Bu koronavirüs meselesi küçümsenmeyecek derecede önemli bir meseledir. Dünya genelinde 3 bine yakın kişi hayatını kaybetti. İran'da 10'dan fazla kişi öldü. İran'ın sınır komşusu olan Van'da ise sınır kapıları daha yeni kapatıldı.

Günlerdir herkes söylüyor, hepimiz avazımız çıktığı kadar söylüyoruz, kapatın şu kapıları diye ama maalesef ticaret daha ağır basıyordur. Türkiye'ye bu bir haftalık süreçte binlerce İranlı geldi gitti.

Koronavirüs getirdiler mi, getirmediler mi bilmiyoruz, ama çok cidd bir tedbirsizliğin olduğu kesin. Van'da İran'a gidip gelmiş ya da onlarla temas kurmuş kişilerden bazıları kendi istekleri ile hastanelere başvurdu. Bir süre teşhis altında tutuldular. Van Sağlık İl Müdürlüğü herhangi bir virüse rastlanmadığını söyledi. Ancak halla hastanede virüs şüphesiyle tutulan kişiler var.

Umarım hiçbirinde virüse rastlanmaz. Van'daki bazı STK temsilcilerinin "komşu ile kapılar kapatılır mı?" gibi zırvaları ise tarihe geçecek türden. Onlar bir depremden falan kaçmıyorlar, bir salgından geliyorlar.

Bu salgın bulaşıcı bir hastalık ve dayanışayım derken sen de olursun ve başkalarına bulaştırırsın. Onun için İran'daki salgının olduğu yerlerin karantina altına alınması lazım. Türkiye'nin de daha dikkatli olması lazım. Özelikle virüs bulaşmış ülkelerle olan sınırları bir süre kapatabiliriz.

Van'a geldiği andan itibaren Diyarbakır'a da İstanbul'a da gelir.

Son olarak İran'da meydana gelen deprem Van'ın Başkale İlçesi’nde de çok sert hissedildi. Depremde hayatını kaybedenlere rahmet yakınlarına sabır diliyorum. Böylesi önemli günlerde dayanışmak çok önemlidir.

Vanlılar'ın Başkale halkı ile dayanışma içerisinde olup, yaralarını sarması için acılarına yoldaşlık etmelidir. Van son bir ay içinde önce çığ ile yıkıldı, sonra koronavirüs endişesi ve şimdi de deprem. Allah başka bir felaket vermesin.

Bu sene nasıl bir kara sene oluyor, böyle hepimiz şaşkınız, ama maalesef artık dünya düzeni olumsuz anlamda değişiyor.

Küresel ısınma, çok hızlı ilerleyen betonlaşma, nükleer atıkların rastegele çevreye bırakılması, hızlı sanayileşme gibi sebepler dünyanın sonunu getirecek gibi duruyor. Bunlardan kurtulabilir miyiz? Bence artık çok geç.

Herkes kapitalist çarkın arasına sıkışıp kalmış durumda. Bir gün çalışmazsak aç kalma endişesi taşıyoruz. Onun için geride kalan ömrümüzü ne kadar güzel yaşayabiliriz ne kadar insanca yaşayabiliriz ona bakmalıyız.

Önümüzdeki hafta görüşmek üzere hepinize sağlıklı günler diliyorum.