Ahmet Sünbül Yazı Dizisi (1)

Güneydoğu Ekspres Diyarbakır - 19. yüzyılda Avrupa'da gelişen ulus devlet arayışları çerçevesinde Osmanlı hakimiyetinde bulunan Bulgaristan topraklarında bir araya gelen ve aralarında esnaf, ressam, tüccar, öğretmelerin de bulunduğu bir grup, isyan  için hazırlık yaparlarken, ihbar üzerine deşifre edilirler. Yakalanan asiler, çeşitli hapis cezalarını çarptırılarak 1700 kilometre uzaklıktaki Diyarbakır'a sürgüne gönderilirler.

Tarihte "Ziştovi Hadisesi" olarak bilinen olayda, yaklaşık 30 kişi, iki kafile halinde  Diyarbakır'a sevk edilir. Bir süre cezaevinde kalan Bulgar devrimciler, daha sonra Valinin izni ile Sur içinde zorunlu ikamete tabi tutulur. Bu sürgün yıllarında burada evlenip ölenler olduğu gibi, kent hayatına uyum sağlayıp mesleklerini icra edenler de olur. Sürgünler ancak yıllar sonra çıkarılan affın ardından ülkelerine dönebilirler.

Milliyetçilik akımları

1789 Fransız devrimi sonrasında Avrupa'da gelişen uluslaşma sürecinde, o zaman Osmanlı toprakları sayılan Balkanlar da, dil, kültür, eğitim, siyasi bağımsızlık fikirleri ortaya  çıkar. 1860'lı yılların sonralarından itibaren gelişen milliyetçi akımlar Osmanlıyı zor duruma sokar. Sık sık yaşanan isyan ve ayaklanmalar sonucu değişik zamanlarda Balkan topraklarında Osmanlı kuvvetleri ile isyancılar arasında çatışmalar yaşanır.

İsyan hazırlıklarına başlarlar

Bu milliyetçi akımlardan biri de Bulgaristan'ın Ziştovi kentinde ortaya çıkar. Georgi Rakovski, Yordan Gergitsov ve İvanitsa İvanov'un başını çektiği grup, etraflarında topladıkları esnaf, tüccar ve gençleri örgütleyerek bir ihtilal komitesi kurarlar. Gizliden yürütülen isyan hazırlıkları fikir aşamasında işçiler, esnaflar ve gençler arasında yayılır. Ziştovi'de faaliyetlerine başlayan Bulgar devrimcileri bir yandan da silah arayışına girerler. Buldukları kurşunları eriterek bunlardan fişek üretirler.

Hatıralarında yazarlar

Bu komitenin liderlerinden olan ve Diyarbakır sürgünleri arasında yer alan İvanista İvanov, ihtilal hazırlıkları öncesi ve sürgün yıllarını anlattığı hatıralarında o günleri şöyle anlatır: "Rusya’dan göç eden Müslümanlar olan silah ustası Çeçenlerden piştov almak için atla kasaba yakınlarındaki Dragomirovo köyüne gidiyorduk. Akşamları da, kurşun dökmek için hücre arkadaşım İliya Galçanov’un izbesinde toplanıyorduk. Burada harlı bir ateş yaktıktan sonra kurşun dökme kalıplarımızı çıkarıyor ve tiranımızla savaşacak olacağımız düşüncesinin verdiği heyecan ve şevkle, bütün gece şarap içiyor ve tuzla ceviz yiyorduk."

Osmanlı idaresi takibindeler

Osmanlıya karşı isyan hazırlığına girişen bu grup, daha sonra kendi aralarında komiteler kurarak örgütlenmelerini Tuna nehri kıyısındaki kasabalarda sürdürürler. Silah, barut, yiyecek, kurşun depolamaya başlarlar. Ancak bu hazırlıklardan oradaki yönetimin haberi olur ve bir süre bunların hazırlık yapmalarına göz yumarlar. Amaç,  isyan örgütlenmesinin tüm detaylarını ortaya çıkarmak ve silahları ile birlikte bunları topluca yakalamak.

İtiraflarla deşifre olurlar

Muhbirler aracılığı ile isyan hazırlıklarından gün be gün haberdar olan Tuna Valisi Mithat Paşa, Rusçuk’tan Ziştovi'ye gelerek, isyancılara karşı harekete geçer.  İhtilalcilerden Yordan Gergitsov tutuklanınca, yapılan sorgusunda yaptıkları tüm hazırlıkları ve kendisi ile birlikte hareket edenlerin isimlerini verir. 3 Haziran 1867 tarihinde Hıristiyanların dini bir anma töreni sırasında köylere yapılan baskınlarda isyancılar yakalanır.

Diyarbakır'a sürgüne gönderilirler

Osmanlı idaresinin yapılan ihtilal hazırlığından haberi olduğu ve onları takip ettikleri ortaya çıkar. İhtilalciler, Yorgan Gergitsov'un itirafları doğrultusunda Mithat Paşa'nın başkanlığında birer birer sorguya çekilir. Dokuz gün sorgulanan komite üyeleri suçlarını kabul ediyor. Yapılan kısa süreli yargılama sonrasında birkaç kişi idama mahkum edilirken, 31 kişi ise sürgün cezasına çarptırılır. Sürgün yeri ise Diyarbakır olarak belirlenir.

İlk kafile yola çıkarılır

Sürgün cezasına çarptırılan Bulgar devrimciler, Rusçuk ve Varna üzerinden İstanbul'a getirilerek ayaklarına paranga takılarak burada hapishaneye konulur. Önce Bab-ı Zaptiye hapishanesi, ardından da Valide Han zaptiyesine nakledilirler. Burada bir süre hapishanede kalan Bulgar devrimcileri birinci kafile olarak 10 kişi halinde 4 Ekim 1867 tarihinde Diyarbakır'a gönderilmek üzere deniz yoluyla İstanbul'dan Samsun'a gönderilir. Kafile, Samsun, Amasya, Tokat, Sivas ve Harput güzergahı izlenerek Diyarbakır'a ulaşır.

Yol boyunca yaşadıklarını not ederler

İkinci kafile ise 21 kişi olarak 23 Kasım 1867 tarihinde Marmara, Ege, Akdeniz yoluyla İskenderun, Halep, Urfa, Birecik ve Siverek üzerinden Diyarbakır'a gönderilir. Sürgün edilenler arasında yer alan Yanko Mançev, İliya Monev, Yasen Kamenov ve İvanitsa İvanov, yolculuk esnasında tuttukları notlara dayanarak daha sonra kaleme aldıkları hatıralarında çetin kış şartlarında meşakkatli İstanbul -Diyarbakır yolculuğu hakkında oldukça detaylı bilgi vererek, bu tarihi yolculuğu yazıya dökerler.

Diyarbakır'a getirilen sürgünler

Diyarbakır'a gönderilen bulgar devrimcileri şu kişilerden oluşuyordu: Yordan Gergitsov, Nikolay Yakınov, İvan Pankov, Kolyo Kopoev, Mito Kabaivanov, Kara İvan Georgiev, Mito Yovkov, Nikolay Vrajaliev, Kolyo Neykov, İvanitsa Pateev, Mito Tsokov, Miluş Vasilev, Yasen Kamenov, İliya Galçanov, Andrey Zlatarev, Boni Konstantinov, Georgi Boşnakov, Danail Neboliev, İvanitsa İvanov, İvan Botuşanov, İvan Miluşev, İliya Kiryakov, İliya Miluşev, İliya Monev, Mihail Vlaev, Penyo Orhaev, Simeon Nitselov, Stoyan Radev, Todoran Petkov, Yanko Mançev ve Manol Tsvetkov'dan oluşuyordu. (Sürecek)

Editör: TE Bilişim