Özel Haber- İbrahim İnanç Yıldız

Foto: Ferit Demir

Erzincan’ın İliç İlçesi’nde Çöpler Köyü’nde Kanada ve ABD menşeili Anagold Madencilik tarafından Pasa Dağı’nda işletilen altın madeninde toprak kayması meydana geldi. Resmî açıklamalara göre, göçük altında 9 işçi kalırken, arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Konuya ilişkin 3 başmüfettiş ile 1 müfettişin görevlendirildiği açıklandığı faciayla ilgili saha sorumlusu 4 kişi gözaltına alındı. Tunceli Valiliği ise, eylem ve etkinlik için kentten Erzincan'a geçişleri 18 Şubat'a kadar yasakladı.

SIZINTI İDDİALARI YALANLANDI

Siyanürlü toprağın Fırat Nehri'ne aktığı iddialarına ilişkin açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, "Malzemenin Fırat Nehri'ne ulaşmasının engellenmesi amacıyla Sabırlı Deresi'nin Fırat Nehri'ne ulaştığı menfezin kapaklarını kapattırdık" dedi. Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, ise bir sızmanın söz konusu olmadığını iddia ederek, "Olsa bunu size açıklarız” dedi.

Öte yandan Fırat Nehri’nin ana kollarından Karasu Nehri’nin 500 metre yakınında işletilen altın madeni, geçmiş yıllarda sülfik asit ve siyanür sızıntısıyla gündeme gelmişti. TMMOB tarafından 21 Haziran 2022 tarihinde siyanür içerikli solüsyon taşıyan boru hattında oluşan yırtılma nedeniyle suç duyurusunda bulunmuştu. Bunun üzerine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, şirkete 16 milyon 441 bin TL para ceza uygulayıp madenin faaliyetini durdurmuş. Ardından maden 23 Eylül 2022 itibarıyla yeniden faaliyete başlamıştı.

MENFEZ KAPAKLARINI KAPATMAK SORUNU ÇÖZMÜYOR

Menfez kapaklarını kapatmak ile sorunun çözülmediğini dile getiren Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Güner Yalnıç, “Bunca zamandır menfez kapakları kapatılmamış ama bugün gündeme geldiği için kapatılıyor. Kapağın kapatılıp kapatılmadığı dışında toprak geçirgen bir maddedir. Toprağa sızan her kimyasal yer altı sularına, yer altı suları dereleri besliyor. Oradan derelere taşınacak. Orada 10 milyon metreküp hafriyattan bahsediliyor. Bu sadece taşan kısmı. Taşan kısmı 800 metre ilerlemiş. Yağmurla birlikte toprak daha geçirgen olacak, oradaki kimyasallar daha hızlı bir şekilde toprak altına inecek ve topraktaki heyelan riski daha yüksek olacak. Böyle olunca o 800 metre gitmişse o havuzlar Fırat Nehri’ne 350 metrede kurulmuş.  Bu havuzlar dolduğu zaman taşma olacak. Zaten toprak dolgu yapmışlar, heyelanla birlikte taşmalar olacak ve nehirlere geçecek. O yüzden geçici olarak menfez kapaklarını kapatmak, iş güvenliği tedbirleri almaları bizi ikna etmiyor, bir çözüm değil, bunlar sadece göstermelik, günübirlik sürecin ruhuna uygun yapılan tutumlardır.  Böyle küresel ölçekte etkileyebilecek madencilik anlayışının tez elden durdurulması gerekiyor” dedi.

MADEN SAHASI DİRİ FAY HATTINDA

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, maden sahasının olduğu bölgede 2022 yılında inceleme yapıyor. Oda’dan yapılan açıklamada, “İncelemeler sonucunda, işletme sahası içerisinde MTA Genel Müdürlüğü tarafından 2013 yılında yayınlanan Türkiye Diri Fay Haritası’nda aktif olduğu ifade edilen ve Munzur segmenti olarak tanımlanan bir fay hattının bulunduğu tespit edilmiştir. Ancak bu fay hattının işletme projeleri hazırlanırken dikkate alınmadığı, hatta fayın inaktif olduğunun belirtildiği, hazırlanan atık depolama, üretim ve diğer tesis projelerinde 0.30 g ivme değerleri gibi düşük ivme değerleri baz alınarak proje hazırlandığı görülmüştür” denildi. Açıklamada, olası büyük bir depremde bu alanda bulunan tesislerin yıkılma riski taşıyabileceği ifade edildi.

KİMYASALLARIN YER ALTINA GİTMESİ MÜMKÜN

Maden sahasının diri fay hattında olmasına dair de konuşan Yalnıç, “Bu sızmalarla birlikte fay hatlarının çatlaması, kırılmasıyla akiflerin akış yönleri de değişebiliyor. Bugün dereye gidebilecek su, fay hattının kırılmasıyla belki direk Fırat Nehri’ne gidecek. Belki de Dersim’de insanların içtiği su hatlarına kadar karışabilecek. Çünkü fay kırıldığı zaman yeraltının bütün dengeleri altüst olabiliyor. Fayın kırılmasıyla kimyasalların suyla yer altına gitmesi mümkün olacaktır” dedi.

ERZİNCAN ŞİRKETİN EN BÜYÜK SAHASI

Erzindan’daki şirket, Türkiye’nin yanı sıra Arjantin ve ABD’de de altın madenleri işletiyor. Şirketin en yüksek üretimi gerçekleştirdiği altın madeni Erzincan’da yer alıyor. Şirketin 2027 hedefinde ise, Erzincan’da yaptığı üretimi yüzde 100’e yakın düzeyde artırmak ve Arjantin’de yapacağı üretimi ise Artvin’e kaydırmak var.  Diğer yandan ise şirket Erzincan’da geçtiğimiz yıllarda kapasite arttırma kararı aldı. Yapılan itirazlarla dava açıldı ancak şirket mahkeme kararını beklemeden kapasite artırımını uyguladı.

HER YIL DÜZENLİ OLARAK UYARILIYOR

İliç’te altın madeniyle ilgili her yıl düzenli olarak uyarılarda bulunduklarını belirten Yalnıç, göstermelik adımların dışında bir şeyin yapılmadığını söyledi. Çünkü çok fütursuzca bir çalışma yapıldığını belirten Yalnıç, orayı bir suç mahalli olarak tanımladıklarını ifade etti. Yalnıç, sızıntıların yer altına, dereye, Fırat’tan Basra Körfezi’nden tüm okyanusa kadar büyük bir alanın etkileneceğini dile getirdi.

DÜNYADA SİYANÜRLE ARAMA TERK EDİLEN BİR TEKNOLOJİ

Türkiye’de 20’den fazla bakır madeninden siyanürle arama ruhsatının olduğunu söyleyen Yalnıç, şöyle devam etti:

“Sülfürik asitin ve birçok kimyasalın depolanmasından ziyade buharlaştırılarak atmosfere salınması Fırat’a karışması kadar tehlike barındırıyor. Siyanürle altın arama aslında terk edilen bir teknolojidir. Türkiye 3’üncü Dünya Ülkesi olması avantajıyla sermayeye bu kadar rahat alan açıyor. Siz bir maden kurduğunuz zaman bunun için ÇED raporu almanız gerekiyor. Defalarca ÇED’lere itiraz edilmesine rağmen sıkıştıklarında ‘ÇED gerekli değildir’ kararı alınarak çalışmaya başlamalarının önleri açılıyor.

ÇED’lerle orman alanlarına, sulara, su akiflerine, dere, nehir kıyılarına yakın bölgeyle maden tesisi kuramazsınız. Ama Türkiye’de hak, hukuk, adalet hak getire bir noktada olduğunu için çevre ve iklimin herhangi bir önemi yok. Bu yüzden ekolojik kırımın suç olması için anayasal çalışmalar yürüttük ama gelinen noktada bir adım atılmadı.

ABD’de bir örneği var. Çölde havuzlar yapmışlar ve atıkları orada depoluyorlar. Herhangi bir canlı yaşamına çok uzak bir noktada. Elbette uzak bir yere taşınırsa da siyanürlü altın aramayı kabul etmiyoruz, tez elden bırakılması, durdurulması ve aktif madenlerin kapatılmasını talep ediyoruz.”

Muhabir: İbrahim İnanç Yıldız