Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 1 Ağustos’ta başlayan 7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri öncesinde 24 Temmuz’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na taleplerini iletti. Bakanlık tarafından Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ihraç edildikleri gerekçesiyle engellenen KESK temsilcileri, emekçilerin direnişi sonucunda 1 Ağustos’ta gerçekleştirilen görüşmeye katıldı. Görüşme öncesi taleplerini kamuoyuna duyuran KESK, 16 Ağustos’ta örgütlü olduğu tüm kentlerde bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirecek. 
 KESK Diyarbakır Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Serdar Keskin, TİS’e dair taleplerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TİS görüşmelerinin sonucundan yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi ve emeklisinin etkileneceğine, bu sayının ailelerle birlikte 20 milyonu bulduğuna dikkat çeken Keskin, taleplerine dair şunları söyledi: “Öncelikle grevli bir Toplu İş Sözleşmesi istiyoruz. Yoksulluk sınırı üzerinde bir maaş, güvenceli, güvenli gelecek, adil, demokratik koşullarda bir çalışma hayatı istiyoruz. Ana taleplerimiz; en düşük kamu çalışanının maaşının büyük şehirlerde 47 bin 55 TL’ye, diğer şehirlerde 45 bin TL’ye çıkarılması, emekli maaşının 15 bin TL’nin üzerine çıkarılması, Olağanüstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) işlerinden edilenlerin görevlerine iade edilmesi. Bugüne kadar yaşanan hak kayıplarının giderilmesi, işe alma, görevde unvan değişikliği gibi durumlarda liyakatin esas alınmasını, istihdamda cinsiyet eşitliğinin sağlanması, bütün sendikalar için özgür bir örgütlenme ortamı istiyoruz.”
 ‘HERKES TEMSİL EDİLMELİ’
 TİS görüşmelerinde üyesi bulunan tüm sendikaların ve kadınlarında kendi temsiliyeti ile bulunması gerektiğinin altını çizen Keskin, “Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) bugün iktidar için yapılan ısmarlama verileri açıkladığını hepimiz biliyoruz. Bugün emekçileri temsilen masada oturan sendika, hükümetin ‘kendi sendikamız’ dediği bir sendikadır. Şimdiye kadar yapılan 6 sözleşmede TÜİK rakamlarının referans alınmasından, sendika asla rahatsızlık duymadı. Görüşmelerde TÜİK’in gerçeklikten uzak verileri referans alındığı için de maaşlar günden güne daha çok eridi. TÜİK yerine bağımsız örgütlerin rakamlarının referans alındığı bir toplu sözleşme olması gerekiyor” dedi. 
 ‘GREV UYARI NİTELİĞİNDE’
 Türkiye geneli 16 Ağustos’ta greve gideceklerini ve bu grevin hükümete uyarı mahiyetinde olacağını söyleyen, sendika farkı olmaksızın herkesi greve destek vermeye çağıran Keskin, “10 Ağustos’ta biz kitlesel açıklamalar yapacağız, 14’ünde hükümet kendi teklifini açıklayacak. Eğer taleplerimiz kabul görmezse, ayın 16’sında Türkiye geneli iş bırakma grevine gideceğiz. Bu eylemimiz bir günlük uyarı niteliğinde olacak. Hükümetin ayın 17’sinde yapacağı ikinci teklifte bu durumu dikkate alması için çağrı yapacağız. Sendika farkı gözetmeksizin, bütün emekçileri bu eyleme katılmalı” ifadelerini kullandı. (MA)