Haber – İbrahim İnanç Yıldız

Dünyada yüz milyonlarca çocuk yoksulluk yüzünden çalıştırılıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO), “Çocuklar Tarlaya Değil Okula Gitsin!” sloganıyla 12 Haziran tarihini "Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü" ilan etti. Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, bugün dolayısıyla açıklama yaptı. Diyarbakır Barosu Adli Yardım Merkezinde yapılan açıklamayı Çocuk Hakları Merkezi Üyesi Nupelda Eren okudu.

“TÜİK’e göre Türkiye’de çocukların iş gücüne katılımı yüzde 18.7”

Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve mevzuat kapsamında çocuk işçiliği ile mücadele konusunda kendisine yükletilen sorumlulukları yerine getirmediğini gördüklerini ifade eden Eren, “Çocuk İşçiliği İle Mücadele Ulusal Programı çerçevesinde bu alanda veri tutma görevi yükletilen TÜİK'in 2019 yılından itibaren tüm yaş gruplarını kapsayacak şekilde çocuk işçi sayısına dair istatistik açıklamadığı görülmüştür. Bununla beraber TÜİK'in 2019 verilerine göre 720 bin çocuk işçinin olduğu, yine TÜİK'in hane halkı işgücü araştırması 2022 yılı sonuçlarına göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranının yüzde 18,7 olduğu görülmüştür” dedi.

“İSİG’e göre Türkiye’de en az 2 milyon çocuk işçi var”

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin(İSİG) 2022'de yayınladığı rapora göre ise Türkiye'de en az 2 milyon çocuk işçinin bulunduğu ve bu sayının yaz aylarında 4 milyona yaklaştığı bilgisine yer verildiğini belirten Eren, “Çocuk iş gücü anketlerinin yılın son aylarında yapılıyor olması sebebiyle bu veriler özellikle tarım sektöründe çalıştırılan çocukların sayısının düşük olarak görünmesine ve çocuk işçiliğinin gerçek boyutlarının bilinememesine neden olmaktadır. Yine kayıt dışı istihdam edilen çocukların sayısının da verilere yansımadığını dikkate aldığımızda bu verilerin gerçeklikten uzak olduğunu belirtebiliriz. İSİG'in 20 Kasım 2022 Dünya Çocuk Hakları Gününde paylaşmış olduğu raporda 211’i 14 yaş ve altı, 405’i 15-17 yaş grubunda olmak üzere son on yılda en az 616 çocuk işçinin hayatını kaybettiğini belirtilmiştir” dedi.

“Deprem sonrası 2.5 milyon çocuk, işçilik riskiyle karşı karşıya kaldı”

Türkiye ve Suriye’de gerçekleşen deprem sonrası UNICEF'in yaptığı açıklamaya dikkat çeken Eren, “UNİCEF’in 6 Nisan 2023 tarihli açıklamasında, Türkiye’yi ve Kuzey Suriye’yi sarsan iki büyük depremden iki ay sonra 2,5 milyon çocuğun insani yardıma ihtiyaç duyduğunu ve çocuk işçiliği riskiyle karşı karşıya bulunduğunu belirtirken depremlerin, okul çağında olan yaklaşık 4 milyon çocuğun hayatını etkilediğini, bunlar arasında 350.000 mülteci ve göçmen çocuğun olduğunu, yaklaşık 1,5 milyon çocuğun depremden etkilenen bölgelerde eğitime geri döndüğünü, 250.000 çocuğun ise eğitimlerine devam edebilmek için ülke içinde yer değiştirmek zorunda kaldığını, geri kalan öğrencilerin çoğunun ise, depremden en çok etkilenen illerdeki örgün eğitim kurumları halen açılmadığı için henüz sınıflarına dönemediğini belirtmiştir. Bu durumda UNICEF'in açıkladığı verilere göre depremden etkilenen 4 milyon çocuktan en az 2 milyon çocuğun eğitim hayatına devam edemediği, çocukların depremin yaratmış olduğu maddi ve manevi yıkım etkisiyle çocuk işçiliğine itildiğini göstermektedir” dedi. 

“Çocuk işçiliği birçok hak ihlalini beraberine getiriyor”

Eren, açıklamaya şöyle devam etti: “Çocuk işçiliği çocukların korumasız ortamlarda yetişmesine, ihmal ve istismara açık bir hale gelmesine, eğitim hayatlarından kopmasına, iş kazası sonucu yaralanmalarına veya hayatlarını kaybetmelerine ve çocuk olmalarından kaynaklı sahip oldukları birçok haktan yararlanamamalarına sebep olmaktadır. Bu şekilde işçi olan çocuklar geleceklerini sağlıklı bir şekilde kuramayıp yetişkinlik dönemlerinde de ekonomik zorluk, işsizlik gibi sıkıntılar yaşadığından yoksulluk ve çocuk işçiliği bir döngü haline gelmektedir.

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak çocuk işçiliğinin birçok hak ihlalini beraberinde getirdiğini ve bu sebeple çocuk işçiliği ile mücadele kapsamında çocuk hak temelli, gerçekçi ve bütünlüklü politikalar üretilmesi gerektiğinin önemine dikkat çekerek bu alanda mücadelemize devam edeceğimizi kamuoyuna duyururuz.”

Editör: Ali Çekdar KORKMA