Aralık 2019’da Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan Koronavirüs (Covid-19) durdurulamıyor. Sınır tanımayan ve hızla yayılan koronavirüs, yazıyı kaleme aldığımda 31 ülkeye yayılmış, dünya genelinde 2 bin 347 can almış, 11 bin 477'si ciddi olmak üzere 76 bin 288 kişiye bulaşmış ve gelip kapımıza kadar dayanmış durumdaydı.

Yaklaşık bir ay önce koronavirüs ve domuz gribiyle ilgili ‘korona laboratuvar da mı üretildi? ‘ başlıklı bir yazı kaleme almış, ticaret savaşlarına değinmiştim. Koronavirüs Çin’de birçok şeyi altüst etti. Çinli yetkililer, ekonomilerinin bundan tahmin edilenin altında etkileneceğini söyleseler bile, ülke de araba satışlarının yüzde 92 oranında düşmesinin, sosyal hayatın bitme noktasına gelmesinin ve insanların umutsuz bir şekilde camlarından paralarını uçak yaparak atacak hale gelmesinin, Çinli yetkililerinin işinin hiç de kolay olmadığını gösteriyor.

Bir ay önce kaleme aldığım yazıda; Aralık ayında Çin’de ortaya çıkan ve ölümlere neden olan koroavirüs ile aynı dönemde İran’da ortaya çıkan domuz gribinin ölümlere neden olduğuna dikkat çekmiştim. Hatta Van ve Diyarbakır’da domuz gribinden tedavi görenler olduğu yönünde gelen bazı iddiaları gündeme taşımıştım. Ancak, bu konuda yetkili ve ilgili kişilerden tatmin edici bir açıklama yerine, yalanlamalar gelmişti. Oysa teşhisi koyanlar da, ölen kişi de belliydi.

Her neyse niyetim kimseyi suçlamak, kırmak, dökmek değil. Sadece Allah korusun kapımıza dayanan ve içeriye girmesi muhtemel bu illet virüsü, el birliği ederek ve kamuoyunu doğru bilgilendirerek, en kötü senaryoya hazır hale getirmemiz gerekir.

Çünkü tehlike gelip kapımıza dayandı. Van’da insanlarda bir korku ve endişe hakim. Nasıl olmasın ki, sınır kapılarını kapatsanız bile başta Afganistan, Pakistanlı ve İranlı olmak üzere on binlerce kaçak, Van üzerinden Türkiye’ye giriş yapıyor. Göç İdaresi verilerine göre, geçtiğimiz yıl tüm illerde yapılan çalışmalarda 12 ayda 201 bin 437 Afgan, 71 bin 645 Pakistanlı yakalanırken, kaçak durumdayken yakalanan İranlıların sayısının ise 8 bin 753 olarak tespit edildiği açıklanmıştı.

Gelen bilgilere göre koronavirüs tüm İran’a yayılmış durumda. Van’ın ekonomisinin lokomotifi ise İranlı turistler. Vanlıların, İran'la birçok ticari bağlantıları var. Ayrıca günü birlik küçük çaplı ticaretler de söz konusu. İranlılar, Newroz ve dini bayramlar gibi önemli ve uzun tatillerde Van’ı tercih ediyor. Bu da otellerden alışveriş merkezlerine, taksiciden seyyar satıcısına kadar tüm kesimleri etkiliyor. Kısacası Van’ın ekonomisi İranlılarla yapılan ticarete bağlı.

Van’da maske satışları arttı. Fiyatlar ikiye katlandı. Özellikle İranlıların gittiği alışveriş merkezleri eski canlılığını kaybetti. Sosyal medyada İran plakalı ambulansların görüntülenmesi, sağlık ekiplerinin teyakkuz halinde bazı hastaları taşıması, her kafadan bir ses çıkmasına neden oluyor.

İşte tam da bunu anlatmak istiyordum. Bu karmaşanın önüne geçilebilmesi ve hazırlıklı olunması için başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, baştan aşağı tüm yetkililerin, televizyonlardan radyoya, gazetelerden şehirdeki billboardlara kadar her alanda iletişim araçlarıyla halkı bilinçlendirmelidir. Yoksa virüs kapıdan girdiğinde yaşanacak karmaşa hepimizin başını çok ağrıtır.

Çünkü; Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, bir ay önce asıl tehlikenin koronavirüsün geri kalmış ülkelere yayılması olduğunu açıklamış ve virüsün Ortadoğu’ya sıçramasıyla da korktuğu başına gelmişti.

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Ghebreyesus, son olarak Twitter’dan bir açıklama yaparak, kreditör ülkelerin virüs ile mücadelede aktif rol alması çağrısında bulunarak, Afrika'da 13 ülkeyi öncelikli olarak belirlediklerini açıkladı.

Bu virüsün hiç şakası yok ve hızla yayılıyor. İnsanoğlu büyük bir tehdit altında. Özellikle ekonomisi güçlü ülkeler biraz paraya kıysınlar. Yoksa geç kaldıkları taktirde o paraları bir işe yaramayabilir.

Bu arada İran’daki depremin vurduğu Van’ın Başkale ilçesinde yaşamını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar diliyorum.

Sevgiyle kalın.