<p> </p><p>Ekonomistler, “Bir memlekette işsizliğin olup olmadığını anlamak için o kentin kahvehanelerine bakın” derler. O nedenle Diyarbakır’ın her köşe başında veya bina altlarında mantar gibi türeyen kahvehaneleri anlatmama gerek yok. Kentte Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) verilerine göre 664 kahvehane bulunuyor. Yani bunlar vergiye tabi olanlar. Ya gayri resmi olanlar. Rakam bini geçiyor.</p><p>Diyarbakır’ın 0-24 yaşarası 950 bin nüfusu bulunuyor. Bu rakam Türkiye ortalamasının da üstünde… İşgücü potansiyeli yüksek olmasına rağmen memleketin evlatları her yıl iş için batıya göçüyor.</p><p>Bu tablo karşısında bazı kurum ve kuruluşların başlattığı “İstihdam Seferberliği” daha bir önem arz ediyor. Bu tür çalışmalar değerlidir, destek de verilmelidir. Ancak yıllardır belli dönemlerde atılan benzeri adımların da çare olmadığı biliniyor. Kampanyalar çözüme ne kadar etki eder bilinmez, ancak görülen şu var ki o da memleketteki yoksulluğun dibe vurduğudur.</p><p>Geçmişte bağları ve bahçeleri ile kentin oksijen kaynağı, açık hava mesire alanı olan Bağlar ilçesinin bugünkü hali ortada. Çarpık yapılaşma, Sur’dan ve Suriye’den göçlerle kent yoksullarının buluştuğu bir ilçe haline gelmiş adeta. Öyle ki 400 bini aşan nüfusuyla Türkiye’deki 36 vilayetten de büyük.</p><p>Bağlar’da çok büyük dramlar yaşanıyor. Giden bilir, gitmeyene de Dörtyol’daki meydana gitmelerini öneririm. Hatta “İstihdam Seferberliği”ni başlatanlara “ilk seferi Bağlar’dan yapın” derim.</p><p>Saygılarımla</p><p> </p>