Bilmem seni nasıl anlatmalıyım, oysa hep seni yazmak istedim, seni anlatmaya o kadar çok ihtiyacım var ki, yoo bu kafayı dağıtmalıyım. Olur olmaz hayallere dalıp, beynimi kemiren kötü düşüncelere dalıyorum. Bu ben değilim, sanki beynime başka düşünceler entegre edilmişçesine dudaklarımın arasında başka cümleler süzülü veriyor.  Daha betimlenmemiş kelimeler, bestelenmemiş şiirler, okunmamış romanlar ve daha söylenmemiş türkülerde dinlemek gibi bir şeydir.

Mezopotamya'da kızgın bir kavurucu sıcaklığı yüreğimizi ısıttığı hafta sonu tesadüfen görmüştüm o mahsum bakışları, seni anlatabilmek seni; ebruli imgelerin düşlerinde, bir yıldız gibi düşünmek, ay ışığı altında cama vuran aydınlık gibi, güneşin kızıl alevlerinde yanabilmek gibi bir güvercinin kanadında umuda yol almaktır sonbaharın eşiğinde kışa hazırlamaktır. Sonbahar esintisi ile güneşe gülümsemesinde ısınmak, soğuk kış gecelerinde ruhuna bürünmektir. Sende hayat bulmak yaşamın her zerresinde...

Mevsim hazan, sonbahar yaklaştı, rüzgar hafiften esiyor, ağaç dallarında bir cümbüş, adeta sonbahar tangosu yaşanıyor. Yokluğunda ne acılar yaşadım, ne sancılar çekti yüreğim, günden güne nasıl eridiğimi, sen varsa yüreğim nasıl titrediğini, Ahmet Kaya'dan Yakamoz çalıp senli düşlere daldığımı ve artık Yakamozları çalıp, geceden nasıl şarkılar dinlediğimi. Seni anlata bilmek seni.

Kolay değil ayrılıkların arkasında çifte gözleri görmek, kolay değil düşlerinden çıkıp geldiğine sarılmamak, sıcacık yüreğimi ayaz gecelerinde kimsesizliğin elinde tutmak. Derinde bir nefes çekip, içime akıp giden gözlerin, kolay değil sevgili seni anlatabilmek, hüzünlü gidişinin ardından sevinçler yaşamak, oysa yüreğim sevinçlere alışık değildi.         

Sen duyguların bitimsizliğinde, sevgilerin bilinç düzeyini beleğinde ve mutluluğun ulaşılmaz kollarında sana sarılmaktır. Seni anlatabilmek gökyüzü boşluğu gibi uçsuz bucaksız okyanuslara kadar derin gecenin kör karanlığında bile seni düşleyip sana gelmektir.  Sendemi kalmıştı, dağların yüceliği,  ağaçların haşmeti, denizlerin mavisi, hangi coğrafya daha iyi tanımlar seni, geceye yazsam, bakışların dört mevsim, yağmur gibi, kar gibi, yıldız yıldız yağar özlemin hangi mevsim daha iyi anlatır seni, hangi cümle daha iyi vurgular seni, seni anlatabilmek kolay olmadığını söylemiştim ey hayat, seni anlatabilmek, herkese her şeyi anlatamadığım gibidir yaşamım seni anlatabilmek...