AMAÇ İNSANCA YAŞAMAKSA…

Abone Ol

Sanıyorum biz bir şey yanlış anlıyoruz. Birlik olmak, farklı olmanın engeli ya da alternatifi değildir. 

Farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı etnik kökenlerden; hatta farklı zevklerden, farklı inançlardan farklı duygu ve düşüncelerden olsak bile birlik olmak bütün bunlara engel değildir.

Diyarbekırli, Edirneli, Hakkârili, İzmirli hiç fark etmez.

Londralı Washington’u, Parisli, Moskovalı bilmem nereli ne fark eder ki amaç insansa, insanı yüceltmekse ne değişir.

Suni, Alevi; Ortodoks, Protestan ya da Katolik olsa ne fark eder.

Kurtuluş Savaşı'nı verirken farklı etnik kökenden hatta farklı dinden dilden değil miydik? Amaç bağımsızlık, amaç özgürlük, amaç insana saygı olduktan sonra ne fark eder ki…

Yan yana aynı mezarlarda uyumuyorlar mı şimdi atalarımız Türk’üyle, Kürt’üyle; Alevi’siyle Sünni’siyle Çanakkale’de.

O halde?

Ben daha fazla, sen daha fazla dememize gerek var mı? Demenin bir yararı var mı ki…

Yok, hayır.

O halde?

O halde nedir bu uzak duruşumuz birbirimizden. Nedir bu kem bakışımız birbirimize?

Amaç bağımsız yaşamak, amaç bu ülkede özgürce soluk almak ve amaç insanlığı değerince yaşatmak ise…

Şunu iyi biliyoruz ki emperyal güçler hepinizi birden dövmez, hepimizi birden karşıma almaz. Bir gün beni, bir seni, bir başka gün onu; diğer bir gün bir başkasını döver. Birimizi döverken de birkaçımızı sever gibi davranır. Seviyormuş gibi yüzümüze güler. Biz de aldanır yutarız. Sopa sırtımıza değmiyorsa oh bana ne deriz. Acıyı sırtımızda hissettiğimizde de çoğu kez iş işten geçmiş olur.

Yalan mı?

Hep böyle olmadı mı?

Amaç demokrasi ise amaç özgürce yaşamaksa amaç insanca ömür tüketmekse…

O zaman gün, ayrılıklarımızı bir yana bırakma günüdür.

Ayrılıkları, farklılıkları bir yana bırakarak ve mümkün olan en geniş barış türküsünü söyleyerek yola çıkmak gerekmez mi?

Gün demokrasi çatısı altında toplanma günüdür.

Özgürlük bayrağını hep birlikte dalgalandırma günüdür.

Hedefimiz bir ve aynı çünkü.

Eğer demokrasi diyorsak...

Özgürlük diyorsak...

Hukuk devleti diyorsak...

Ulus egemenliği diyorsak...

Laiklik diyorsak...

Güçler ayrılığı diyorsak...

Özgür medya diyorsak...

Eğer fikrin, ayrı bir siyasi görüşün suç sayılmamasını istiyorsak,

Mecliste, milli iradenin temsili yerine; parti genel başkanlarının iradelerinin temsilciliğini yapanlardan oluşuyor. Böyle bir meclis yerine, ULUSAL İRADEYİ en geniş haliyle temsil eden temsilcilerin bulunduğu bir meclis görmek istiyorsak,

Özetle ihtiyaç demokrasi ittifakıdır.

Ve amaç

Yani odakta her şeyden önce insan varsa,

Farklılıklar birlik olmanın engeli değildir ya da birlik olmak farklılıklarımızı engellemez.

O zaman, bu gün, ayrılıklarımızı bir yana bırakma günüdür.

Gün el ele vermek, gönül birliği yapmak günüdür…

Haydi, rast gele…

Kirveme öğütler;

Kirvem, Sorgulanmayan bir yönetim; bir zaman sonra önü alınamaz bir hata havuzunun içinde bulur kendisini. Bu da o yönetenlerin sonu olur. Ah u vah etmenin bir faydası olmaz.

Tarih bunun tanığıdır.

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle.

Dostça kalın.

2021 yılı DİYARBEKİR YILI olsun       

Geleceğimizi çalmayın.

Anzele, büyük bir balıklı göl haline getirilip, turizme kazandırılsın.

Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi MÜZEYE dönüştürülsün.

Sur içi DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA MÜZESİ haline getirilsin.

Şehrin eski adlarından biri, SUR İÇİNE VERİLSİN.

Eski stadyumun yeri ŞEHRİN, ÖZGÜRLÜK MEYDANI olsun.

Daha da önemlisi,

Sur içinde, yakılıp yıkılan bölgelerde evler, aslına uygun ve Diyarbekir evlerine yakışır bir biçimde yapılsın.

Ve sevgili meslektaşlarım, dernek yöneticileri, STK Yöneticileri; Zerzevan Kalesi, Çayönü, Mitras Tapınağı, Kortik Tepe, Hilar Mağaralarını ve Bırkleyn Mağaralarını koruyalım, gün yüzüne çıkaranları sahiplenelim.

HİÇBİR VİRÜS, İNSAN İRADESİNDEN GÜÇLÜ DEGİLDİR.

EVDE KAL TÜRKİYE