D VİTAMİNİ…

Abone Ol

Dünyada D vitamini eksikliği sıklığı giderek artmaktadır ve 1 milyara yakın kişide D vitamini eksikliği olduğu tahmin edilmektedir. Görülme sıklığı yüzde 40 ile yüzde 100 arasında değişmekte olup en yüksek Kuzey Asya ve Ortadoğu bölgelerinde rastlanmaktadır.

Ülkemizde de D vitamini eksikliği yaygın olarak görülmektedir. Yeterli D vitamini alımı ve serumda ortalama D vitamini düzeyinin korunması sadece kemik, kalsiyum ve fosfor metabolizması için değil aynı zamanda genel sağlık ve iyilik   hali için de çok önemlidir.  

Normal koşullar altında insan vücudunda bulunan D vitaminin yüzde 90 - yüzde 95’i güneş ışınlarının etkisi ile deride sentez edilir. Özellikle içine katılmadıkça besinlerle alınan vitamin D’nin büyük bir önemi yoktur. Güneş ışığı temel kaynaktır ve yeterince faydalanılırsa ilave D vitamini almaya gerek yoktur.

Amerika’nın kuzeyinde (Boston, 42° kuzey) haftada 2-3 defa el, yüz ve kolları 5-15 dakika güneşe tutmanın vücudun D vitamini ihtiyacını karşılamak için yeterli olduğunu ortaya koyan çalışmalar mevcuttur.  Bununla birlikte, güneş ışınlarıyla ciltte D vitamini sentezinde mevsimsel ve coğrafik farklılıklar olduğunu da unutmamak gerekir. Yaklaşık 33° enlemin kuzeyinde ve güneyinde yaşayanlarda kış aylarında D vitamini sentezi hemen hemen hiç olmamaktadır. Bunun yanı sıra, artmış deri pigmentasyonu ileri yaş ve tropikal güneş kremleri kullanılması gibi birçok faktör derideki bu üretimi azaltmaktadır .

Otuz faktörlü güneş koruma (sun protection  factor, SPF) kremlerin ciltte D vitamini üretimini yüzde 95 – yüzde 98 oranında azalttığı bilinmektedir. Sekiz SPF güneş kremlerinin bile kandaki D vitamini düzeyini dramatik olarak azalttığı bildirilmiştir. Ev içinde daha çok vakit geçirilmesi, geleneksel kapalı giyinme, yüksek yerleşimli bölgelerde yaşama, hava kirliliği gibi nedenlerle güneş ışığı alım azlığına bağlı dünyada D vitamini yetersizliği daha sık görülen bir sorun haline gelmiştir. Deri kanseri açısından, güneşlenme birçok hasta ve doktor tarafından dikkatle önerilmekte olup kol ve bacakları, saat 10:00 – 15:00 arasında haftada 2 kez 5-30 dakika güneşe tutmak D vitamini eksikliğini önlemede tavsiye edilmektedir .Yeterli güneş ışığı alamayan çocuklar ve erişkinler ise yeterli serum D vitamini seviyesine ulaşmak için 800-1000 IU/gün D vitamini almalıdır.

D vitamini eksikliğinin yüksek riskli bölgelerde kolon, meme, prostat, over ve özefagus kanseri yaptığı bilinmektedir. Finlandiya‘ da ki çocuklara bir yaşında başlayarak, erişkinlikte devam eden şekilde, günde 2000’ü vitamin D verilmesiyle tip 1 DM riski yüzde 80 e varan oranda azalmaktadır. Rikets (metabolik kemik hastalığı)  olduğu bilinen çocuklarda dört kat tip 1 DM riski bulunmaktadır. Yüksek riskli bölgelerde yaşayan kişilerde ise artmış oranda hipertansiyon vitamin D eksikliği sonrası görülebilmektedir. Yüksek tansiyonlu hastalarda yapılan bir çalışmada üç aylık solaryum ile UVB alan hastalarda D vitamini artmasının yanı sıra, tansiyonlarında normalleşme görülmüştür. Ayrıca vitamin D eksikliği ile beraber kalp yetmezliği görüldüğüne yönelik kanıt bulunmaktadır. Multipl skleroz ve şizofreni gelişimi üzerine de yüksek riskli kişilerde vitamin D eksikliğinin etkisi bulunmaktadır. Romatoid artrit oluşumu da vitamin D eksikliği ile ilişkilendirilmektedir.