İdlib'de yaşanan çatışmaların ardından Avrupa ile olan sınırlar açıldı. Sınırların açılması ile birlikte binlerce kişi sınırlara akın etti. Suriye, Afganistan, Irak başta olmak üzere savaş bölgelerinden kaçanlar Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkelere gitmeye çalıştı.

Kimileri deniz üzerinden botlarla gitmeye çalıştı, kimileri karadan gitmeye çalıştı. Mülteci ve göçmenlerin bu gidişleri bazı televizyonlardan canlı olarak yayımlandı. Bu yayınların yapılması kan donduran şekildeydi.

Göçmenlerin, mültecilerin bir siyasi araç olarak kullanılması vicdanları sızlatıyor. Ben o görüntüleri izlerken utandım. Bilmiyorum mültecileri siyasi bir araç olarak kullananlar utanmış mıdır? İnsanların hepsi bir umut olsun diye savaş bölgelerinden kaçarak Avrupa'ya gitmeye çalışıyor.

Tek dertleri özgürce yaşayabileceği bir ülkede yaşamak olan göçmenlerin bu şekilde ölüme sürüklenmesi, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere herkesin ayıbıdır. Bir an önce Avrupa'nın o göçmenleri kabul edip belli bir çözüme kavuşturması lazım.

Tek bir çocuğun dahi ölmesi herkesi katil yapar. Bu haftaki yazımda daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. Çünkü yazdıkça kelimelerimin tonu daha da sertleşecek.