Silahların gölgesinde büyümüş, bedelini maddi ve manevi vermiş bir kuşak olarak yarattığı tahribatı çok iyi biliriz.

Savaş, ölüm demek.

Savaş, kan ve gözyaşı demek.

Savaş, yıkım demek.

Savaş, sürgün ve perişanlık demek.

Sınırın hemen öte tarafındaki Ukrayna’da büyük bir “savaş” var.

Daha doğrusu Rusya lideri Putin’in talimatıyla bir “işgal” girişimi.

Üstelik, gerek insan gücü, gerek teknolojik olarak adil olmayan türden!

Bir yanda dünyanın süper güçlerinden biri, diğeri yanda sırtını Avrupa Birliği, ABD ve diğer müttefik güçlere dayamış bir devlet.

Bir haftalık seyre baktığımızda verilen gazla ortada bırakılmış bir devlet var.

Diğer yandan her gün şiddetinin dozajını artıran bir Rusya.

Perde arkasında yapılan stratejik planlara kurban edilen bir ülke, dünyanın gözü önünde her gün parça parça yıkılıyor.

Ukrayna, yarın düşse bile bunun kazananı Rusya olmayacak.

Putin, Avrupa’nın, ABD ve diğer Rusya karşıtı müttefiklerin gözü önünde bir diktatör olarak anılacak.

Uygulanan ağır yaptırım kararları ile bedelini Putin değil Rus halkı ödeyecek.

Bir diğer bedeli de evinden, barkından, sevdiklerinden olan Ukrayna halkı.

Oysa dünyadaki tüm savaşların sonu barışla sonuçlanmıştır.

Ülkenin çıkarları adına hakları karşı karşıya getirenler ise tarih sayfalarında hep kötülüklerle anılmıştır.

Saygılarımla

Yaşasın Barış, Biji Aşitî…