HABER - Ali Çekdar KORKMA
Diyarbakır, Türkiye'nin en eski şehirlerinden biridir ve tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. İçerisinde bulunan Eğil ilçesi de geçmişten günümüze değerini koruyan tarihi yapıları ile dikkat çekmektedir. Eğil, tarihi dokusuyla ziyaretçilerine adeta bir zaman yolculuğu sunmaktadır.

Diyarbakır'da Tarihi Derinliği Ile Dikkat Çeken Ilçe3


EĞİL KALESİ

Eğil Kalesi, ilçenin en önemli simgelerinden biridir. Kale, etkileyici mimarisi ve etrafında yer alan surlar ile ziyaretçilerini büyülemektedir. Aynı zamanda kalenin içinde yer alan tarihi yapılar, zengin bir kültürel mirasa sahiptir.


SELMAN KALESİ

İlçenin güneyinde, ilçe merkezinden 10 km uzaklıkta, Dicle nehrinin kenarında, nehre hakim bir tepe üzerinde kurulmuştur. Kitabesi yoktur, bu yüzden kalenin kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmez. Kalenin, muhtemelen İranlılar tarafından yapıldığı öne sürülür. Ancak kale, yapı stili bakımından, Eğil kalesiyle benzer özellikler gösterir. Kalenin bir tarafı ana dağdan kayalar kesilmek suretiyle ayrılmıştır. Kale civarında, insan eliyle kazılmış yüzlerce mağara bulunması, kalenin ve çevresindeki yerleşimlerin daha eski dönemlere dayandığını göstermektedir. Kale, Asur-Süryani kaynaklarında “Cebabira” kalesi olarak geçer. Halk arasında bu kale “Cibeb kalesi” olarak isimlendirilir.


ASUR KRAL MEZARLARI

Kalenin takriben 1500 metre kadar güneyinde, Dicle nehrine inen kuzeydoğu ucunda yani Dicle barajının kıyısındadır. Kayıtlara göre bu mezarların Asur ve Ermeni Surp krallarına ait olduğu bilinmektedir. Mezarlar, kayalar oyularak Mısır Ehramları şeklinde yapılmıştır. İçleri boş oda şeklindedir. Mezarların üzerinde kazılmış bir insan figürü vardır. Altı küp, üstü küp üzerine oturtulmuş bir silindir ve silindirin ucuna yerleştirilmiş bir koni şeklinde yapılmıştır. Mezarların tam karşısında; Dicle nehrinin diğer yakasında, yine kayalara oyulmuş bir piramit mezar bulunur. Bu mezarla ilgili olarak, halk arasında “Eğil’den Mısır’a gelin gitmiş bir Eğil Kralının dul kalmış kızı ve kızın Mısır kralından olma çocuğunun anısına yapıldığı” şeklinde bir inanç vardır. Bu piramidin yanında yine bir insan figürü ve okunması mümkün olmayan çok silik bir kitabe bulunur.

Diyarbakır'da Tarihi Derinliği Ile Dikkat Çeken Ilçe4


HZ. ELYESA VE HZ. ZULKİFL PEYGAMBERLERİN MAKAMI

Dicle baraj gölü yapılmadan önce, Hz. Elyesa ve Hz. Zülkifl peygamberlerin kabirleri, Dicle nehri kıyısında bulunuyordu. Ancak baraj yapıldığında sular altında kalacağı için kabirler, 1995 yılında kalenin karşısındaki Nebi Harun Tepesine taşınarak türbeye yerleştirildiler. 2012 yılında Nebi Harun Tepesinde Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından düzenlenen türbe, Türkiye’nin birçok kentinden bölgeye gelen vatandaşlar tarafından ziyaret edilmektedir.

Diyarbakır'da Tarihi Derinliği Ile Dikkat Çeken Ilçe2


DİCLE BARAJ GÖLÜ

Diyarbakır'a 50 kilometre uzaklıkta bulunan, Dicle Baraj Gölü havzasındaki tarihi Eğil İlçesi, baraj gölünde suların birikmesiyle birlikte 'Güneydoğu'nun Riviera'sı haline geldi.


TEKKE (MEDRESE)

Tekke (Çarıkören) mahallesinde Dicle nehrinin kenarındaki bir düzlük üzerindedir. Medresenin yapımı ile ilgili herhangi bir kitabesi yoktur. 16’ncı yüzyılda Eğil Beyleri tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Zaten halen Dicle Baraj gölü suları altındadır, sadece su seviyesi düştüğünde, üst kısımları görülür.

Diyarbakır'da Tarihi Derinliği Ile Dikkat Çeken Ilçe5

AMİNİ KALESİ

İlçe merkezine 5 km uzaklıkta, Dicle nehrinin iki kolunun birleştiği yerde, yüksekçe bir kaya üzerinde inşa edilmiştir. Kalenin üç tarafı, yüksek ve aşılması güç kayadır. Bir tarafından tek giriş kapısı vardır. Kaleden Dicle nehrine inen bir yolu bulunur. Bazı Asur-Süryani kaynaklarında, Yamani kalesi, Zişat kalesi olarak da isimlendirilir. Eğilli tarihçi Yuşea, MS 502 yılında bu kalenin İran hükümdarı II. Şapur tarafından alınıp ahalisinin kılıçtan geçirildiğini, kalenin yıktırıldığını ve bir daha burada insan yaşamadığını yazar.


TACİYAN (ULU) CAMİİ

Eğil kalesinin güneydoğusunda, kalenin en dıştaki suru üzerindeki bir yamaçtadır. Yapıda bulunan kitabe parçaları, harap durumdadır ve okunamamaktadır. Ancak benzer yapıların Artuklu eseri olduğu düşünülerek, caminin Eğil Beylerinden Pir Bedir tarafından, 1040 yıllarında yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Halk arasında “Taciyan Camii ya da Cami Taciya” olarak bilinir.

Editör: Ali Çekdar KORKMA