Dünyanın başına bela olan bir virüs, 2.5 aydır bizi eve hapsetti.

Sosyal yaşam sınırlandı, mesafeli ve temassız yaşam başladı.

İlk başta önemi pek kavranılmayan salgın, etkisi görüldükçe çeşitli tedbirler devreye konuldu.

Sokağa çıkma yasakları, toplu mekanların kapatılması, maske, eldiven uygulaması, cadde ve bulvarların trafiğe kapatılması, şehirlerarası yolculukların yasaklanması ve hava taşımacılığına kısa süreliğine ara verilmesi gibi pek çok tedbir ülkemizde hala yürürlükte.

Bu tedbirlerin olumlu sonuçlarını görüyoruz.

Verileri her gün düzenli olarak açıklayan Sağlık Bakanlığı, virüsün yayılma eğiliminin azaldığını belirtiyor.

Virüsün etkisi ve yayılma hızı düştükçe normal yaşama geçişler de yavaş yavaş başlıyor.

Yasakların kademeli olarak kalkması ve kapalı mekanların açılmasıyla kimse rehavete kapılmasın!

Dünya Sağlık Örgütü ve bu konuda yetkin bilgiye sahip uzmanlar, salgın tamamen ortadan kalksa bile etkisinin uzun aylar belki de yılları bulabileceğini söylüyor.

Bu virüsle yaşamaya alışacağız.

İşyerleri tamamen açılsa ve izole yaşam sona erse bile tedbiri elden bırakmayacağız.

İçişleri Bakanlığı’nın 5 haftadır tüm büyükşehirlerde uyguladığı sokağa çıkma yasağında bu hafta düzenlemeye gidildi.

Diyarbakır, 4 günlük sokağa çıkma yasağının uygulandığı kentlerden muaf tutuldu.

Peki neden?

Kentte virüs kontrol altına aldı da haberimiz mi yok?

Kentin her caddesinde tedbirler en üst seviyede iken ve tehlikeye rağmen sosyal mesafeyi dikkate almayan, maske takmaktan üşenen, 20 yaş altı ve 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağını alenen delen bir toplum varken neden bu karar alındı?

İl Pandemi Kurulu bence bu kadar rahat davranmamalı.

Tehlike hala ortada ve koronavirüse meydan bırakılmamalı.

Saygılarımla.