Hafta içi Şanlıurfa'nın merkez Eyyübiye ilçesinde patates-soğan yardımında yaşanan izdiham, salgının 3’ncü zirvesinin yaşandığı şu günlerde büyük tepkiye neden oldu. İzdiham görüntülerini Diyarbakır’da bazı muhalefet partili il başkanları da sosyal medya hesaplarında paylaştı. Paylaşımlara, ‘görüntülerin Urfa’dan değil, Hindistan’dan olduğu’ yönünde muhtemelen bazı AK Partililer tarafından yorumlar yapıldı.

Keşke öyle olsaydı, ama değil. Görüntüleri ben de defalarca izledim. Yıllarca Urfa’da gazetecilik yapan biri olarak yardımın yapıldığı bölgeyi tanıdım. Bununla da yetinmeyerek Kanal Urfa Genel Yayın Yönetmeni sevgili dostum Ferhat Özer ve yine Şanlıurfa Olay Gazetesi İmtiyaz Sahibi sevgili dostum Celal Çiftçi’den de görüntülerin Urfa’da yaşandığının teyidini aldım. Sağolsun meslektaşlarım Eyyübiye Kaymakamlığı’nın konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasını da benimle paylaştılar.

Eyyübiye Kaymakamlığı; 12 bin aileye patates ve soğan yardımlarının evlerinde ve de sorunsuz bir şekilde yapıldığını, son TIR’daki patates ve soğanların ise, bir anda yaşanan kalabalık nedeniyle istenmeyen görüntülere yol açtığını ve ilgili personeller hakkında gerekli işlemlerin başlatıldığını açıkladı.

Patates-soğan ülkemiz için yeni bir mesele değil. 2018’de ülkenin kaderine belirleyen Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimi öncesinde de patates-soğan ülke gündeminin bir numaralı meselesi olmuştu. O günlerde fiyatı sürekli artan patates ve soğan iktidar ve muhalefeti seçim meydanlarında çiftçiye yönelik ‘terörist’ tartışmasına kadar götürmüştü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o günlerde ‘depo baskınlarında nasıl stoklar yaptıklarını görüyoruz. Buralarda asla taviz yok. Öyle patates, soğan stokçuluğu, öbür tarafta birçok sebze, meyvede bu tür stoklar yapmanın bedelini ödeyecekler. Stokçulara da aynen söylüyorum; yaptığınız stoklarla sizi affetmeyeceğiz. Cezai yaptırımlar para veya diğer yönleriyle bu konuyu da kovalayacağız’ demişti.

Bugün ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatı ile Toprak Mahsulleri Ofisi çiftçinin elinde kalan 300 bin ton patates, 40 bin ton soğan ve 75 bin ton çeltiği satın alarak vatandaşa ücretsiz dağıtıyor. Bunu da muhalefetin, çiftçilerin durumunu sürekli gündemde tutması üzerine gerçekleştiriyor.

İnsanların bir çuval soğan ve patatesi muhtaç olmasını Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan’a sordum. Bozan, aslında her şeyin betona yatırılması ile başladığını ve üretim yapılmadığı sürece de bu gidişatın değişmeyeceğini söyleyerek, Almanya’dan şöyle bir örnek verdi.

‘Almanya’da bir esnaf arkadaşım var. Alman hükümeti, 2020’nin Ocak, Temmuz ve Kasım ayları olmak üzere her esnafa 27 bin Avro karşılıksız destek vermiş. Bizim paramızla 270 bin lira dolayında destekten söz ediyorum. Bu esnaf evinde oturur ve salgın önlenir elbette. Ama bizde böyle mi? 750 veya 1000 liralık kira yardımı bile sayılı esnafa verildi.’

Saadet Partisi İl Başkanı Fesih Bozan’ın Diyarbakır için çizdiği tablo hiç de iç açıcı değil ve gelecek içinde ümit vermiyor. Şöyle ki…

-Diyarbakır’ın 1 milyon 783 bin nüfusu var ve 400 bin kişi icralık.

-Almanya’da esnafa karşılıksız 27 bin Avro yardım yapılırken, bizde ülkedeki 1 milyon 300 bin esnafa, o da şartları uyanlara toplamda 5 milyar kira yardımı yapıldı.

-İŞ-KUR verilerine göre 80 bin, aslında bir yılda iş bulamayanların düşürülmesi ve iş aramaktan vazgeçenlerle 150-200 bin işsizimiz var. Bu işsizlerin çoğu 30 yaş altı.

-Kentteki 64 bin esnaftan yüzde 70’i kira yardımı alamadı.

-Bu kadar işsizimiz olmasına rağmen büyükşehir belediyesine dışarıdan eleman getirilmesi ve çoğunun 2 maaş alması kabul edilir bir durum değildir.

-Maalesef işe alımlarda parti referansının geçeli olduğu bir düzen oluşturuldu.

Bozan, son olarak şöyle bir tespitte bulundu. ‘AK Parti 20 yıldır iktidarda. İnsanları bir çuval patates ve soğana herhalde muhalefet muhtaç etmedi. Şanlıurfa’da yaşananlar, bu iktidarın borç-faiz sarmalının sonucudur. Üretime dayalı çalışmalar yapılmaz ise, hiçbir şey iyiye gitmeyecektir. Bunun içinde iktidarın gitmesi gerekiyor.’

Güncel rakamlar tam olarak bilinmemesine rağmen, ülkemizde yaklaşık 26-27 milyon kişinin sosyal yardım aldığı söyleniyor. Ülkemizi kim yönetirse yönetsin, hedef yardım alan sayısını arttırmak değil, yardım alan sayısını düşürmek olmalıdır.

Sevgiyle kalın.