Kürt seçmenin Mayıs 2023 genel seçimlerinde CHP’nin cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki tekçi resmî ideolojisinin fabrika ayarlarında adeta ısrarı gibi tavrına rağmen o seçimlerin üzerinden ancak on ay kadar bir zaman geçmişken, batı yakada “bir daha CHP” demesi altı çizilecek boyutta bir siyasal okuma oldu sanki! Ve bu siyasal okumanın kimi detayları var.

İlki şu, altı da çizilesi; AKP artık bir hızlı düşüş partisi. Fakir Baykurt’un “Anadolu Garajı” kitabında film sahnesi gibi bir bölüm var; cami cemaati toplanmış, hocanın vaazını dinliyordur. Hoca, vaazın bir yerinde der ki; “Allah’ın ilmini sizlere bedava dağıtıyorum. Yine de ilgi göstermiyorsunuz!” Cemaatten biri yerinden hocaya seslenir: “Hoca, hoca; hava bedava, su bedava! Allah’ın ilmi de bedava! Ama ne fayda ki karın doyurur cinsten değil…”


AKP “Allah’ın ilmi”ni derin yoksulluğun elbette farkında olarak epey zamandır kıvamının hayli üzerinde bir enjeksiyonla tabii ki tek başına bedava dağıtmıyor. Yanına koca koca gıda kolilerini bayram-seyran demeden rutine bağlanmış gibi dağıtıyor /,dağıttı…


Bütün bunlara rağmen halk verileni aldı, ama sandıkta o dağıtılan “Allah’ın ilmi ve gıda kolileri” hatırına iktidara değil, muhalefete “evet” dedi. 
Bir başka durum şu; DEM parti batı yakada önemli üç büyük şehirde üç aday ile sahaya çıktı. Ankara’da cezaevinde tutsak olan Gültan Kışanak, İzmir’de kurşunlanan bir insan hakları savunucusu Akın Birdal ve Kürtlerin yaşadığı en büyük şehir olan İstanbul’da ise Avukat Meral Danış Beştaş. Kürtler, bu iddialı adaylara üstelik partilerinin işaretine rağmen oy vermekten uzak durup, CHP’yi tercih etti.


Bu bir “taktiksel” geçici yol arkadaşlığı mı, yoksa uzun erimli bir ittifakın ilk adımı mı? Karar için zamanın sayacına ihtiyaç var. 
Üstelik Kürtlerin DEM’le ana gövde olarak içinde yer aldıkları “Emek ve Demokrasi İttifakı”na rağmen. Bu ittifakın artık sahada kadük olduğunun sonucu oldu aynı zamanda 31 Mart 2024 yerel seçimi sonuçları. Çünkü parçalı ve bir bütüne ulaşma şansını sahada da, geniş Kürt kitlesinin nezdinde de yitirmiş ittifak olmayan bir ittifak olarak seçimlerin henüz defini gerçekleşmemiş mezarına gömülüverdi ittifak! Haklarını inkâr etmeyelim bizim Kürtçenin vurgusu ile “Aş çûye, şeqşeqo digerin” misali ittifakın kimi “sol” aktörleri Wan’a koştular destek için!


Fırat Aydınkaya “Bir kez daha görüldü ki Kürtlerin anti kolonyal geleneği, okumuş kesime kıyasla, halkın arasında çok daha canlı ve efektif.” derken tam da buna işaret etmişti. (Kemalizm Kürtlere Gülümser mi? Fırat Aydınkaya- nûpel / 5 nisan 2024)

Üstelik bir başka açıdan yine Aydınkaya’nın çok önemli yazısında altını bold kalemle çizdiği batı yakadaki Türk metropollerinde bu kentsel mutabakat “örtülü” sandık ittifakının zaman içinde “iltihak”e dönüşme tehlikesinin uyarıcı yön levhasıyla…


Özetle 31 Mart 2024 yerel seçim sonuçları CHP açısından şöyle bir okumayı gündemleştiriyor. Mayıs 2023 seçimleri sonrasında faş olan ve Kürdü adeta “çöp sepetine” layık görenler! Mart 2024 seçimlerinde Kürdün sonuç belirleyici oylarıyla kamuoyu nezdinde yitirdikleri siyasal itibarlarını yeniden kazandılar (mı). 
Üstelik sadece Kürdün nazarında değil (ki bu kazanım da henüz net değil), aynı zamanda kendi seçmen tabanlarında da böyle oldu.
Bir başka açıdan da demokrasi kültürü dediğimiz bir nevi nefes almayla eşdeğerli olma halinin nirengi noktası oldu seçmen tercihi. O denli yüksek perdeden dillendirilir ve uygulanır oldu ki hukuksuzluk ve adaletsizlik! Seçmen adeta yaparsan sonucuna da böyle katlanmak zorunda kalırsın demeye getirdi sanki iktidar blokuna!

Ve sanki seçmen aklın melekeleriyle siyasete üst perdeden ders verdi bu seçimlerde.

Batı yakada derin yoksulluğun müsebbibi olarak gördüğü çözüm üretmekten aciz AKP’ye henüz oy vermemek çizgisine gelmemiş olduğundan AKP seçmeni kısmi olarak sandık başına gitmedi.


Doğu yakada ise DEM’in aday adaylık önseçimlerindeki sahadan yansıyan başarısızlıkları nedeniyle DEM seçmeni sandığa kısmen küserek uzak düştü. Yüksel Genç, 6 Nisan 2024 bianet röportajında sandık başına gitmeyen DEM seçmeninin yüzde 15’lerde olduğunu ifade ediyor. 
Leyla Zana’nın son bir hafta içinde alanlara çıkması bile durumu kurtarmaya çok çok az müdahil olabildi. Seçim günü saat 12.00’den sonra sosyal medyaya taşımalı oy kullanma sahtekârlığı düşünce bir bölüm seçmen vicdan muhasebesi yaparak sandık başına gitmiş olsa da Mart 2024 hanesine bu “sandık kaçışı” yazılmış oldu.

Peki! O halde şunu dersek doğru olur mu? Tam da şimdi yanına adaleti de ekleyerek “Onarıcı” bir içe dönük demokratizm evresi tartışmasına şiddetle ihtiyaç var. İktidarın parçalı bloku başladı kendi iç hesaplaşmasına. Yenilginin faturasını kimlere keserler göreceğiz.
Demokratik Muhalefet ise henüz “Zafer”in keyfiyetini yaşıyor. Kürtler açısından seçim öncesi zaafiyetlerin, yanlışların açık yüreklilik ve cesaretle masaya yatırılacağı bir beklenti içinde olunduğu unutulmamalı…