Komşumuz Suriye’de 10’ncu yılını geride bırakan savaş, bunca yıl geçmesine ve medyamızda eskisi kadar yer almamasına rağmen tüm yıkıcılığı ile devam ediyor. Diğer savaşlarda olduğu gibi yine en çok kadın ve çocuklar zarar görüyor. Savaş nedeniyle binlerce insan sürekli yer değiştirmek, yoksulluk ve sefaletle mücadele etmek zorunda bırakılıyor.

Diktatör Beşar Esad'ın zulmü nedeniyle iç çatışmayla başlayan daha sonra silah tüccarı devletlerin vekalet savaşına dönüşen Suriye'de, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’in açıklamasına göre, ölümleri teyit edilenlerin sayısının 350 bini geçtiği, gerçek rakamın ise bunun çok üzerinde olduğu tahmin ediliyor.

Daha önce Irak Diktatör Saddam Hüseyin'in Kürtlere yönelik katliamı ve sonra Amerika Birleşik Devletleri’nin koalisyon güçleri ile Irak’a yönelik başlattığı savaşta olduğu gibi, Suriye'deki savaştan da en fazla etkilenen ülkelerin başında Türkiye geliyor. Milyonlarca savaş mağduru doğduğu toprakları terk ederek çevre ülkelere sığındı.

Türkiye'de tahminlere göre 6 milyonun üzerinde mülteci ve göçmen bulunuyor. Resmi rakamlar bunun 3 milyon 688 bin 238 Suriyeli olduğunu söylüyor. Yine Suriye'nin İdlib bölgesinde olası yoğun bir savaşta, 500 bine yakan insanın Türkiye'ye gelme olasılığı da bulunuyor.

Türkiye misafirperver bir ülke, ancak ekonomide yaşanan kriz ve bunun sonucu artan işsizlik, uzun süreli misafirperverliği önce homurdanmalara ardından karşıtlığa dönüştürdü. Bu yapılan araştırmalarda da kendini net bir şekilde gösteriyor.

Sosyal Demokrasi Vakfı, ‘Suriye Göçünün 10. Yılında Türkiye'de Suriyeli Göçmenler’ araştırmasının sonuçlarını paylaştı. Araştırma, birbirinden farklı görüşlere sahip siyasi parti seçmenlerinin mülteci karşıtlığında birleştiğini ortaya koyarken, yüzde 70.3’ü hükümetin göçmen politikalarını yanlış buluyor. Aslında bu anket sonucu, adım adım gelen durumun fotoğrafını da çekiyor. İşte o fotoğraf karelerinden bazıları şöyle:

-AK Parti, CHP, MHP ve HDP seçmenlerinin çoğu, iktidarın Suriyelilerle ilgili politikalarını doğru bulmuyor. Uygulanan politikalara destek oranı Türkiye genelinde sadece yüzde 8.1. AK Parti tabanı da göç politikasından rahatsız, göç politikasını destekleyenlerin oranı sadece yüzde 16.1’de kalıyor.

-Suriyelileri ‘temiz, güvenilir ve de kibar olmayan kişiler’ olarak tanımlayanların oranı yüzde 70’ler dolayında.

-Suriyeliler çalışkan mıdır? sorusuna katılımcıların yüzde 57.5’i ‘hayır’ diyor.

-Suriyeli komşunuz olsun ister misiniz? sorusuna, Türkiye geneline bakıldığında ‘istemem’ diyenlerin oranı yüzde 55.7.

-Araştırmaya katılanların yüzde 71.5’i mecbur kalmadıkça Suriyelilerle iletişim kurmadığını belirtiyor. Sohbet, tanışmak, kaynaşmak için iletişime geçenlerin oranı yüzde 6.5. ‘Evimize gelirler biz onlara gideriz’ diyenlerin oranı ise 4.5.

-Aynı durum evlilik için de geçerli. Katılımcıların yüzde 67’si ‘bir Suriyeli ile evlenebilirim’ ifadesine ‘katılmıyorum’ yanıtını veriyor. ‘Evlenebilirim’ diyenlerin oranı yüzde 11.3, ‘çocuğuma izin veririm’ diyenler ise yüzde 9'la sınırlı kalıyor.

-Eğitim ilgili çarpıcı sonuçlar içeren araştırmaya göre katılımcıların yüzde 47.6’sı, çocuklarının Suriyeli çocuklarla beraber eğitim görmesinden rahatsız olacağını söylüyor.

-Daha ucuza çalışıp Türklerin işsiz kalmasına neden oluyorlar diyenlerin oranı ise yüzde 56.3.

-Katılımcılara gelecekte Suriyelilerin en fazla hangi konuda sorun yaratmasından endişelisin? sorusuna yüzde 28.4’ü ‘suç oranları ve çeteleşme artacak’ derken yüzde 27.4’ü ‘iç çatışma olacak’ yanıtını verdi.

Bu soruya verilen cevap otoriteler tarafından endişe verici olarak görülüyor. Anketi yapanlar aslında emniyet kayıtlarına göre suç oranının 0’a yakın olduğunu, ancak yapılan haberler ve nefret söylemlerinin bunu tetiklediğini ortaya koyduğunu ifade ediyor.

Biliyorsunuz yanı başımızda yeni bir savaş çıkma olasılığı her geçen gün artıyor. Olası bu savaşın hem çapının, hem de sonuçlarının daha büyük olacağı herkes tarafından kabul ediliyor. Rusya ile Ukrayna arasında tarihten bu yana gelen anlaşmazlıklar birçok kez dolaylı veya direk savaş ve çatışmaların yaşanmasına neden olmuştur.

Yine bir savaş kapıda. Başta Amerika Birleşik Devletleri ve birçok Avrupa ülkesi, vatandaşlarını Ukrayna’yı terk etme çağrısında bulundu. Bizim Dışişleri Bakanlığımız ise vatandaşlarımızın mecbur kalmadıkça ülkenin doğusuna gitmelerini konusunda uyardı.

Yukarıdaki ankette savaşın sonuçlarının sadece küçük bir bölümünü gördük. Daha büyüğünü görmemek için umarım bu kez savaş olmaz, barış olur.

Sevgiyle kalın.