Psikolog Gizem Yılmaz, sosyal medyanın stresi tetiklediğini söyleyerek, stres yönetiminin nasıl yapılması gerektiği konusunda tavsiyelerde bulundu.

Psikolog Gizem Yılmaz, stres yönetimi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Yılmaz yaptığı açıklamada, stresin hormonunun uzun vadeli kalışı beyinde kalıcı hasara yol açabileceğini söyleyerek, “Fazlası bizi işlevsellikten uzaklaştırır. Stresli bir olay yaşadığımızda kalp çarpıntısı, nefes almanın hızlanması, kas gerilmesi gibi fizyolojik tepkiler meydana gelir. Strese karşı verilen bu fiziksel tepkiler kaç veya savaş tepkileri olarak da bilinir. Böylelikle hayatı tehdit eden bir unsurla karşılaşan canlı, hızlı tepki verme şansı yakalar. Günlük hayatımızda karşımıza çıkan birçok sorun var. Bu problem karşısında zaman zaman tükendiğimizi hissediyoruz. Aslında bu hisler problemlere karşı stres yönetimi başarılı yapamadığımızda meydana geliyor. Vücudumuz bir denge halinde ve zorluklarla mücadele edecek donanımla dünyaya bırakılmışa benziyor. Bütün bu sıkıntılı süreçte vücudumuzda stres hormonu olarak isimlendirebileceğimiz kortizon hormonu artıyor. Bu hormonun uzun vadeli kalışı beynimizde bazı kalıcı tahribatlara yol açtığı biliniyor” dedi.

Yılmaz, sosyal medyada herkesin sunduğu en iyi profiller kişi varoluşsal strese ittiğini belirterek, “Bunca stresin kaynağı sosyal medya demek doğru değil ancak tetikleyici olduğu bir gerçek. Her zaman daha iyisinin sunulduğu bir mecrada kıyaslama başlar. Oysa insan kendini değiştirme, geliştirme ve varoluşsal özünü amacını bulma gayretindeyse bir diğerinin ne yaptığıyla ilgilenmez. Medya veya rekabet çağı bizden bu özü götürüyor, rekabete sürüklüyor diyebiliriz. Bulunduğumuz konumdan daha iyilerini görüyor olmak, herkesin sunduğu en iyi profiller bizi bir nevi varoluşsal strese itiyor. Kaygı, geleceğin getirdiği belirsizlikleri kabullenmemeden kaynaklanıyor” ifadelerini kullandı.

“Odak noktasını değiştirmek etkili bir yöntemdir”

Psikolog Yılmaz, stresli anlarda zihni başka faaliyetlere yönlendirmenin stresten uzaklaşmada etkili bir yöntem olduğuna değinerek, “Stresli anlarda zihnimizi kemiren düşünceler acil çözüme kavuşturulması gerektiği yanılgısı verir ve rahatsız edicidir. Zihni başka faaliyetlere yönlendirmek yani basit bir şekilde uzaklaşmak odak noktasını değiştirmek etkili bir yöntemdir. Peki zihnimiz stres anında bedeni panikletirken bu nasıl mümkün olabilir? O an çevremizde bulunan ilgi çekici uyaranlara odaklanabiliriz. Bulunduğumuz mekandaki sesler, görüntülere odaklanmak zihni şimdiki ana yönlendirerek, geçmişin değerlendirilmesi ve geleceğin getireceği belirsizlik anksiyetesinden uzaklaştırır” diye konuştu.

Yılmaz, egzersiz ve sporun stres yönetiminde etkili olduğunu gösteren birçok araştırmanın mevcut olduğunu aktararak, “Nefesimize odaklanmak, nefes alış verişinin farkında olmak kaygı düzeyini azaltmaya yarayan bir araçtır. Birçok nefes tekniği vardır en basiti olan 4 saniye nefesi tutup 4 saniye verme tekniğidir, yaklaşık 10 dakika boyunca tekrar etmek bedende ve zihinde rahatlama hissi uyandıracaktır. Egzersiz sırasında salgılanan endorfin, güçlü bir başarı duygusu üretir. Egzersiz ve sporun stres yönetiminde etkili olduğunu gösteren birçok araştırma mevcut. Ara sıra hayatın yoğun temposundan uzaklaşıp sevdiğimiz mutlu olduğumuz aktivitelere zaman ayırmak ruhumuza iyi gelecektir. Hayat önümüze hep bir belirsizlik ve amaç koyacaktır. En iyisinin peşinden koşmak bizi hayatın sonuna dek görmeyen, hissetmeyen layığıyla yaşamayan biri hale getirecektir. En iyinin peşinden gitmek geçmişi yormamak ve gelecek üzerine planlar yapmak evrimsel olarak zihinde mevcuttur. Bundan vazgeçmek sağlıklıdır demek yanlıştır ama bu dozu ayarlamakta fayda var” şeklinde konuştu. (İHA)

Editör: TE Bilişim