evet, her lider bir vatandaş gibi yaşama sorununu yaşıyor.

Bu çerçevede Post-Korona Age’de dünyada insanlığın gündeminde siyasi sorunlar ve buna bağlı olarak etnik ve dini sorunlar da, çok tali planlara düşebileceğini ön görmek olasılıklar dahilinde. Yani Ortadoğu’da artık Kürt Sorunu ya da küresel güçler arasındaki siyasi ve ekonomik rekabetler ve buna bağlı olarak savaşlara yol açan çekişmeler aşağılarda olabilir. Dünya liderlerinin ortak derdi daha sağlıklı bir yaşam be bunun yanında organik gıdaların insanlığın tüketimine sunulması olabilir. İşte tam da bu noktada Organik Tarım dönemi önem kazanmaktadır. Yani tarımın değerli olacağı bir dönemden söz ediyoruz.

Evet, daha önce organik gıdaların yapısını değiştirerek insanlığı ‘gıda terörü’ ile baş başa bırakan küresel güçlerin sonu geliyor galiba! Zira insanlığı çoğunluk olarak bu tehdidin kollarına teslim eden o kar hırsı ile acıma hissini kaybeden azınlığın yaşanan bu salgından öğreneceği çok şey var ki, en önemlisi kendilerinin ve çocuklarının da aynı durumla karşı karşıya olmaları.

Dünyadaki kıt kaynakların heba edildiği bir başka alan da silahlanma yarışında harcanan fuzuli bütçeler… Devasa silahlara harcanan paralar milyonlarca insanın beslenmesine ve sağlık sorunlarına harcanmalı. Bu kadar büyük silahları yapıyorsunuz ey liderler, bunları kime karşı ve hangi gezegende kullanacaksınız? Bugün devletler Korona Virüsü’ne karşı bir bütçe oluşturmakta sıkıntı çekiyor gerçeği ile karşı karşıyayız. Gereksiz yere silahlar yaptırmayın bu iş olur biter. Dünyayı bundan böyle sivil güvenlikle idare edelim. Post Korona Age’de böyle bir ihtimali de ön görmekteyiz. Bu çağda ortakçı insan emeğinin sürece damgasını vuracağı bir olasılık beklemekteyiz.

Evet, bugün salgın nedeniyle dünyada bütün ülkeler sınırlarını kapattı ancak sınır tanımayan ve insanın hiçbir kimliğini sormayan bir salgınla karşı karşıya insanlık. Her devlet içine kapandı ama aslında bütün dünya sanki tek bir ülke haline gelmiş gibi…

Felaket senaryoları dizmek doğru değildir ama insanlığın şu anda yaşadığı felakete bizzat kendi eliyle yaşadığı dünyanın, çevrenin ve tükettiği gıdanın yapısını ve dengesini değiştirmesi genel anlamda yol açmıştır. Bundan yeterince dersler çıkarılmazsa daha başka ve daha büyük felaketlerin yaşanabileceği ihtimal dahilinde…

Bu salgına yol açan virüse karşı bunca teknolojiye rağmen köklü bir çarenin bulunamaması, izolasyon ve hijyenin önem kazanması gibi argümanların çare olarak düşünülmesi bulunduğumuz durumu özetlemektedir aslında. Adeta insanlık eli-kolu bağlı bir durumda…

Bir temenni ile sözlerimizi şimdilik noktalayalım: Salgının Olmadığı Bir Dünya Dileğiyle…

Saygıyla…