ÖZEL HABER-Ceren AKYIL
İnsan vücudunun ihtiyaç duyduğu temel mineraller arasında yer alan bakır, geleneksel el sanatlarıyla birleşerek Diyarbakır’da yaşamaya devam ediyor. Yüzyıllardır kentin kültürel mirasının önemli bir parçası olan bakırcılık, ustaların elinde hem sanata hem de geçim kaynağına dönüşüyor.
Babadan kalma bakırcılık mesleğini yaklaşık 20 yıldır kendi atölyesinde sürdüren Süleyman Satıcı, gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuştu. Satıcı, 2025 yılında bakır satışlarının ekonomik koşulların ve çözüm sürecinin sektöre olan etkilerini de anlattı.
“HER KİTLEYE UYGUN ÜRÜNLERİMİZ VAR”
Satıcı, 2025’te bakır satışlarının ihtiyaçlarını karşıladığını ancak ekonomi olarak insanların alım gücü azaldığı için sıkıntı yaşadıklarını belirterek, “Alım gücünün düşmesiyle birlikte talepler de geçen senelere göre azaldı. En çok sattığımız ürünlerde kahve takımları öne çıkıyor. Cezveler, tavalar, tabaklar ve çaydanlıklar da satılıyor. Daha uygun fiyatlı olanlar daha çok tercih ediliyor. Uygun olan ürünler genellikle tava ve cezveler. Bunların fiyatları 150 TL, 200 TL ve 300 TL arasında değişiyor. Herkes kendi bütçesine göre alışveriş yapıyor. Bakır ibrikler pahalı ürünler arasında yer alıyor. Bunun dışında kendi yaptığımız konsept tablo ve tavaları ekonomik durumu iyi olan insanlar tercih ediyor. Bir çeyiz paketi alan müşterinin ortalama en az 20.000 TL ödemesi gerekiyor” dedi
“ÇÖZÜM SÜRECİ, DİYARBAKIR’A İLGİYİ ARTIRDI
Satışlara etkisinin çözüm sürecinin de etkisinin olduğunu vurgulayan Satıcı, esnaf olarak şöyle çağrıda bulundu:
“Turistler akın, akın geliyor. Beklentimiz yüksek çünkü çözüm süreci güzel gidiyor. İnsanlar Diyarbakır’ı artık merak ediyor. Şehir bir gizem hâline gelmiş durumda. “Diyarbakır’a gidelim, ciğer yiyelim, bakır alalım, tatlı alalım” gibi düşüncelerle geliyorlar. Talepler güzel, inşallah hedeflerimize ulaşırız diye düşünüyoruz. Alışveriş olur ya da olmaz ama önemli olan mutlu ve verimli bir şekilde ayrılmaktır.”