2023 Mayıs seçimlerini de kaybederek siyasette zor günler geçiren Muhalefet adayı ve CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’yu istifaya çağıran bir de Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan oldu. Erdoğan’ın bu çıkışının arkasında neler olabilir? Erdoğan bu çağrı ile neler amaç edinmiş olabilir? Gibi soruların cevaplarını kendi açımızdan aralamaya çalışacağız.

Önce Cumhurbaşkanı, ana  muhalefet liderini istifaya davet eden sözleri tam olarak neydi? Önce buna bakalım.

“Kılıçdaroğlu benimle kaç yarışa girdi? 13’te 13 yaptı. Şimdi 14’te olsa, 15’te olsa bu arkadaştan bir şey olmaz. En hayırlısı kendisi çekilip gitmesi lazım. Yani dünyada ülkeleri görüyorsunuz, bir seçim kaybediyorsa bir lider ne yapıyor, hemen istifasını veriyor, çekip gidiyor. Fakat bunda böyle bir şey yok.”

Bu açıklamalar üzerine CHP’den yanıt geldi. CHP sözcüsü Faik Öztrak, verdiği yanıtta özetle Erdoğan’ın amacını CHP’yi dağıtmaktır.

İktidarların Amacı Muhalefete Karşı Kazanmak

Erdoğan’ın açıklamalarına ilk bakıldığında gereksiz bir çıkış olduğu düşünülebilir. Seçimi/seçimleri kaybeden birini istifaya çağırmak neden?

Ama yapılan açıklama dikkatle değerlendirildiğinde ve muhalefetin son süreçle ilgili hikayesi hatırlandığında durumun farklı olduğu görülecektir. Bunun öneminin farkında olan CHP yönetimi çok geçmeden cevapta bulundu.

Öztrak “Milletimiz 7 ay sonra sandıkta bunun faturasını sarayın önüne koyacaktır. Saray ilk günden beri bunun farkındadır. Tek çaresi muhalefetin 25.5 milyon oyunu, CHP’yi dağıtmaktır.”

Aslında Erdoğan’ın veya mevcut iktidarın hedefi mevcut CHP’yi dağıtmaktır yoksa CHP2yi kurumsal olarak tarihe gömmek değildir anladığımız kadarıyla. Erdoğan’a göre Kılıçdaroğlu’nun liderliğindeki CHP merkezli muhalefet milli ve yerli değildir, o nedenle dağılması Türkiye’nin hayrına olacaktır. Cumhurbaşkanının yaklaşımının temelinde mevcut CHP, marjinal sol, “PKK uzantısı HDP” ve FETÖ ile ittifak yapma anlayışı vardır. Bu politik hat dışta Türkiye’nin bekasını tehlikeye düşüren anlayışlarla işbirliği yaptığına dair geçmişe bakıldığında Erdoğan’ın bir dizi açıklamaları olduğu görülecektir.

Öte yandan Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP, Mavi Vatan, Karabağ Sorunu, Suriye ve Libya Tezkereleri gibi konularda “Ne işimiz var?” yaklaşımı ortaya koydu hep. Bu yaklaşım pek tutarlı bir yaklaşım olarak karşılanmadı millet nezdinde. Bununla beraber bu gibi milli konularda CHP’nin bu yaklaşımına partinin ulusal kanadından ve partiden uzaklaştırılmış eski siyasetçilerden de tepki geldi. Seçim selameti açısından bu konuda pek açıklama gelmedi ama yaşanan yenilgiden sonra “değişim” adı altında Kılıçdaroğlu, koltuk bırakmaya zorlandı ve bu süreç biraz durulmuş gibi gözükse de Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu şahsında “yapılacaklar” bir kenarda duruyor. Bu konu belki kurultayda belki de olası yerel seçim kaybı sonrasında daha gür bir şekilde gündeme gelecektir.

İktidar Milli Muhalefet İstiyor

Açıklamalara bakılırsa, Erdoğan mevcut CHP’yi Türkiye’ye hayırlı görmemektedir. Biraz daha perdeyi aralarsak Kılıçdaroğlu ile HDP arasında “Verilmiş sözler ve vadedilmiş Politik İmkanlar” birlikteliği vardır, kanaati iktidar tarafında hakim. O edenle Kılıçdaroğlu hep “makul adam” görüldü. Eğer, ulusalcı bir politik güç CHP’yi yönetirse bu gibi milli konularda HDP’ye taviz vermez, diye düşünülmektedir. Peki Ekrem İmamoğlu liderliğinde bir CHP, HDP ile “Verilmiş Sözler” konusunda yaklaşımını sürdürecek mi? Bize göre bu sorunun cevabı EVETtir. Çünkü ne sol ne de milli olan İmamoğlu, sadece kazanmayı düşünecektir, oylar nereden gelirse gelsin, fark etmez. Ama HDP’nin İstanbul ile ilgili talepleri olacağa benzer. Talepleri olmalı da HDP’nin. Genel seçimleri talepsiz geçiren HDP’nin ağzı çok yandı ve pişman oldu yanlış politikasından dolayı. Bu kez HDP’den kartların açık oynanması beklenir. Bu da Ekrem Bey’i ve Kemal Bey’i zorlayacak gibi.

Özetle iktidar muhalefet cephesini iyice zorlamaya başladı ve bu süreç devam edecek gibi. İYİ Parti, MHP üzerinden sıkıştırılmak isteniyor ve Milli Çizgiye, Ülkücü Çizgiye çekilmeye zorlanıyor. Marjinal sola ve HDP’ye meyilli mevcut CHP ise Erdoğan liderliğinde ulusal bir çizgiye evrilmesine mecbur bırakılmaya çabalanıyor. Buna ne kadar dayanacaklar, elbette zaman gösterecek.

Saygıyla…