Gerek farkındalığı arttırmak gerekse görülme sıklığı oranlarından dolayı kanser artık hemen hemen her gün gündemde kalmaya devam ediyor. Bu anlamda tıp dünyası da kanser tedavilerinin gelişmesi ve ölüm oranlarının azalması adına araştırmalarına devam ederken, gelişen teknoloji ile birlikte gelinen nokta herkes için ümit vadedici konuma gelmeye yaklaştı. “Kadınlarda en çok görülen meme, erkeklerde ise akciğer kanserinde özellikle son 15-20 yıldır üretilen yeni ilaçlar sayesinde tedaviler çok daha başarılı hale gelmiştir” diyen BHT Clinic İstanbul Tema Hastanesi’nden Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Celaletdin Camcı, kanserde kullanılan tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgilendirmelerde bulundu.

Medikal onkoloji nedir

Öncelikli olarak her kanser hastasının tedavi sürecinde etkili olan ana branşlardan bir tanesi olan medikal onkolojinin ne olduğunu tanımlayan Prof. Dr. Celaletdin Camcı, “Medikal onkoloji kanser tedavisi yapan branşlardan bir tanesidir. Kanserin özellikle ilaçla tedavisi ve son zamanlarda meşhur olan akıllı ilaç ya da immünoterapi bağışıklık sistemi terapileri denilen terapileri yapan tıp branşı medikal onkolojidir. Kanser tanısı almış hastaların hemen hepsinin uğradığı bir ana branştır. Erken dönemde de kansere yakalanmış olsa, geç dönemde de ya da metastaznüks gibi olaylarla kanser gelişmiş olsa bu hastalar medikal onkoloji tarafından takip ve tedavi edilirler” dedi.

Kanserin durumuna göre tedavi seçenekleri değerlendiriliyor

Kanser hastalığının tedavisinde multidispliner olarak hareket edildiğini, kanserin durumuna göre alınan tedavi kararlarının çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Camcı, “Kanser tanısı alan hastaların hepsi için cerrahi, radyoterapi, kemoterapi ve diğer tedaviler gibi yaklaşımlar mutlaka söz konusudur. Bu hastalar genellikle hastanelerin bünyesinde bulunan konseylerde değerlendirilir ve buradan ortak görüş çerçevesinde hastaya eğer uygulanması gerekiyorsa cerrahi ile gerekmiyorsa kemoterapi veya radyoterapi gibi tümör küçültücü etkilerin arkasından cerrahi ve arkasından uzun süreli takiplerde hormon tedavisi veya başka tür tedavilerle tıbbı onkoloji açısından takip edilmesi gerekebilir. Medikal onkoloji, cerrahiye alternatif değildir, cerrahiye bir üstünlüğü yoktur. Çünkü kanser tedavisi multidisiplinerdir ve birçok branşın müdahalesini gerektirir. Kanserin yerleştiği yere ve organa göre yapılması gereken uygulamalar, bazı durumlarda cerrahiyi ön plana çıkartır, bazı durumlarda kemoterapiyi ve radyoterapiyi ön plana çıkartır. Bu durumların ne olduğunun ya da hastaya uygun tedavinin belirlenmesi gerçekleştirilen onkoloji toplantılarında belirlenir” şeklinde konuştu.

Kadınlarda en çok meme, erkeklerde ise akciğer kanseri görülüyor

“Son yıllarda kadınlarda en çok meme, erkeklerde ise akciğer kanseri görülüyor” hatırlatmasında bulunan Prof. Dr. Camcı her iki kanserin tedavisi için medikal onkolojinin çok önemli bir yere sahip olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Tüm kanser türlerinde tıbbı onkolojinin mutlaka katkısı ve tedavi yöntemi vardır. Özellikle hematolojik miniteler dediğimiz lösemi, lenfoma, myeloma grubunda primer tedavi kemoterapi iledir. Nadiren radyoterapi gerekebilir, bunlarda herhangi bir şekilde cerrahi uygulamaya çok özel durumlar olmadıkça gerekli değildir. Onu dışında solid tümörler diye bahsettiğimiz diğer kanser türlerinde bütün branşlarla birlikte medikal onkolojinin de ciddi tedavi katkısı söz konusudur. En sık görülen kanser türleri şuanda günümüz itibariyle kadınlarda meme kanseri, erkeklerde akciğer kanseridir. Son 15-20 yıl içerisinde gelişen teknoloji ve üretilen yeni ilaçlar sayesinde hastaların tedavileri çok daha başarılı şekilde yapılır hale gelmiştir ve bu iki ana kanser grubunda kolorektal kanser dediğimiz grupta tıbbı onkolojinin etkinliği veya hastaları tedavi süresiyle birlikte takip süreleri çok daha uzun olabilmektedir.”

Meme kanserinin son evresinde bile 10 yıl ve üzeri yaşam

Meme kanserinin son evresinde bile artık gelinen noktada çok daha başarılı sonuçların alındığını da aktaran Camcı, meme kanserinde uygulanan tedavilerle ilgili, “Meme kanserini kabaca 3 gruba ayırabiliriz. Erken evre kanserlerde genellikle cerrahi ön plandadır. Birinci basamak olarak cerrahi ile başlanır. Daha sonra tümörün özelliklerine bakılarak özellikle patolojideki sonuçlar değerlendirilerek hastalara kemoterapi ve Hormonoterapi denilen tedavi yöntemleri uygulanır. Diğer evre önce kemoterapi, hastanın tümörü küçültülür, ameliyat edilebilir hale getiririz. Cerrahiden sonra patoloji sonuçlarına göre yeniden kemoterapi ya da Hormonoterapi tedavileri planlanır. Üçüncü grup, vücudun her tarafına yayılmış olan kanser hastaları grubudur. Bu hastalarda sadece kemoterapi, bazı özel durumlarda radyoterapi uygulanır. Bu hastalara çok nadir cerrahi müdahale uygulanır. Ve genellikle uygulanan tedavilerle şu anki elimizdeki tedavi seçenekleri ile metastatik hastalıkta bile ki en kısa ömre sahip olan grup bu gruptur, meme kanserinde 10 yıl ve üzerinde yaşam elde etmek mümkün olabilmektedir” ifadelerini kullandı. (İHA)

Editör: TE Bilişim