ORMAN YANGINLARI VE KONYA KATLİAMI

Devlet ve toplum olarak tarihimizin sıkıntılı dönemlerinden birini yaşamaktayız. Tarihimizde bu dönemlerden daha zor olanlarını yaşamadık mı hiç? Elbette ki yaşadık, örneğin savaş ve kıtlık koşulları bunlardan sayılabilir.

Tarihimize şöyle bir baktığımız zaman bu coğrafyanın ve burada yaşayan toplum üzerine her zaman dış güçler oyunlar oynamak istemiş, bu bağlamda çeşitli senaryolar hayata geçirmiştir. Tabi bu dış güçlere yerli işbirlikçiler yardım etmişlerdir. Bu tür girişimler ve oyunlar deşifre edilmiş, oynanan oyunlar boşa çıkartılmıştır.

Son olarak yaşananlar üzerinde değerlendirmeler yapılacak olursa, dış güçler ihtimalinin iyice profesyonel bir şekilde gizlendiği anlaşılmaktadır. Fakat başta ABD’nin ve Avrupa’nın önemli ülkelerinin önde gelen basın-yayın organları bu konuda ipuçları olabilecek bazı ayrıntılara yer vermiştir. Örneğin Time, Guardiyan, Daily Telegraph, Tokyo News, Marca İspanya, Sidney Post gibi kamuoyu oluşturmada etkili basın-yayın organları Türkiye’de son yaşananlara geniş yer vermiştir. Adı geçen basın kuruluşları Türkiye Hükümetini direkt hedef almakla yetinmemiş, Türkiye toplumunu hükümete karşı uyanmaya çağırmışlardır. Bize göre bu normal bir durum değildir.  Neden mi?

Toplumun Sinir Uçları İle Oynanmak İsteniyor

Ülkemiz Orman Yangınları ile adeta yangın yerine çevrildi. Bu nedenle üzüldük, ağladık, duyarlılaştık, tepkisel olduk. Başka bir anlatımla psikolojik olarak iyice inceldik. Bu yangınların organizeli ve kasıtlı olduğunu düşünenlerdenim. Elbette yönetimde zafiyetten söz edebiliriz, eleştirebiliriz ve tepkimizi de gösterebiliriz. Göstermeliyiz de. Ancak bunun müsebbibi olarak Kürtleri potansiyel suçlu göstermek yanlıştır, kabul edilemez de! Kürtlerin de, özellikle sosyal medyada kendilerinin potansiyel olarak suçlu gösterilmesi veya bu hissiyata kapılmaları doğru değildir. Burada amaç zaten Kürtleri bu noktaya getirmek ve de kendilerinin bu hissiyata sahip olarak buna göre davranmasına mecbur etmek. Ama aslında bununla Türklerin sinir uçları ile oynamak temel amaçtır ve Türkleri Kürtlerin üzerine salmak bal-kaymak olur tezgah yapanlar için değil mi?

Tam da bunun analizini yapmaya çalışırken, Konya-Meram olayı yaşandı. Tarihimize “Katliam” cinsinden bir örnek olay olarak yerleşti ne yazık ki! Bir aileden 7 kişi bir saldırgan tarafından katledildi. Katledilenlerin çoğu kadındı. Bu sefer bu olayla Kürtlerin sinir uçlarıyla oynamak temel amaçtı. Kürtler bu olayla “Yok edilmesi gereken bir grup olarak” hissiyatını yaratmak amacında olanlar bunu kısmen başarmış gibi. Zira şöyle insanları dinlediğimizde, Konya Olayından sonra duygularının enikonu inceldiğini, hassaslaştıklarını ve adeta “Evet kardeşim Türkler bizi düşman olarak görüyor, ne yapsak da bu konuda boştur”  noktasında belirgin hislere sahip olduklarına tanık olmaktayız.

Tehlikeli Nokta Burası

Evet tehlikeli nokta burası. Yani Türkleri ve Kürtleri kiki düşmanmış gibi karşı karşıya getirmek. Amaç Türkiye coğrafyasını yanı başımızdaki Suriye, sonra Mısır ve Libya gibi ülkelerinin yaşadıkları bir sürece 

mecbur etmek. Emperyal güçlerin “Böl, küçült, Kendine Bağla ve Yönet” siyasetini Türkiye coğrafyasında uygulamak ne iyi olur onlar için, değil mi?

Evet Ortadoğu’da savaş güçlerinin karşısına gücü oranında dikilebilen, onların oyunlarını deşifre eden ve maskelerini düşürmeye çalışan bir Türkiye var. Onlar böyle bir Türkiye’yi istemezler elbette. Bunun için insan hakları ve demokrasi oyunlarını devreye koyuyorlar. Çok dikkatli olmak ve bu oyunları iyi okumak gerekir.

Hükümetin Yönetimde Hatalarını Eleştirme Hakkımız Var

Evet bizi yöneten bir hükümet var. Her yönetimin hataları olur, olabiliyor. Toplumdan, bunlara karşı sessiz ol, denemez. Eleştirmek, uyarmak gerekiyor. Bu haktır ve bu hakkı kullanırken yıpratıcı bir yaklaşım yerine daha yapıcı, ülkemizi ileriye taşıyacak eleştiri ve uyarılarda bulunmamız gerekir. Hükümetin de toplumdan gelen bu eleştiri ve uyarılara kulak vermesi ve halkı memnun edecek uygulamalarda bulunması en doğrusu. Sorunlar ve süreçle ilgili halkı tatmin edecek açıklamalar bekleniyor hükümet yetkililerinden. Örneğin Konya Katliamı tetikçisini ve arkasındaki kişileri zaman kaybetmeden şeffaf bir şekilde yargının önüne çıkarılması beklenmektedir. Orman Yangınları konusunda ise, zafiyet göstermeden söndürme çalışmalarına devam edilmeli; ama öte yandan kundaklama ve kasıt konusunda çalışmalar derinleştirilmeli. Zamanı gelince de kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

Bütün bu oyunların hedefi 2023’tür elbette. Halk seçime gidecek bu tarihte ve takdiri neyse o sandıktan çıkacak. Buna da herkesin saygı göstermesi gerekiyor. Fakat gerek bu tarih olsun gerekse daha önce yaşananlarda olsun, tek hedefleri var: Zayıf Bir Türkiye.  Bunun içinde 80 milyon ile birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekir.

Saygıyla…