DİYARBAKIR - Dicle Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı ve Dicle Üniversitesi Çocuk Kovid-19 Koordinatörü Doç. Dr. Velat Şen, Türkiye’de son günlerde artan korona virüs salgınına ilişkin yaptığı açıklamada, "Ülkemizde maske sorunu yok, maskeyi kullanmayla ilgili çok ciddi sıkıntılarımız var" dedi.

Çin'de başlayıp kısa sürede dünyayı etkisi altına alan korona virüsle mücadelede kontrol sağlanmaya başlanırken, son günlerde dünyada olduğu gibi Türkiye’de vakalarda artışlar baş göstermeye başladı.

Kimisi maske kullanmayıp risk oluştururken, kimisi de kullandığı maskeyi uzun süre takmasıyla korona virüsün hem kendisini enfekte etmesini hem de uzun süre kullandığı maskeyi rastgele çevreye atmasıyla başkalarını enfekte etme riskini oluşturduğu görüldü.

Dicle Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı ve Çocuk Covid-19 Koordinatörü Doç. Dr. Velat Şen, maskelerin gün boyunca takılmasının kesinlikle doğru olmadığını belirterek, ağızdan tükürükle çıkan, konuşmayla çıkan veya öksürükle, aksırıkla çıkan virüslerin, mikroorganizmaların maskelere yapıştığını, bunun da ciddi risk oluşturduğunu söyledi.

"2020'yi virüsle tamamlayacağız"

Doç. Dr. Velat Şen, korona virüsün dünyada yaygın bir hale geldiğini belirterek, 2020'yi korona virüsle birlikte tamamlayacaklarını dile getirdi. Doç. Dr. Şen, "Evet ülke olarak korona virüse karşı çok başarılı bir mücadele veriyoruz. Ancak bu mücadeleyi sadece sağlık çalışanları olarak değil, bununla birlikte tüm vatandaşlarımızla mücadeleyi vermek durumundayız. Bu nedenle yeni normalleşme dediğimiz kontrollü sosyal hayat süreci içerisinde bizler mutlaka maskeye çok ciddi ehemmiyet vermemiz gerekiyor. Evden dışarı çıktığımız zaman nasıl ki ayakkabısız veya terliksiz dışarı çıkmıyorsak mutlaka maskelerimizi takarak dışarı çıkmak durumundayız. Maskeyi taktığımız zaman biz hem karşımızdaki kişiyi korumuş oluyoruz hem de kendimizi korumuş oluyoruz. Maskelerin ortalama kullanım süreleri 2 ile 4 saat kadardır. Ancak çok öksüren, çok hapşıran, ağzında sekresyonu fazla olan bireylerin daha kısa süreli ve sık olarak maske değiştirmeleri gerekiyor. Dolayısıyla bizim bu maskeleri gün boyunca 8 saat, 10 saat takmamız kesinlikle doğru değildir. Çünkü ağzımızdan tükürükle çıkan, konuşmamızla çıkan veya öksürüğümüz, aksırığımızla çıkan virüsler, mikroorganizmalar bu maskenin üzerine yapışmış olacaklardır. Biz bir müddet sonra bu maskeyi takmaya devam edersek kendimiz bu havayı soluyarak kendimizi enfekte etmiş duruma gelebiliriz. Bu maskelerin yıkanması, kolonyayla ya da alkolle temizlenip tekrar kullanılması diye bir şey kesinlikle yanlıştır" diye konuştu.

“Sokak ortasında atılmış maskeler bulaş kaynağı”

Maskeleri kullandıktan sonra mutlaka doğru bir şekilde çıkarıp maskenin ön yüzüne temas etmeden ya kapalı bir çöp kutusuna, hatta mümkünse bir naylon poşet içerisinde çöp kutularına atılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Şen, "Hiçbirimizin maskeleri evimizde veya iş yerinde ortalıkta bırakmaması gerekiyor. Sokak ortasında maskeleri görüyorum bunlar çok yanlış. Bunlar hepsi birer bulaş kaynağı oluyor. Maskeleri tekrar tekrar kullanmak kesinlikle yanlış bir durum. Şu anda çok sayıda nano-teknoloji üretilen maskeler görüyoruz. Tabi bunların ne kadar koruyucu olduğuyla ilgili aslında bilimsel bir çalışma yok. Ancak biz bu maskelerin de çok uzun süre takılmasını kesinlikle önermiyoruz. Günlerce takılması, gün boyunca takılması kesinlikle yanlış. Yemek yediğimiz sırada, veyahut bir şekilde öksürdüğümüz, hapşırdığımız sırada, sıcak ortamlarda ve terlediğimiz durumlarda mutlaka maskeler ıslanıyor. Üzerlerinde virüs partikülleri, mikroorganizmalar birikiyor ve bunlarda hem bizim sağlığımız için hem de çevremizdekilerin sağlığı için bir risk oluşturuyor. Bu nedenle dışarı da kalma süremize göre yanımızda yedek maskeleri bulundurmamız gerekir. Baktığımız zaman aslında ülkemizde maske sorunu yok, maskeyi kullanmayla ilgili ciddi sıkıntılarımız var" şeklinde konuştu. (İHA)

Editör: TE Bilişim