Evde atadan kalma bir pusula vardı. Aklıma takıldı. Aradım buldum. İlginçliğinden, antika özelliğinden, hatta biraz tozlanmışlığın dışında güzelliğinden de zerre bir şey kaybetmemişti.

Tas tamam her şey o gün bıraktığımız gibiydi. Ne benzin, ne mazot, ne de gaz, ne de bir şarja gerek kalmadan hala çalışıyordu.

Öteden beri kafayı takmıştım bu pusulaya. Bugün baktım yine aynı. Kırmızı uç; hangi yöne çevirirsen çevir pusulayı o yine kuzeye takılıp duruyor.

Yani bunca zaman geçmiş. 21. Yüz yılı yaşıyoruz ama o gene bildiğim bildik dercesine tutturmuş bir yol. İlle de kuzeyi gösteriyor.

Tıpkı bizim radikaller gibi. Nuh diyor peygamber demiyor.

Yahu kardeşim birazda batıyı göster.

Yok kardeşim yok bir yol tutturmuş, eymiş başını ille de kuzey diyor.

Doğu var,

Batı var,

Güney var.

Bir yığın ara yönler var.

Ne olur birazda o yönleri göster ey kırmızı uçlu ok.

Kime anlatıyorsun ki.

Yaklaşık elli yıldan fazladır bir kenara atmıştık. Büyük bir umutla belki biraz akıllanmıştır diye rahmetli anamın yaptığı kesecikten çıkardım baktım ki ne göreyim. İnadım inat dercesine aynı tas aynı hamam.

Hep kuzey, hep kuzey.

Diğer yönlerde şer güçler mi var?

Seni onlar mı engelliyor?

Hani bizde moda bir laf var ya.

Şer güçler.

Bir ayda 18.8 milyar dolar satın alınmış.

Pusula gibi davranırsak şer güçler aldı diyeceğiz.

&

Ya muhalefet…

Muhalefetin de iktidarı almak için bir zerre hevesi yok.

Tıpkı pusula gibi yüz yıldır bir yol tutturmuş gidiyorlar.

Be kardeşim nice yollar daha var. Onlardan birini deneyin.

Hani bir söz var; “ Dinini tilkiden öğrenirsen, tavuk çalmayı sevap sayarsın. “

Yönünü yalnızca bir tarafa çevirir diğer yönleri görmezsen tıpkı pusulanın kuzeye takıldığı gibi dünyayı gördüğün kadar sanırsın ve bir arpa boyu ilerleyemezsin.

&

Gelelim Muharrem İnce’ye.

Muhalefetin muhalefeti.

Mum kadar ışığı yokken, güneş yerine koyarsan, olacağı budur.

Sanıyorum çok da önemsendi; yerel basında gerekse sosyal medyada.

Tam da iktidarın sıkıntılı olduğu bir dönemde…

Şimdilik bu kadar yeter sanırım.

&

Türkiye nasıl düzelir?

Bırakalım insanlar düşünsün. Düşündüklerini özgürce söyleyebilsin, yazsın, çizsin.

Hapishaneler, insanları terbiye etmek, uslandırmak, korkutmak, ürkütmek, düşüncelerini değiştirmek yeri değildir.

Tam aksine…

&

Diyarbekir ve tramvay…

Sahi aklıma gelmişken sorayım;

20 yıldır her yerel seçim öncesi neredeyse tüm adayların vaatleri arasında yer alan "Diyarbakır Tramvay" projesi?

Ne oldu?

&

Kirveme öğütler;

Kız çocuğuna yemek yapmasını öğretirken, erkek çocuğuna araba kullanmasını öğrettik. Sonra da “Araba kullanamıyor” diye kadınları, “Yemek yapamıyor” diye erkekleri eleştirdik. Şikayetçi olmak istemiyorsak; erkek ve kadını eşit ve cinsiyet ayırımı yapmadan yetiştirelim, kirvem.

&

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.

2021 yılı DİYARBEKİR YILI olsun

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerine yakışır bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.