Sen gidersen sevgili bu şehir yıkılır be cané, Sen gidersen rengim solar, sen gidersen ses tellerim titrer, sen gidersen cané ben biterim.

Sen gidersen içimdeki ülke yıkılır, ayaklanmalar başlar yüreğimde, sen gidersen devrim şiirlerini okuyamam, sen gidersen çocukların sesini duyamazsın, haykırışlarım içimi parçalar ve isyan ederim yalnızlığıma...

Sen gidersen gözlerinin içine bakmamam, hangi gözlerin gözbebeğinde kendimi bulurum. Hangi yüzün tebessümleri içimi mutlu eder, hangi bakışları severim, hangi ellin sıcaklığı yüreğimi ısıtır, hangi masanın üstüne koyarım umutlarımı...

İlkbaharda, son baharı yaşatma bana cané, İlkbahar, yaz ve kış her mevsim son bahar olur, hangi yaprak düşse içimi titretecek, hangi dalıma dokunursan ağlarım aylardan Nisan hüzün bulutları gözlerimde sen gidersen yetim kalırım be Cané...

Bir bomba atılır içime, param parça olur tüm bedenim, varlığın bir umuttur avuçlarımda nefes diye içime çekerim seni, çatışmalar başlar yüreğimin sol yanında çaresizce vuruşur sağımla, mantığım başlar ruhuma taş fırlatmaya, tüm bedenim acılar içinde kıvranır, saçlarında sürüklenir sevdam gözlerim kanar, kaşlarım patlar, acımasız sopalar patlar bellimde, göğsümde tam senin olduğu bölgede güller açılır bir umut sevdasında, dilimse sevgi sözcükleri, gözlerimde umutlar ve beklemekte olan aşk sloganları...

Anlayacağın Cané, gidersen içimdeki şehir olağanüstü olma durumunda, hayaller alt-üst ilişkisi yüzünden tutsak edilmiş, bir ilkbahar akşamı gibi önce ortalık sakin, sonra kuş sesleri, yaprak salınışları ve ay yenide doğmuş zifiri karanlığın hâkim olduğu gecenin aydınlanmasıyla başlar bizimde sevdalarımız.

Sen gidersen Cané cinayet olurum 'faili meçhul' denilen, Örtmeye çalışır dar bir kaldırım taşında üstüm örtülür eski bir gazete sayfasıyla, tenimde yalnızlığın kurşun izleri, parçalanmış, delik deşik olmuş hayallerim , ay ışığımda, gazete altında sıcak kanım çekilir bu gizi kaldırıma, şafağın ilk ışıklarıyla televizyonlarda bildirilir bir şairin acı ölüm haberi diye...

Cane sen gidersen, İçimdeki bu karanlık şehirden sana, sesine doğru uçarım usulca rengârenk baperikler gibi, sokağa çıkma yasağını delerim uğruna cané, taşırım kanatlarıma taktiğim özlemimi, özledikçe büyüyen sevgimi,  nerde olursan ol, ben yine de bulurum seni cané...

Bil ki, ben bir kelebek gibiyim sen olmadan fazla yaşayamam bir günlük ömrüm sana yetişmez, baharın ilk günlerinde, gidersen bir Temmuz akşamı gibi darbe iner yüreğime ve yarım kalır devrim sen gidersen Cané...