Prof. Dr. Akkoyunlu, tüm canlılarda enerjiyi kullanabilmek için oksijene ihtiyaç olduğunu belirterek “Bu oksijenin alınması ve yakılan enerji sonrası açığa çıkan karbondioksitin de atılmasını sağlayan mekanizmaya biz solunum diyoruz. Solunum esnasında birçok organ görev alır. Beyinde her nefes almamızda nefes almayı uyaracak yani nefes al emrini verecek bir merkez vardır bunun farkında değilizdir. Bu sinirler sayesinde kaslara gelir. Kaslarda bir sorun yoksa ve şişirtebilirse biz nefes alırız. Akciğerde bir sorunumuz yoksa biz aldığımız nefesle beraber oksijeni kana geçiririz ve sonrasında üretilen karbondioksiti tekrardan havaya atarak solunumu tamamlamış oluruz. Bu mekanizmanın herhangi bir aşamasında bozukluk yani oksijen almamızı engelleyecek veya karbondioksiti atmamızı engelleyecek bir durum söz konusuysa ve bunlar kritik eşiği aşmışsa bunlara solunum yetmezliği diyoruz” dedi.

Prof. Dr. M. Emin Akkoyunlu “Eğer kandaki oksijen miktarı yüksekse yani kan oksijene doymuşsa açık kırmızı görülür. Ama kan eğer oksijene doymamışsa yani oksijen miktarı yetersizse koyu kırmızı görülür. Aslında kana parlak rengi veren oksijendir. Eğer dudaklarımızda, tırnak ve parmak uçlarımızda renk morarmaya doğru gidiyorsa demek ki o bölgede oksijen azlığı var manasına denk gelir” dedi.

“Psikolojik nedenler de nefes darlığına yol açabilir”

Solunum yetmezliğinin altında bazen psikolojik problemlerin olabileceğine değinen Prof. Dr. Akkoyunlu, “Ani bir solunum durmasına bağlı olarak meydana gelen bir olay saniyeler içinde tedavi edilmeli ve hastanın yeniden yaşama döndürülmesi gerekmektedir. Zaten beynin oksijensizliğe dayanabildiği süre en fazla 6 saniyedir. 6 saniye boyunca beyine oksijen gitmezse beyin ölümü meydana gelir, kalp dokuları yani hızlı çalışan organlarımızdaki oksijen ihtiyacı çok fazladır. Bu nedenle solunum yetmezliği eğer ani gelişen bir olaysa o hayati riski ifade ettiği için ani tedaviler kalp masajı ve suni solunumdur. Acilen makinaya bağlanmalıdır. Ancak solunum yetmezliği kronik bir olaysa altta yatan sorun neyse, nörolojik veya sinir iletimi ile ilgili mi ona bakılıp tedavisi yapılır. Şayet akciğerle ilgiliyse daha özel tedaviler yapılır. Kalple ilgiliyse onun özel tedavileri vardır ona göre tedaviler yaparız. Şunu belirtmek lazım ki nefes darlığı solunum yetmezliğinin en önemli belirtisi olmasına rağmen aynı zaman da psikolojik olarak ortaya çıkan problemlerinde en sık görülen bulgusudur. Mesela psikolojik olarak kas ağrıları olan bir kişide halsizlik ve nefes darlığı da görülebilir. Bu nedenle altta yatan neden incelenmelidir” ifadelerini kullandı. (İHA)

Editör: TE Bilişim