Yazımızın başlığı hem Amedspor, hem de Diyarbekir için içimizde oluşan negatif durumun en yalın ve saygı çerçevesinde ki yazılımı…

Amedspor ile başlarsak;

Yok kardeşim yok...Bu oyuncular o formanın ne olduğunu, ne kadar önemli olduğunu ve Allah korusun küme düşmenin nasıl büyük bir yıkım yapacağının farkında değil.

Teknik ekip;

E be Hocam bu takıma etkili bir seyirci önünde, bir seri yakalanabilecek bir periyotta olumlu anlamda hiç mi etkin olmadı, hiç mi tamam işte Hocanın gelişi belli olmuş, etkisini gösterdi diyecek durumu yaratmadı.

Yöneticiler;

Hiç biri, biz sezon başı yanlış yapmadık,

Biz ara dönemde az ama öz transfer havuzumuzu kullandık,

Biz 3. hocamız ile antrenör olarak anlaşırken, alınan kararlarda yanlış düşünmedik,

Biz kendi içimizde, birlik beraberlik içinde ayrışmadan yalnız kalmadık, Vs. vs. vs. vs. diyebilir.

Sonuç ne peki;

Beyler takım artık düşme potasında belki görmüyor veya görmek istemiyorsunuz, ama takım DÜ-ŞÜ-YOR…

Maçı yazmadın diyebilirsiniz,

Maçın neyini yazayım,

İlk yarı mantıksız, anlamsız, kötü oyun…

İkinci yarı nispeten canlanan, ama 10 kişi kalan rakibe karşı yenilen gol…

Gol yollarındaki kısırlık…

Ve yine oyuna gelinip, Sakarya maçı gibi saha da yenerek yollanamayan, ama zarar gören yine biz…

Allah bu takımın sonunu hayır etsin, bu hale getirenleri ıslah etsin ne diyelim…

Diyarbekir yine galibiyeti koruyamadı, yine son dakikalarda gol yedi, hem de kaleciden ve yine hüsran yaratmaya devam ederek, bırakın Play-Off hayalini düşme potasındaki rakiplerine yaklaşmaya başladı.

Çözüm için kendini hırpalayan, düşünen kişiler mutlaka var, olacakta, ama giden emek, para, zaman bir daha geri gelmiyor bilginize…

Geçmiş yazılarda da yazdık,

Bir seri yakalamak zorundayız,

Yoksa son haftalar bırakın Play-Off savaşını, düşmeme gayreti içinde geçer bizden söylemesi…

Oyun ve takıma gelince;

Şenol Hocanın gelişi olumlu ve etkisini gösterecektir, ama Malatya maçı kaçan büyük bir şans oldu maalesef.

Başka bir yazıda görüşmek üzere,

Esen kalın Spor'la kalın.