CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşuyor. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Harp Okulu öğrencilerinin anneleri Meclis'e girmek istiyor ama gözaltına alınıyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Neden annelere saygı duymuyorsunuz? Biz bütün annelere saygı duyuyoruz. Söz veriyorum tüm anneler için çalışacağım.

Kadının elinin değdiği yerde bereket, huzur var. Dolayısıyla kadınlar üretim alanına girdikçe zenginleşen Türkiye olur. Kadınların önlerindeki bütün engellerin kaldırılması lazım.

Aramızda çevreciler var, onlara da Türkiye'nin doğasını korudukları için teşekkür ediyorum. Onların da büyük çoğunluğunu anneler oluşturuyor. Annelerin bu talebini de karşılamak için üstümüze düşen tüm görevleri yerine getirmeye söz veriyorum.

'Ali Topuz'un hepimizde emeği var'

Kastamonuluların İstanbul’daki günlerine katıldım. İstiklal yolu diye bir yolumuz var, İnebolu'dan başlayan. Dolayısıyla Kastamon'nun bizim tarihimizde önemli bir yeri var. Kastamonu'ya Gazilik unvanı verilmesi için kanun teklifini verdik. Bütün partilerden beklentimiz Kastamonu'ya gazilik unvanı verilmesi yönünde oy kullanmalarıdır.

Değerli ağabeyimiz Ali Topuz'u yitirdik. Hepimizde emeği var. Ali Topuz'a Allah'tan rahmet yakınlarına, camiamıza ve Türk siyasetine başsağlığı diliyoruz.

Terörden çok çektik, çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız öldü. Güvenlik güçlerimiz, gencecik çocuklar öldü. Terör bir insanlık suçudur. Terörün bir amacı yoktur. Terör, düzeni bozmak için yapılan bir olaydır.

Yurtta barış, dünyada barışı savunan ender ülkelerdeniz. İktidarı uyardık, 'yanlış yapıyorsunuz' dedik. 'Duygusallıktan uzak, gerçekçi ve akılcı bir dış politika üretin' dedik.

Teröre karşı mücadele etmek hepimizin ortak görevidir. Terörün bir iç boyutu bir de uluslararası boyutu vardır. Uluslararası dayanışmanın önemi büyüktür. Terör örgütlerine sağlanan mali imkanların önünü kesmek uluslararası ilişkilerin samimi bir şekilde yürütülmesine bağlıdır. Uluslararası ilişkiler atlatmaya yönelik değil de beraber mücadele yönünde olursa terörü hep birlikte sonlandırabiliriz.

Suudi Arabistan, Arap Birliği'ni topluyor, teröre karşı verdiğimiz mücadelede bizi kınıyor. Bunu kabul etmiyoruz.

Her seferinde gerek burada, gerek televizyon konuşmalarında, gerek miting meydanlarında defalarca iktidarı uyardık. Devletlerin çıkarı akıllı politikalar üretilmesine bağlıdır. Dış politikanın karşılıklı çıkarlar üzerine inşa edildiği unutulmamalıdır.

Suudi Kralı öldüğünde biz yas ilan ettik. Cemal Kaşıkçı öldürüldü, öldürenler ellerini kollarını sallayarak gittiler. Failler buradaydı, iktidarın ellerinde ses kayıtları vardı ama öldürenlerin tamamı gittiler. Onlar da Müslüman, eyvallah. Biz kendi ülkemizin çıkarlarına bakarız. 'Efendim Suudi Arabistan Kralı beni hoş karşıladı.' E zaten onun görevi o. Siz de onu karşılayacaksınız.

'Dünyanın neredeyse tamamını kendimize düşman ettik'

Ama siz yaşadığınız terör ortada dururken bunları bir tarafa atıp sadece Türkiye'yi suçlayıcı noktaya gelirseniz sizin akılcı ve tutarlı bir politika uygulamadığınızı anlarız. Geçmişten ders çıkarmak aynı yanlışı tekrar etmemek anlamına gelir. Dış politikanın derinlikli bir yapısı vardır. Dış politika ülkelerin halkları arasında derin kırılmalara neden olabilir.

Bugünkü dış politika dost kazanan değil düşman kazanan bir dış politikadır. AK Parti'ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum. Doğru söyleyenin arkasında duracaksınız. 'Maceracı bir dış politika izlemeyin' dedik. Ne dediler, '24 saatte Emevi Camii’nde namaz kılacağız' dediler. Türkiye'nin maceracı bir politikaya ihtiyacı yoktur. Emevi Camii’ne gideceklerdi, Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırmak zorunda kaldılar.

3 milyon 600 bin Suriyeli Türkiye'de. 40 milyar dolar harcadılar Suriyeliler için. Özellikle 'komşularımızın toprak bütünlüğüne saygı gösterin' dedik. Ben başka bir ülkenin toprak bütünlüğüne saygı göstermezsem düşman kazanırım. Bugün neredeyse dünyanın tamamını kendimize düşman ettik.

Egemen güçlerin maşası olmayın, onlar size ateşi tutturmaya çalışıyor ateşi tutmayın' dedik. 'Onların çıkarlarına hizmet etmeyin; bağımsız, tarafsız, dostane tutumunuzu koruyun' dedik. Defalarca söyledik. Yeri geldi celallendiler, 'Eyy Trump' diye bağırdılar. Ardından bir ses daha, 'Emret Trump' dediler. Gittiler Papaz'ı teslim ettiler. Bir şey söylediysen arkasında duracaksın. Arkasından duramayacağın sözleri söylemeyeceksin. Türkiye Cumhuriyeti'ni Trump kadar aşağılan başka bir lider çıkmadı. (AJANSLAR)

Editör: TE Bilişim