<p>&nbsp;</p><p>Bol aldatmalı, bol entrikalı bir dizi daha: Koca koca yalanlar.</p><p>13 Ağustos&rsquo;ta yayınlanmaya başlayan ve beklendiği gibi daha 3. B&ouml;l&uuml;m&uuml;&rsquo;nde b&uuml;y&uuml;k beğeni toplayan ve &ouml;nemli reytinglere ulaşan &ldquo;koca koca yalanlar&rdquo; dizisinde pek aşina olduğumuz iki kadın bir erkekten oluşan bir aşk &uuml;&ccedil;geni g&ouml;r&uuml;yoruz.</p><p>Dizinin başrollerini, ailesinin her zaman &ldquo;başında duran&rdquo; ama d&uuml;nyanın diğer g&uuml;zelliklerine de maruz kaldığı i&ccedil;in kafası karışan, iki aşk arsında kalmış d&uuml;zg&uuml;n bir baba, 3 &ccedil;ocuk doğurmuş ve kendi hayatını ailesine adarken, kocasını elinde tutma &ccedil;abasını g&ouml;z ardı ettiği i&ccedil;in aldatılmaya maruz kalmış bir kadın ve kullanılmış, evlenme hayalleri sevgilisi tarafından yıkılmış, &ldquo;evlenilecek kadın&rdquo; olduğunu ispat etmek isteyen, bu y&uuml;zden de evli erkekleri bile ayartmayı(!) g&ouml;ze almış,&nbsp; gen&ccedil; ve g&uuml;zel bir diğer kadın paylaşıyor. Bir de, b&ouml;yle dizilerin vazge&ccedil;ilmez yan karakterleri, bu &uuml;&ccedil;l&uuml;n&uuml;n arkadaşları var ki, o konuya birazdan değineceğim.</p><p>Diziden, otob&uuml;ste bu diziyi birbirlerine &ouml;neren, birbirlerine &ldquo;sen olsan ne yapardın&rdquo; sorularını soran iki yolcunun sohbetine ve durum değerlendirmelerine kulak misafiri olarak -genellikle kulaklıklarımı takıp &ccedil;aktırmadan insanların sohbetini dinlerim- haberdar oldum. Aklıma, konuşan yolcular erkek olsaydı birbirlerine bu soruyu sorabilirler miydi, sorusu geldi. &Ouml;yle bir ihtimal s&ouml;z konusu olabilir mi ger&ccedil;ekten? Bir erkek aldatılacak ve bu durum &uuml;zerine yapacağı şeyler tartışılacak. Bence olacak iş değil! Neyse, akabinde k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir araştırma yaptım ve g&ouml;rd&uuml;m ki dizinin tanıtımını bazı siteler &ldquo;Kadınların kalbi mezar gibidir, bir giren bir daha &ccedil;ıkmaz. Ama erkeklerinki &ouml;yle mi ya?" şeklinde yapmış. İşte size aldatmanın en magazinleştirilmiş hali &uuml;zerinden m&uuml;kemmel bir &ccedil;alışma konusu.&nbsp; Toplumumuz maalesef bu dizide işlenen erkeğin aldatması konusunu olağan, &ccedil;oğu zaman eleştiriye kapalı ve izlenmeye değer buluyor. Maalesef diyorum &ccedil;&uuml;nk&uuml; aynı yapım şirketlerinden &ccedil;ıkmış, nadiren de olsa kadınların aldatmasını konu alan dizilerde verilen mesajlar tam ters y&ouml;nde oluyor. Dizilerimizde kadınlar aldatınca yer yerinden oynuyor, ortalık kan revan. Erkekler aldatınca ise keşke yapmasaydı yazık, ge&ccedil;ici bir hevestir inşallah&hellip; Bu durum bana g&ouml;re karşılıklı medya-toplum ilişkisinden kaynaklanıyor. Medya, toplum değerleri ve beklentileri &uuml;zerinden i&ccedil;erik &uuml;retirken, toplumun değerleri de medya etkisiyle maruz kalınan mesajlar ile şekilleniyor.</p><p>Dizide aşk ile başlamış, &uuml;&ccedil; &ccedil;ocuk ile ta&ccedil;landırılmış, zamanla ka&ccedil;ınılmaz son olan monotonlukla devam eden bir evlilik var. Monotonlaşan evliliklerde ne yaşanır? Tabii ki kadın ev ve &ccedil;ocuk derdine d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; i&ccedil;in bu evliliği sorgulayacak fırsat bulamazken, hayatı ev-iş arasında ge&ccedil;en erkek de boşluğa d&uuml;ş&uuml;p karşısına &ccedil;ıkan gen&ccedil; ve g&uuml;zel bir kadına aşık olur. Bu durumu nasıl değerlendiririz? &Ccedil;oğu zaman ş&ouml;yle; kadın evliliğinde heyecanı her zaman korumalı, her işe yetişmek zorunda da olsa kocasını hoş tutmayı bilmeli ve onu başkalarına kaptırmamalıydı. Nasıl olsa yuvayı dişi kuş yapar. Erkek de biraz kıymet bilsin, &ccedil;apkınlık yapsa da kendini kaptırmasın, yine yuvasına d&ouml;ns&uuml;n. Erkek bu, kolay ayartılır ama yuvasını unutmasın, evini ihmal etmesin. Genellikle, keşke yapmasaydı ama oldu bir kere.</p><p>Dizideki karakterler de bizim gibi d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yor. Aldatılan kadın, bunun ge&ccedil;ici bir heves olduğunu umarak kocasını kendine d&ouml;nd&uuml;rmeye &ccedil;alışırken, erkek de yakalanana kadar aşkın heyecanında, yakalandıktan sonra da acemiliğine yanmaya başlıyor ve bu durum etrafında yaşanan olaylar, zayıflıklar, eksikler, entrikalar ile baş başa kalıyoruz.</p><p>Gelelim, &ldquo;diğer kadın&rdquo; konusuna. Dizideki, evliliği tehlikeye d&uuml;ş&uuml;ren, el alemin kocasını ayartıp yuva yıkmaya &ccedil;alışan ikinci kadın da aslında başka bir erkek tarafından mağdur edilen, duygularıyla oynanmış, kandırılmış ve haliyle g&ouml;z&uuml;n&uuml; hırs b&uuml;r&uuml;y&uuml;nce tehlikeli hale gelmiş, tek derdi &ldquo;koca bulmak&rdquo; olan bir kadın. Bu kadını dizide &ccedil;oğu zaman eski sevgilisini kıskandırmaya &ccedil;alışırken g&ouml;r&uuml;yoruz. Kadını birka&ccedil; sahnede &ldquo;ben eğlenilecek kadın değilim, evlenilecek kadınım&rdquo; derken buluyoruz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; kadının bir evlilik hayali vardı, sevgilisi onunla gezip eğlendi ve bir kenara attı.</p><p>Kadınların yaşadığı birliktelikler sonrası evlilik g&uuml;vencesi beklemesi ve karşısında fikirleriyle ters d&uuml;şen bir adam g&ouml;r&uuml;nce bu ilişkiyi &ldquo;kullanılmak, harcanmak&rdquo; olarak değerlendirmesi acaba nedendir? Birlikte olduğu erkeği hayatının merkezine koymak, alınmak, se&ccedil;ilmek gibi edilgen bir durumu kabullenmek sizce de acı bir durum değil mi? Bir kadın neden b&ouml;yle hisseder? Belki, daha k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir kız &ccedil;ocuğuyken ona &ldquo;ş&ouml;yle yaparsan seni kimse almaz, b&ouml;yle davranırsan evde kalırsın, şu olursa seni alan geri getirir&rdquo; gibi c&uuml;mleler kurulmuştur. Belki evlenilecek kadın, eğlenilecek kadın ayrımlarına maruz kalmış, erkek g&uuml;vencesi dışında bir varlık alanı d&uuml;ş&uuml;nememiş ve elde edememiştir.</p><p>Dizide karakterimiz, kullanılmış olmanın verdiği yenilmişlik ve hırs duygusuyla yeni bir kaleyi fethetmek i&ccedil;in işe koyulur ve hedefinde evli, &ccedil;ocuklu bir adam vardır. Bilirsiniz kadınlar cadı oldukları i&ccedil;in şeytanlıklar yaparak bir yuvayı yıkım tehlikesiyle baş başa bırakabilirler. Bu arada dizi bize unutturmuyor; erkek su&ccedil;suzdur, oyuna gelmiştir, kadınların arasında kalmıştır, evliliğini tehlikeye d&uuml;ş&uuml;rmeyi de başka bir kadını &uuml;zmeyi de asla istemez. B&uuml;t&uuml;n bunları hep istemeden, saflığından, beynini kaptırdığı erkeklik i&ccedil;g&uuml;d&uuml;s&uuml;yle yapmıştır. Keşke yapmasaydı&hellip;</p><p>Bir de bu kurtarılması gereken yuva i&ccedil;in &ccedil;abalayan arkadaşlarımız var dizide. Onlar da bazen gizli kahraman, bazen ayartanlardandır. Kadının arkadaşları durumdan daha &ouml;nce haberdar olur, fakat hep yapıcı olmaya &ccedil;alışır, bu durumu gizlerler. Arkadaşları &ouml;ğrenince de &ldquo;ge&ccedil;ici bir hevestir&rdquo; diyerek teselli verir, kocayı hep birlikte geri kazanmak i&ccedil;in &ccedil;alışmalara başlarlar. Taktikler veren, &ouml;ğ&uuml;tlerde bulunan bu arkadaşlar da aslında tabii ki aldatılan kadınlardır. Kadınlardaki yuva kurtarma &ccedil;alışmaları erkekler tarafında da vardır. Adamın arkadaşları da yuva yıkılmasın diye &ccedil;apkınlık taktikleri, yakalanmama &ouml;ğ&uuml;tleri verir; iki, belki de daha &ccedil;ok kadının aynı anda nasıl idare edilebileceğine dair kendi tecr&uuml;belerini aktarmaya &ccedil;alışırlar.</p><p>İşte pek sevdiğimiz, alıştığımız ilişkiler, ezberletilmiş mesajlar ile toplumumuzla bire bir &ouml;rt&uuml;şen, yoğun ilgi g&ouml;ren ve g&ouml;rmeye devam edecek bir dizi daha. Biz severiz erkekler i&ccedil;in kadınları yarıştırmayı, ağlayan, &ccedil;aresiz kadınları seyretmeyi, emektar annelere &uuml;z&uuml;l&uuml;p, yuva yıkan kadınları &ldquo;nı&ccedil; nı&ccedil;lamayı&rdquo;&nbsp; pişman ama &ldquo;hepsi benim olsuncu&rdquo; erkekleri hoş g&ouml;rmeyi, hi&ccedil; sahip olamayacağımız l&uuml;ks villaları, ışıltılı hayatların i&ccedil;ine girmeyi&hellip; Biz severiz, iyi seyirler.</p><p>&nbsp;</p><p>&nbsp;</p><p>&nbsp;</p>