Ahmet Sünbül/Yazı Dizi (3)

Güneydoğu Ekspres Diyarbakır - Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yüzyıllar boyu, diğer Hıristiyan topluluklar gibi Müslümanlardan ayrı olarak farklı vergiye tabi tutulan Asuri-Keldaniler, bölgede yaşanan savaşlarda büyük zararlara uğradılar. Gerek yerel iktidarların saldırıları, gerekse aşiretlerin dinlerinden dolayı baskılara maruz kalmaları sonrasında yıllar içerisinde büyük çoğunluğu yaşadıkları toprakları terk etmeye zorlandılar.

Bedirxan beyin Nesturi - Keldani katliamı

1840'ların başında, Osmanlı'ya başkaldıran Botan beyi Bedirxan, Doğu Asurilerinin yaşadığı Şırnak ve Hakkari'de binlerce Nesturi ve Keldani'yi katliamdan geçirdi. Kimi kaynaklara göre 10 bin, kimi kaynaklara göre ise 30 bin kişi bu saldırılarda yaşamını yitirdi. Nesturi ve Keldanilere yönelik yapılan bu saldırı, ancak batılı devletlerin Osmanlı İmparatorluğu’na yapmış olduğu baskılar sonrasında sona erdirilebildi.

Savaş sonrası kaderleri ne olacaktı?

Birinci Dünya Savaşı ise Nesturi ve Keldaniler için bir felaket oldu. Kürt aşiretlerinin kendilerine yönelik saldırıları ve farklı dine mensup olmaları nedeniyle uğradıkları baskı nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması halinde geleceklerinin ne olacağını düşünen Nesturi ve Keldaniler, İran ve Irak'ta bulunan Rus ve İngilizlerle temasa geçerek kendilerini koruma altına almaya çalıştılar. Bu görüşmeleri dini önderleri Mar Şimun aracılığı ile yaptılar.

'Cezalandırma' operasyonu başlatıldı

Rusya'da 1917 yılında yaşanan devrim sonrası Rus birliklerinin Türkiye ve İran sınırından çekilmesi ardından, Osmanlı İmparatorluğu Nesturi ve Keldanilere yönelik bir cezalandırma operasyonu başlattı. Yüzlerce Asuri köyü boşaltılıp yakıldı ya da terk edilen köy ve arazilere Kürt aşiretleri el koydu. Hakkari, Van, Şırnak, Cizre bölgelerinde yaşayan bu dini topluluğun büyük bölümü, can güvenliklerini sağlamak amacıyla İran ve Irak'a kaçmak zorunda kaldılar.

Dini lider Mar Şimun, Simko tarafından öldürülür

Asuri kaynakları, Birinci Dünya Savaşı sırasında iki yüz binden fazla Asuri'nin katledildiğini yazar. Irak'ta bulunan İngiliz birliklerine sığınan Asuriler, Osmanlı Ordusu’nun saldırılarını ve ilerlemesini durdurmak için onlardan yardım istedi.

Ancak Asurilere yönelik saldırılar 1918 yılına kadar devam etti. 3 Mart 1918 tarihinde Asurilerin dini lideri Mar Şimun Benyamin, 'barış' için kendisini evine davet eden Kürt aşiret lideri Simko Şikaki tarafından beraberindekilerle birlikte öldürüldü.

Batılı devletler taleplerini dikkate almadı

Dini liderlerinin öldürülmesi sonrasında dağılan Asuriler, İngilizler tarafından Irak'ta kurulan Bakuba kampına yerleştirildi. Yaklaşık 40 bin Nesturi-Keldani burada koruma altına alındı. (İngilizlerin Asurilerin sığındığı Bakuba kampını 1930'de boşaltması sonrasında Irak Kürdistanı'nın Duhok ve Akre Bölgesi’ne yerleştirilen Asuriler burada da Sünni Kürt aşiretlerinin saldırısına uğradılar ve büyük kayıp verdiler. Dağılan Asurilerin büyük bir kısmı Bağdat ve Musul bölgelerine göç ettiler.)

Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesi ardından Paris'te toplanan Barış Konferansı'na temsilci gönderen Asurilerin talepleri batılı devletler tarafından dikkate alınmadı. Görüşmelere katılan öldürülen dini lider Mar Şimun'un kız kardeşi Sırma Hanım ile Keldani Kilisesi temsilcileri Said Namık ve Rüstem Necib, Asurilerin yaşadıkları katliama dikkat çektiler.

Lozan'da Türk heyeti onlara söz verdi

Lozan Barış Görüşmeleri’nin yapıldığı tarihte 15 Ocak 1923 yılında Türkiye'yi temsilen İsmet Paşa ile görüşen Asuri lider Aga Pedros, savaştan önce yaşadıkları bölgeden göç etmek zorunda kalan Nesturi-Keldanilerin Hakkari ve Şırnak Bölgesi’ne yeniden geri dönmelerini ve bunun karşılığında Türkiye ile aralarında hiç bir sorun olmadığını dünyaya ilan edeceklerini ve Musul'da bulunan Asurilerin de kendilerine biat edeceği talebini iletti.

Talepleri dikkate alınmadı

Türk heyeti, aylar süren Lozan Görüşmeleri sırasında zaman kazanmak için, Asurilerin bu önerisine sıcak baktıklarını bildirdi ve durumu Ankara ile görüştükten sonra karar vereceklerini Aga Pedros'a bildirdiler.

Ancak bu 'sıcak bakılan öneri' hiç bir zaman hayata geçmedi. Irak'ta İngilizlerin himayesinde bulunan Asurilerin Kanada, Avustralya gibi ülkelere gönderilmesi de gündeme geldi, ancak daha sonra İngilizler bu projeden vazgeçti.

Hangediği olayı!

Türkiye’den umudunu kesen Aga Pedros, daha sonra Irak'taki İngiliz yönetimine başvurup Irak'ta kendilerine özerk bir bölge verilmesi için başvuruda bulunsa da bundan da bir sonuç çıkmadı. 7

 Ağustos 1924 günü Hakkari'den Çukurca'ya gitmekte olan Hakkari Valisi Halil Rıfat Bey ile yanında bulunan jandarma birliği Hangediği denilen yerde Nesturilerin saldırısına uğradı. Saldırıda Binbaşı Hüseyin ile 3 asker yaşamını yitirdi, Vali Rıfat Bey ise esir alınarak, Amediye'ye götürüldü. Ancak Vali sonraki gün serbest bırakıldı.

Türkiye'ye ültimatom verildi

Bu saldırı sonrası Türk ordusu, 14 Ağustos tarihinde Hakkari Bölgesi’nde yaşayan Nesrurilere geniş kapsamlı bir operasyon başlattı. Bu operasyonda binlerce Nesturi öldürülürken, köyleri boşaltıldı ve buralara Kürt aşiretleri yerleştirildi.

Irak-Hakkari sınır hattında zaman zaman Türk birlikleri ile Asuriler arasında çatışmalar yaşandı. İngilizler, henüz statüsü belirlenmeyen Hakkari'ye yönelik Türk Ordusu’nun saldırısını protesto ederek, 9 Ekim 1924 tarihinde Türkiye'ye ültimatom verdi.

Asuriler Irak'ı tercih etti

Musul sorunu halen devam ettiği için, Milletler Cemiyeti Konseyi Brüksel'de toplanarak, Musul sorunu çözüme bağlanana kadar, bir sınır hattı belirleyerek, tarafların sınır hattına uymalarını ve çatışmaya girmemelerini istedi.

Milletler Cemiyeti Konseyi'nin kararıyla 1925 yılının Şubat-Mart aylarında Musul'da görev yapan İnceleme Komisyonu'nun yapmış olduğu görüşmelerde, Asuriler Irak'ta yaşamak istediklerini dile getirdiler.

Özerklik talebi

İnceleme Komisyonu, 1925 yılının Temmuz ayında Milletler Cemiyeti Konseyi'ne sunduğu raporunda, Musul Vilayeti'nin, Irak'a bağlanmasını ve Irak'ın en az 25 yıl süreyle İngiliz mandası yönetimi altında kalmasını önerdi. Komisyon önerileri arasında, Asurilerin Irak'ın kuzeyine yerleştirilmeleri ve özerkliklerinin sağlanması da vardı.

Milletler Cemiyeti karara bağladı

Milletler Cemiyeti Konseyi, 16 Aralık 1925 günü oybirliğiyle, İnceleme Komisyonu raporu doğrultusunda karar vererek, Musul Vilayeti'nin Irak'a bağlanmasını, Irak'ın 25 yıl süreyle İngiliz mandası altına konmasını hükme bağladı. Konsey, İnceleme Komisyonu raporunun Asurilerle ilgili bölümünü de aynen onayladı. Böylece, katliamlardan kurtulan Asuriler Irak'ta yaşamaya başladı. (Sürecek)

Editör: TE Bilişim