ÖZEL HABER/Mehmet TÜRK
Mezopotamya’nın kalbinde, uygarlıkların kesiştiği noktada duran kadim bir şehir Diyarbakır İçkale, bin yıllara meydan okurken, bu sürece yaşanan tarihi olaylara karşı sessiz ama en güçlü tanığı olarak dikkat çekiyor. Yeni ortaya çıkan bilgiler ve yapılan restorasyonlarla, İçkale’nin binlerce yıllık hafızası bugün yeniden konuşuyor.
FETİHLE AÇILAN KAPI: 1198’İN TANIĞI
İçkale’nin en dikkat çekici yapılarından biri olan kapı, üzerindeki kitabeye göre Artuklu Hükümdarı Kutbüddin II. Sökmen döneminde, 1198 yılında inşa edildi. Ancak kapının önemi bununla sınırlı değil. Tarihi kaynaklara göre, Halid bin Velid komutasındaki İslam orduları 639 yılında Diyarbakır’ı fethettiğinde şehre tam da bu kapıdan girdiler. Bir kapı… Yedi asır boyunca hem Artuklu mimarisine hem de fetih tarihine şahitlik eden taş bir hafıza.
AMİDİ’DEN DİYARBAKIR’A UZANAN YOLCULUK
İçkale’nin çevresi, Mezopotamya’nın binlerce yıllık medeniyet zincirinin somut bir arşivi adeta. Asur tabletlerinde “Amidi" olarak geçen Diyarbakır’ın bilinen en eski adı, M.Ö. 3000’lerde bu topraklarda hüküm süren Asurlulara kadar uzanıyor. Hurri-Mitannilerden Romalılara, Perslerden Selçuklulara, Artuklulardan İlhanlılara kadar onlarca medeniyet bu şehirden geçti. Fakat hepsi, şaşırtıcı bir biçimde aynı noktayı “yönetim merkezi" olarak seçti: İçkale.
ARTUKOĞULLARI SARAYI VE SU MEDENİYETİNİN İZLERİ
İçkale’deki Virantepe Höyüğü’nde yapılan kazılarda, 13. yüzyıl başlarına tarihlenen Artukoğulları Sarayı’nın kalıntıları ortaya çıkarıldı. Sarayın en etkileyici bölümü ise dört yöne açılan eyvanlara sahip süslü havuzb “Selsebil" adı verilen su akış sistemi sayesinde suyun sesi, serinliği ve görsel şöleni sarayı yaşanır kılan en önemli unsurlardan biri olmuş. Aynı geleneğin izleri bugün hala Gazi Köşkü’nde duyulabiliyor.
OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E: İÇKALE’NİN YENİDEN DOĞUŞU
İçkale, yalnızca geçmişin değil yakın tarihin de merkezlerinden biri oldu.
– Valilik Kabul Salonu olarak kullanılan yapı, 1891-1893 yıllarında II. Abdülhamid döneminde Adliye Sarayı olarak inşa edildi.
– Atatürk Müzesi, 1917’de Mustafa Kemal’in 2. Kolordu Komutanı olarak karargâh kurduğu bina… Bugün Diyarbakır’da Atatürk’ün bıraktığı izleri anlatan etkileyici bir müze olarak hizmet veriyor.
– MS 4. yüzyıla tarihlenen Saint George Kilisesi, Artuklular döneminde hamama dönüştürülmüş; bugün ise sanatın kalbi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.
TARİHİN İÇİNDE BİR ŞEHİR, ŞEHRİN İÇİNDE BİR TARİH
İçkale; adliye, cezaevi, kilise, kolordu, saray, hamam, müze… Her dönemin izini bir sonraki döneme devreden nadir yerleşim merkezlerinden biri. Belki de bu yüzden, Diyarbakır’a yolu düşen herkesin adımları istemeden bu bölgeye yöneliyor. Çünkü İçkale, yalnızca bakılan değil; dinlenen, hissedilen, yaşanan bir tarih.
DİYARBAKIR, GEÇMİŞİNİ SAKLAMIYOR ARTIK
Geçmiş, Diyarbakır’ın taşlarında yeniden filizleniyor. Daha önce 33 medeniyetin Diyarbakır'da hüküm sürdüğü belirtilirken, son yapılan kazılarda ve araştırmalar sonucu, aslında Diyarbakır'da 77 medeniyetin hüküm sürdüğü ortaya çıktı.
Bugün restore edilen yapıları, açılan müzeleri ve gün yüzüne çıkarılan arkeolojik kalıntılarıyla İçkale, 3 bin yıllık hikayesini daha güçlü bir sesle anlatmaya devam ediyor.