Yaklaşan seçim sürecinin siyasal atmosferi ile her kentte olduğu gibi Diyarbakır’da aday adaylarının başvuru süreci ile yavaş yavaş seçim esintileri başlamış durumda. 
Her parti bu seçim sürecinde galip gelebilmek adına imkanlarını seferber etmekle kalmayıp, bu demokratik yarışta ipi göğüsleyebilmek için en güçlü adayını öne süreceklerdir. 
Hayatın olağan akışı ve bu tip seçim atmosferleri de bunu gerektirmektedir, kimileri dindar tercih ederken, kimileri sol-sosyalist, kimileri seküler tercih edebiliyor. 
Bu birkaç aylık uykusuz günler ve yoğun seçim çalışmalarının hummalı hengâmeleri sonucunda seçimi kazanmak elbette çok önemli, ama bundan daha önemli olan ise parti veya adaylardan ziyade kent halkının ve kent sivil dinamiklerin nasıl bir beklenti içinde olduğu meselesi var. 
Yani seçilecek/seçileceklerin beklentilere cevap olması, kent ve kent dinamikleri ile uyum içinde çalışma kabiliyetine sahip olması gibi ağır bir yükü sırtlayacak liyakat da sahip adaylarının bu ipi göğüslemeleri mevzusu var. 
Yani seçimi kazanmak yeterli değil, seçim sonrasını da başarı hikayeleri ile taçlandırmak gerekli. 
Tam bu noktada yaşanmışlıklardan ders çıkararak hangi parti gelirse gelsin başarı grafiklerinden söz edebilmek için belirlenmiş adayın taşıması gereken özel nitelikler ve kriterler var; 
Özetlemek gerekirse ; bu kentin kendine münhasır özgül ağırlığı taşıyabilen,  kültürel değerlerini bilen ona göre hareket edebilen, kenttin gerçek sahipleri olan sivil toplum kuruluşları ile ortaklaşabilen, kenttin sosyolojisini bilen, …bilen, … bilen, o kadar çok bilinmesi lazım gelen bir kent ki Diyarbakır, bu şehre dışardan birini atarsanız bilinmesi gerekenleri bilebilmesi için Diyarbakır’da bir ömür geçirmesi lazım. Bir de boşa geçmiş bir ömürden söz etmiyoruz, dolu dolu geçmesi lazım, geriye dönüp baktığında yaşamda iz bırakması lazım. Vel-hasıli kelam bu kentte parmak ile gösterilmesi lazım. 

Kolay değil tabi Amed’te boy göstermek, 12 bin yıllık tarihi ile 33 medeniyette ev sahipliği yapmış bir kentten söz ediyoruz, bu kentin ağırlığına da bu yakışır, bu kentte selamlaşmak ile özel bir seramoni, özel bir kültür gerektirmektedir. 
Unutmadan; seçimleri savaşlara da benzetenler var elbette zamanında sıkılması gereken ‘kurşunlarını’ bu özel günlere saklayanlara ve bunu propaganda malzemesi yapanlara da bu kentin her zaman cevabı var elbette.
Umuyor ve diliyorum bu kent hak ettiği müstahakkını bulur.