Siirt’te doğmuş, çocukken yerleştiği Diyarbakır’da büyümüş Ahmet Önder.

Dört yıl önce kentin en büyük ikinci merkez ilçesi olan Bağlar Dörtyol’da gündelik yevmiyeyle çalışan ve hamallık yaparak geçimini sağlayan yurttaşlarla görüşürken tanışmıştım.

Hiç unutmam!

Etrafıma toplanan kalabalık arasından tok bir ses yükseliyor.

Önce “Abi bir de benim hikayemi dinleyip, derdime derman bulsan” diyerek feryat ediyor sonra da ceketinin cebinden bir tomar kağıdı çıkarıyor.

Kendisi 57 yaşında.

Babası, henüz o çocukken Diyarbakır’a göç edince kendisi de burada büyümüş.

Askerlik çağı gelmeden evlenmiş, çocuğu el kadarken de vatani hizmet için Edirne’nin yolunu tutmuş.

Zor gelmiş, henüz 6 aylık askerken firar etmiş.

Askeri Kanuna göre yemin etmeden firar edenler sadece disiplin cezasına çarptırılır hükmü olmasına karşın Ahmet abinin başına gelmedik kalmamış.

En değme filmlere taş çıkartacak hikayenin devamı, daha sonra yaşadıklarında.

O firar gezerken, adli bir suça karışmış.

Uyuşturucu ticaretinden totalde 15 yıl hapis yatmış.

Diyarbakır’ın ünlü Saraykapı, Sağmalcılar, Sinop, Merter, Bartın’ın da aralarında bulunduğu Türkiye’nin 20 cezaevini dolaşmış bu sürede.

Cezası bitince, 15 yıla nice hikayeler sığdırdığı cezaevindeki arkadaşlarından, gardiyanlardan helallik isterken nizamiyedeki askerden büyük sürprizi öğrenmiş.

Haberi yokken, İçişleri Bakanlığı’nın kararı ile “Milli Güvenliği tehdit eden sakıncalı bir kişi ” gerekçesiyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılmış.

Kimliksiz vaziyette otogara, oradan da Diyarbakır’a gelmiş.

Hasret kaldığı eşine, çocuklarına koşarak gitmeden önce karakola, ardından hakkının iadesi için Cumhuriyet Savcılığı’na başvurmuş.

Dilekçesi işleme alınmış, ama ret yemiş.

Bu işlem tam 10 yıldır devam ediyor.

Geçen süreçte de çalmadık kapı bırakmamış.

Emniyet, valilik, milletvekillerine derdini anlatmış ancak bir sonuç alamamış.

En son Diyarbakır Barosu devreye girmiş, ama İçişleri Bakanlığı’nın cevabı yine ret olmuş.

Cebinde taşıdığı bir tomar kağıt arasında İçişleri Bakanlığı’nın kararları, ret edilen dilekçe örnekleri ve Diyarbakır İl Göçmen İdaresi’nin vermiş olduğu “Vatansız Müracaat Belgesi” var.

Vatansız Belgesi’nin üzerinde tükenmez kalemle yazılmış Ahmet Önder’in TC kimlik numarası da yer alıyor.

Ama blokeli.

Kendi memleketinde bir "vatansız" olarak Bağlar’da hamallık yapan Ahmet Önder, cezaevinden tahliye olduğu günden bugüne iş için başvurduğu her makam kapısı yüzüne kapanmış.

Hastaneye gittiğinde sistem kabul etmiyor.

Aşı olmak istiyor ama kimliği yok diye onu da yaptıramıyor.

Hamallık yaparak geçimini sağlamaya çalışan Ahmet Önder, sosyal yardıma bile başvuru yapamıyor.

Dört çocuğundan ikisi üniversite mezunu olan, torunlarının bile nüfus cüzdanı bulunan Ahmet Önder, yıllardır yaşadığı zulme son verilmesini bekliyor.

Emniyet’in çeşitli kategorilerde “Arananlar Listesi”ne aldığı kişilerin bile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı varken, Ahmet Önder’e uygulanan muameleye akıl sır erdirilir gibi değil...

Hükümetin, muhalefetin, memleketin vekilleri sizler ne işe yararsınız?

Ahmet Önder’e sahip çıkın, O’nu memleketinde vatansız koymayın!..

Saygılarımla