Zaman bulanık bir nehir gibi akıyor.

Bizi de saman çöpü gibi önüne katmış götürüyor. Nereye gittiğimizi, akıbetimizin ne olacağını kestiremiyoruz. Hayatın bilinmezlerle dolu gizemli akışında savunmasız, çaresiz insanlarız. Sarılabileceğimiz, tutunabileceğimiz tek şey sevgi.

Zamanın bizi hızla sürüklediği o kaçınılmaz sonla buluşmadan önce yanımızda, yakınımızda bulunan, yaşamı paylaştığımız, birlikte yol aldığımız sevdiklerimize, eşimize, çocuklarımıza anne ve babamıza, akrabalarımıza, iş arkadaşlarımıza, dostlarımıza sevgimizi ne kadar sunabiliyoruz?  “Seni seviyorum” demek niçin bu denli zor geliyor bize, bu cümlenin altında eziliyoruz. Oysa birilerine “Seni seviyorum,” demenin mutluluğunu, hafifliğini henüz tam olarak tatmış değiliz. Karşımızda olana sevgimizi göstermek, dünyanın en büyük huzuru, mutluluğudur.

Bu mutluluğa çok yakınken ve onu yakalamak çok kolayken gururun, hor görmenin, öfkenin bazen de utanmanın girdabına kapılıyoruz. Maskelerimizi takıyoruz, ikiyüzlü, çok kişilikli rollere soyunuyoruz. Sonra mutluluğu elimizden kaçırıyoruz. Her sabah yeni bir güne uyanıyoruz, gün içinde kimi zaman zorlu, karmaşık durumlarla karşılaşıyoruz.  Korkunun gölgesi hep bizimledir, ölümün korkusu, kaybetmenin korkusu, işsiz kalmanın, terk edilmenin, ayrılığın korkusu. Tedirgin, stresli bir yaşam sürüyoruz, buna rağmen sevdiklerimize sıkıca sarılıp onlara, “Seni seviyorum,” demeyi akıl etmiyoruz. İçten bir sarılış, sıcak bir gülümseme, samimi bir ses yanımızdaki insanı da mutlu edecektir. O da bize sıkıca sarılacaktır. Sarılmak, insana özgü en ince eylemdir.

Erteliyoruz, yarınlar garantiymiş gibi tüm duygularımızı erteliyoruz. Esirgiyoruz sevdiklerimizden güzellikleri, sevgimizi vermiyoruz, çok cimriyiz bu konuda. Oysa yarın diye bir şey yok. Yarın, hafızamızın bize bir oyunu, şimdiyi yaşamalıyız.

Sevgini tüm çıplaklığıyla, tüm samimiyetinle göstersen, yapmacıksız olsan huzuru bulursun, dünyan aydınlanır, yaşamın anlam kazanır. Sevgini kendine saklasan karanlığa batarsın, gururun, somurtkanlığın,  stresin, tedirginliğin, umutsuzluğun karanlığına. Başını yaslayacağın bir omuz bulamazsın, seni sıkıca saracak kollardan, sıcak bakışlardan, güven verici, huzurlu seslerden yoksun olursun. Bunlar olmazsa yalnızsın, yalnızlığın soğukluğu burkar yüreğini, seni yıpratır farkına bile varamazsın. Duygularını açıkça söylemeyenler, sevgisini, samimiyetini cömertçe veremeyenler tek başlarına karanlığın içinde debelenirler. Eşine, çocuklarına, annene, babana, dostlarına, arkadaşlarına ne kadar değerli olduklarını her fırsatta ifade edeceksin. Onlara güven verecek ve güveneceksin.

Çevremdekiler, sevdiklerim beni çok güçlü sanırlar, oysa güçlü değilim, kırılganım, duygusalım. Bir söz, bir davranış, istemeyerek de olsa yapılan yanlış bir eylem yaralar beni, kırılırım. Güçlü olmak zorunda değiliz bu hayatta, “Sen güçlüsün, bunun da üstesinden gelirsin,” söylemleri çok da yerinde değil. Her şeyi başarmak, tüm engellerin üstesinden gelmek için kendimizi boş yere yıpratıyoruz. Oysa güçlü olmayı birlikte daha rahat başarabiliriz. Birlikte, sevdiklerimizle omuz omuza, diz dize, yürek yüreğe verdiğimizde aşılamayacak dağ yoktur. Sevgiyle ve elbirliğiyle güzelleşir dünya. Kavgayla, inatla, terslemeyle çekilecek yer değil. Bu dünyada yaşayacağımız kısa ömrümüzü de kendi elimizle heba ediyoruz çoğu zaman.

Haydi, cömert ol! Kırlarda yalınayak koş. Bağır, şarkılar söyle, ıslık çal, kollarını aç, rüzgâr içine alsın seni. Sevgini haykır, utanma, çekinme, yanındakine ne kadar değerli olduğunu hatırlat.  Omzuna dokun, sarıl. Asma yüzünü, düşürme başını, düşüncelere dalma. Yaşadığın anı güzelleştir. Yarın belki hiç olmayacak, yarını düşünme. Sen şimdi söyle şarkını, sevdiğine ilanı aşk yap. Şimdi sarıl, şimdi gül, bakışların insanların içini ısıtsın. Değer ver, güven ver ve güven.

Takma zamanı boş ver. Bırak istediği gibi aksın. Tükenmişlik duygularından sıyrıl, yalanları ve maskeleri terk et. Olduğun gibi aç yüreğini, insana sevgiyle sarıl, doğayı, canlıları dünyayı sev. Kendinle barış, ruhunu aydınlat. Haydi, cömert ol, sevgini dağıt etrafına. Yanındakilere onları sevdiğini söyle.