Diyarbakır, bu yıl 13’ncüsü düzenlenen “Tarım ve Hayvancılık Fuarı”na ev sahipliği yapıyor.

15 Mart’ta açılan fuar, 19 Mart’a kadar gezilebilecek.

Açılan stantlara bakıldığında geçen yıla göre %15’lik bir ilginin olduğunu söyleyebiliriz.

100’ün üzerinde firma, ürünlerini sergileyip sektördeki yenilikleri görücüye çıkarmış durumda.

Peki fuardaki ilgi, gerçek yaşamda da var mı?

Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Sayın Engin Yeşil’in gerçekçi verilerinden bakalım;

Türkiye’nin toplam tarım alanı yaklaşık 24 milyon hektar.

Bu rakam ülke yüzölçümünün %30’u civarında.

Tarımsal potansiyeli yüksek, iklimi, coğrafyası, ürün çeşitliliği ile dünyada örnek bir ülke Türkiye var.

Gel gelelim “Tarım Cenneti”ndeki tabloya;

Gayri Safi Milli Hasıla’yı oluşturan faaliyetler incelendiğinde;

2021 yılında bir önceki yıla göre Türkiye %11 büyürken, tarım %2,2 küçülmüş.

2011 yılında 1 milyon 122 bin olan çiftçi sayısı 2021 yılının eylül ayında 530 bine kadar düşmüş.

Son 10 yılda ekilen ve dikilen tarım arazilerinin yüzde 8,2’si, toplam tarım alanlarının yüzde 5,22’si kaybedilmiş.

Kaybolan 2 milyon 113 bin hektarlık arazi, dünyadaki 87 ülke ve adanın toplam alanından daha büyük.

DTB Başkanı Yeşil’in de dediği gibi “Türkiye tarımda neden küçülüyor?”

Bunların başlıca sebepleri var.

Birincisi ülkede reel bir üretim planlaması yok.

İkincisi, girdi fiyatları yüksek, ürün fiyatları üreticide düşük kalıyor, ithalata verilen kaynak çiftçiye verilmiyor.

Üçüncüsü, enerji, gübre, mazot başta olmak üzere temel girdilerdeki dışa bağımlılık, dış ticarette yasaklı ürün listeleri, iklim değişikliği aşırı sıcaklık, kuraklık ve beklenmeyen hava olayları nedeniyle oluşan afetlerle verimli alan ve ürün kaybı, tarımda küçülmenin başlıca nedenleri.

Bütün bunlar bir araya gelince;

Üretim maliyetleri ve ithal edilen ürün çeşidi artıyor, dolayısıyla tarımsal üretimin ve ihracatın azalmasına sebep oluyor.

Özellikle son aylarda yaşanan girdi maliyetlerinin 4-5 kat artmasıyla tarımdan tam anlamıyla vazgeçme noktasına geldi çiftçi.

Çiftçinin yeniden tarlaya girmesi için de tüm engellerin devlet eliyle ortadan kaldırılması gerekiyor.

Bir diğer sorun da tarım gibi göz göre göre eriyen hayvancılık sektörü.

Kırmızı et fiyatları son bir ayda üç kez zam gördü.

Dana etin kilosu yüzde 33 artışla 90 liradan 120 liraya çıktı.

Et fiyatı kasap ve marketlerde değişiklik gösteriyor.

Bazı marketlerin şarküteri reyonlarında dana etinde 145 liraya kadar etiketler var.

Yemlere yapılan zamlarla memlekette küçük üretici diye bir şey kalmadı.

Türkiye'nin büyükbaş hayvan envanterinde kayıtlı 18 milyon büyükbaş hayvan var.

Besicilikle zorlanan üretici çareyi hayvanlarını kesip satmakta buluyor.

Tarım ve hayvancılık sektörünün hali bu.

İki sektörün ana vatanı olan Mezopotamya’daki bu tabloya yetkililer kulak versin…