HDP İzmir İl Binası’na yapılan saldırı (18 Haziran) nedeniyle siyasi ortam yine gerildi; politik söylem sertleşti; sosyal medyada tepkiler furyası izlendi. Taraflarca yapılan her açıklama “provokasyon” kavramı ile içeriklendi. Olayın gelişimini medyaya yansıyan kısmı ile hatırlamaya çalışalım, sonra da bazı analizler yapalım.

Basında çıkan haberlerde saldırı genel olarak şu şekilde özetlendi:

“İzmir’in Konak ilçesinde bulunan HDP İzmir İl Başkanlığı binasına sabah saatlerinde silahlı saldırı düzenlendi. Parti binasını basan Onur Gencer isimli saldırgan, rehin aldığı parti üyesi Deniz Poyraz'ı öldürdü. Saldırgan olayın ardından gözaltına alındı.Deniz Poyraz'ın, partide çay servisi yapan annesi Fehime Poyraz rahatsızlığı sebebiyle bir günlüğüne onun yerine işe gittiği belirtildi. Deniz Poyraz'ın saldırı sırasında binada yalnız olduğu öğrenildi. Savcının incelemesinin ardından Poyraz'ın cenazesi, otopsi yapılmak üzere cenaze aracıyla İzmir Adli Tıp morguna kaldırıldı.”

Madem olay böyle vuku bulmuş o zaman saldırgan kim? Bu konun aydınlatılması da emniyete ardından da yargıya düşüyor. İzmir Valiliği saldırı ve saldırgan ile ilgili şu açıklamayı yaptı:

“32 iş yerinin bulunduğu bir iş hanının 2. katındaki HDP il binasına, sağlık çalışanıyken istifaen ayrılmış olan O.G. isimli şahıs girerek, parti çalışanı olan D.P. isimli şahsı tabanca ile ateş ederek öldürmüştür. Şüpheli şahıs yakalanmış olup olay tüm yönleriyle araştırılmaktadır."

Saldırı ile ilgili Siyasi Tepkiler…

Önce HDP’nin açıklamasına bakalım. ''Aylardır partimizin iktidar partisi, İçişleri Bakanlığı tarafından hedef gösterilmesi, provokasyon amacıyla bazı ailelerin örgütlendirilerek il binalarımızın önüne yönlendirilmesi sonucu bu sabah saat 10:30 sıralarında İzmir İl binamıza silahlı saldırı gerçekleştirildi. 35-40 yaşlarında olduğu belirtilen silahlı saldırgan, içeride parti çalışanımız Deniz Poyraz’ın da bulunduğu sırada il binamızı bastı. Çevreye ateş açan ve binayı ateşe veren saldırgana uzun süre müdahale edilmedi. Saldırıda parti çalışanımız Deniz Poyraz yoldaşımız katledildi. Saldırının duyulması üzerine kitlemiz Konak İlçe binamız önünde toplanmaya başlandı. Dün Sincan’da görülen Kobanî Kumpas Davasında yapılan provokasyon provası sonucu bugün bu saldırının gerçekleştirilmesinin amacı ve mesajı bellidir. Bu çok tehlikeli provokasyonu gerçekleştirenler, olayın azmettiricileri; partimizi, il örgütlerimizi hedef gösteren iktidardır, provokatörleri yönlendiren İçişleri Bakanlığıdır'' ifadeleri kullanıldı.

İktidar Cephesi

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, olayla ilgili açıklamasında, "İzmir'de HDP İl binasında gerçekleşen saldırıyı ve cinayeti lanetliyoruz. Türkiye, huzur ve güvenliğini bozmaya çalışan provokasyonlara asla fırsat vermeyecektir. Güvenlik güçlerimiz ve yargı teşkilatı hadiseyi tüm boyutlarıyla açığa çıkaracaktır" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "HDP binasına saldırı emri verenler, kapalı devre faaliyet içinde olanlar, alacakaranlık ortamdan nemalananlar, el ovuşturanlar, eylemin rotasını çizenler, kamçılanan toplumsal gerginliği kırılma noktasına kadar bükmeyi amaçlayanlar tespit, teşhir ve tecziye edilmelidir" dedi.

Muhalefet Cephesi

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, saldırıyı lanetlediğini belirterek, "HDP İzmir il binasına yapılan saldırıyı lanetliyorum. Hayatını kaybeden Deniz Poyraz'a Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum. Bu senaryoyu daha önce yaşadık, bu kez halkımız yutmaz. Uyarıyorum, kimse bu provokasyonlardan medet ummasın!" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener: "Halkların Demokratik Partisi İzmir İl Başkanlığı’na yönelik saldırıyı kınıyor, hayatını kaybeden Deniz Poyraz’a Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Bulanık suda balık avlama hevesinde olanlar akıllarını başlarına alsınlar."

Saldırıya bir çok STK’nın  yanı sıra sosyal medyadan halk da bu menfur olaya yönelik tepkisini dile getirdi.

Gerek iktidar gerek muhalefet ve gerekse de HDP cephesinden yapılan açıklamalarla saldırı kınandı ve bu gibi saldırıların yol açabileceği tehlikelere dikkat çekildi. Yapılan açıklamalarda “PROVOKASYON” kavramına vurgunun yapıldığını görüyoruz. Madem “saldırı bir provokasyondur” o halde diyebiliriz ki bir hemfikirlilik var bu konuda. Fakat açıklamalara bakılırsaherkesin provokasyona farklı bir anlamı yüklediği görülür.

O halde diyebiliriz kiprovokasyon sözcüğü ile tarafların kast ettikleri farklıdır. Burada önemli olan bu provokasyonun kimin tarafından gerçekleştirildiği ve neye hizmet edeceğidir. Provokasyon kavramının neyi içerdiği aydınlatılırsa belki iş biraz daha netlik kazanabilir. O zaman bu kavramın ne anlama geldiğine bakalım. Provokasyon kısaca “Birini, bir topluluğu suç sayılacak bir eyleme, harekete itmek için tahrik etme; kışkırtı, tahrik” gibi anlamlara gelmektedir. Peki birileri neden suça itilsin, kışkırtılsın? Kim bu itkiyi gerçekleştirmektedir? Mesele şu: birileri suç işlerse mirasına bir başkası sahip olur. İşte püf noktası burada.

Somutlaştırırsak biraz, HDP açıklamasına istinaden, HDP’ye göre bu provokasyonu iktidar gerçekleştirmiştir çünkü teşkilatlarımızı hedef gösteriyor, bu işin başında içişleri bakanlığı gelmektedir. CHP Lideri Kılıçdaroğlu ise halkımızın bunu yutmayacağı ve bu provokasyonlardan kimsenin medet ummaması gerektiğinin altını çiziyor ki ne yazık ki provokasyonlardan medet ummanlar net değil. Benzer bir açıklama Sayın Akşener’den gelmiş ki bulanık suda balık avlama hevesinde olanların akıllarını başlarına almaları gerektiği şeklinde bir uyarıda bulunuyor ama bunlar kim net değil. Bize göre Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Akşener bu konuda net değil veya net konuşmak istememektedir.

İktidar adına parti sözcüsü Ömer Çelik saldırıyı ilk kınayan siyasetçilerden biri oldu ve olayın yargı ve güvenlik güçleri teşkilatları ile aydınlatılacağını vurguladı ki, doğru yöntem de bu zaten, buna benzer bir açıklama da Sayın Bahçeli’den geldi. Bahçeli, HDP binasına saldırı emri verenlerin, kapalı devre faaliyet içinde olanlar ve  alacakaranlık ortamdan nemalananlar olduğunu, bunların teşhir edilmesi gerektiği yönde sağduyulu bir öneride bulundu.

Kamuoyu olarak biz de menfur saldırının her yönüyle aydınlatılmasını talep ediyor, birprovokasyonlara insanlarımızı kurban vermek istemiyoruz. Denizler, provokasyonlarla tükenmesin!

Saygıyla…