Sevgili dostlar; kimse ‘beni öldürmez’ demesin bu lanet hastalığa. Son 3 gün içerisinde Memorial Diyarbakır Hastaneleri Basın Birimi Sorumlusu değerli meslektaşım, dostum, kardeşim Yılmaz Tarancı’yı ve Malatya’da Anadolu Spor Medyası ve Yazarları Derneği Başkanı M. Akif Çelik’i de aramızdan aldı bu Korona iletti.

Daha 30’lu yılların başında ve geleceğin hayallerini kuran, ne çok hayallerin yarım kaldı be güzel kardeşim. Her konuştuğumuzda, her karşılaşmamızda anlatırken, kurarken o hayalleri gözlerinin içi parlardı.

Gerek Diyarbakır’da, gerekse bölgede tanıdığın, tanımadığın sana ulaşan herkese evet herkese mesai ve zaman mefhumu gözetmeksizin yardım edebilmek için ne çok çırpındın be gözüm. Ardından bunları dillendirmek ne kadar zor bir bilsen… Hemşehrim, dostum Tahir Elçinin anıldığı bir gün de seni kaybetmek...

Rüyamı? Keşke rüya olsa ve uyansak, hep birlikte bu rüyadan. O tek tek dokunduğun dostların, arkadaşların, meslektaşların hepsi morgun önündeydi ama bu kez hepsi çaresiz ve duygu yüklüydü. Gözyaşlarını içlerine akıtıyorlardı, o birlikte mesai yaptığın hastanedeki mesai arkadaşların gibi. Ne biz, ne de doktorundan, temizlikçisine kadar birlikte çalıştığın kimse inanmak istemiyordu ve inanmıyordu. Herkesin dizleri kırılmıştı. Kısacık ömründe çok ama çok güzel iyilikler biriktirdin. Ne çok yüreğe dokundun. Gidişin çok erken ve zamansız oldu.  Sözün bittiği yerdeyim Yılmaz, yazılacak anlatılacak o kadar çok şey var ki, ne saatler, ne sayfalar yeter ama yazacak takat yok be kardeşim. Çok acıydı seni Mardinkapı’da uğurlayamadık, mezarlığa da gelemedik hastalıktan dolayı izin verilmiyordu, yasaktı. Hakkını helal et.

Evet sevgili dostlar; Pazartesi sabahı da 40’lı yaşlarda hayat dolu, kurduğu derneğin faaliyetlerini tüm Türkiye’ye yaymak için çaba sarfeden ve bir süredir Koronadan dolayı hastanede tedavi gören Akif’in de ölüm haberini almak, ikinci bir şok etkisi yarattı.

Akif sadece bir derneğin kurucusu değil, sosyal sorumluluk gereği hep çabalayan birşeyler yapmak isteyen ve en son Batman’a durumları iyi olmayan bir okulundaki öğrencilere kırtasiye ve spor malzemeleri hazırlıkları yapmıştı, gelme hazırlığında ilken temaslı olduğunu belirterek gezisini ertelemişti. Sürekli spor yapan gayet sağlıklı olan ve sporun her türlüsüne yardım etmek için TV’de program yapıp yazar-çizerdi. Bu devirde dostluk kavramını yitirmeyen, dostunun dostu olan ve her gün bir veya birkaç dostunu arayan sürekli hayallerini paylaşırdı. Ama Korona onun da hayallerini yarım bıraktı.

Tarifsiz bir acı sözün bittiği yer, başka şeyler olunca üzerine saatlerce yazılabilecek iken yazamamak iki dostun arkasından...

Mekanınız cennet olsun, ışıklar yoldaşınız olsun, nurlar içinde yatın.