Kuşkusuz tüm ölümler acıdır. İki kare fotoğraf önümde bir yanda kitapları, diğer yanda kendisi. Belli okunacak çok kitabı, gerçekleştirilecek çok hayali vardı Melek’in tüm gidenler gibi…

Diyarbakır’ın en işlek sokaklarından birinde kardeşi tarafından katledilen Melek’ten kalanlar ve kendisi bahsettiğim iki kare. Katili erkek kardeşi Mustafa. Gerekçesi namusmuş, öyle demiş ilk ifadesinde.

Bugün ek bir haber daha düşüyor önüme, önce aile istememiş melek olan Melek kızın cenazesini ve 15 gün sonra aile fikrini değiştirmez ise kimsesizler mezarlığına gömülecekti.

Evladının dirisine canına sahip çıkmayan çok namuslu aile, ölüsüne de sahip çıkmak istememiş. Sonradan bir başka haber babası ve avukatı cenazeyi alarak Kahta’ya götürmüşler. Gerçi fark eder mi yaşam hakkı tanınmadıktan sonra ölüsünün nereye gömüldüğü. Töreniz batsın evladınızı evladınıza katlettirdiniz.

Uzaklaştırma kararı aldırdığı eski erkek arkadaşı azmettirdiği için Sakarya’da yakalanarak Diyarbakır’a getirtildi ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Bunlar Melek’i geri getirecek mi? Hayallerini umutlarını yeşertecek mi maalesef hayır.

Melek bu şekilde katledilen ilk genç mi? İlk kadın mı? Hayır. Son olmasını dilerdim ama son da olmayacak. Hangi iftiranın hangi alçakça dedikodunun kurbanı oldu Melek belki hiç bilinmeyecek.