Evet sevgili dostlar ve değerli okur arkadaşlar, tuz kokarmı dediğinizi duyar gibiyim daha ilk satırlarda. Evet, tuz çoktan kokmuştu ama bunu burunla değil vicdanıyla duyanlar vardı.

Tuz kokar mı evet kokar herşey yolundan rayından çıkarsa işte o zaman tuz kokar. Herşey olması gerektiğinden farklı bir mecraya doğru gitmeye başlamış ise gitmiş ise tuz kokar. Sanırım şimdi hepiniz veya birçoğunuz tuzun kokusunu aldınız.

Yada şöyle mi deseydik bir de böyle mi tarif etseydik “Dünyanın çivisi çıkmış” evet sanırım buda uydu günümüze.

Değerli dostlar önce iğneyi kendimize batırmak gerekir. Her zaman adı “Gazeteci” olup bu meslek dışında herşeyi yapanlar vardı, hepimiz duymuşuzdur. Ama bu aralar hangi taşı kaldırsan, ne zaman tuzu koklasan işte böyle birilerini ya görüyoruz yada kokusunu duyuyoruz.

Biterler mi hiç tahmin edemiyorum çünkü sarmaşık gibi her otelin, her siyasi partinin veya çok para kokusunu aldıkları her yerdeler. Ben bunlara köksüz medya çalışanları diyorum ve öyle görüyorum. Bunlar sonradan gazeteci olanlar ve fakat unuttukları birşey var sonradan gazeteci olunmaz. Üzgünüm ama şu bir gerçek ki medya eskisi gibi olmayacak. Çünkü gazeteciliği başka amaçlar için kullananlar ile gazetecileri başka amaçlar için kullanmak isteyenler çok kök salmış görünüyor. Bu kökleri söküp atmak ta kolay olmayacak.

Fakat şunu unutmayalım çok ta umutsuz değilim bunları yine gazeteciler temizleyecek. Şerefi, onuru ve gururu maaşlarından yüksek olan gazeteciler.