Diyarbakır Haberleri

Diyarbakır'da yoksulun tercih ettiği kırık yumurtada büyük tehlike!

Yarı fiyatına satılan kırık yumurtaya rağbet artarken, uzmanlar “bakteri yuvası” dedikleri kolilerdeki ürünler için önemli uyarılar yaptı.

Abone Ol

ÖZEL HABER/Güneş OCAĞA-Mehmed Rumet SOYLU

Diyarbakır’da alıcısı çok fazla olan kırık yumurta tehlike saçıyor. Gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuşan yumurta satıcısı Hakan Duymaz, ekonomik zorluklar nedeniyle birçok vatandaşın, fiyatı yarı yarıya ucuz olduğu için kırık yumurtayı tercih ettiğini belirtirken, diyetisyen Muhammed Şahin ise, tehlikeye dikkat çekti.

KIRIK YUMURTA KOLİSİ YARI FİYATINA SATILIYOR

Kentte uzun yıllardır yumurta satışı yapan Hakan Duymaz, kırık yumurta satışlarının son birkaç yılda büyük oranda arttığını belirterek, "Sağlam yumurta kolisi 150 TL’den satıyoruz. Kırık yumurta kolisini ise 75 TL’den alıcı buluyor" dedi.

VATANDAŞLAR KIRIK YUMURTAYA YÖNELDİ

Hayat pahalılığı nedeniyle vatandaşların artık her şeyin ucuzunu aradığını ifade eden Duymaz, "Son birkaç yıldır kırık yumurta satışında neredeyse patlama yaşadık. Alım gücü düşük olanlar, mecburen kırık yumurtaya yöneliyor. Özellikle okulların açılmasıyla birlikte öğrenciler öğünlerinde yumurta tüketmesi nedeniyle bu mevsimde satışlar daha da artıyor" diye konuştu.

UCUZ GIDANIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ

Ucuz gıdanın görünmeyen risklerine karşı uyarılarda bulunan Diyetisyen Muhammed Nurullah Şahin ise, "Son yıllarda Türkiye’nin ekonomik tablosunda yaşanan dalgalanmalar, yalnızca market raflarındaki fiyat etiketlerini değil, mutfaklarımızdaki alışkanlıkları da kökten değiştirdi. Gıda artık bir ihtiyaçtan çok, hesap kitap gerektiren bir stratejiye dönüştü. Pazarda en ucuz domatesi, en uygun yağı, en 'idare eder' ürünü ararken, çoğu zaman sağlığımızı sessizce riske atan tercihler yapıyoruz. Bu noktada belki küçük, ama etkisi büyük bir örnek: kırık yumurta" dedi.

KIRIK YUMURTANIN TEHLİKESİ

Yumurtanın mutfağın temel taşlarından biri olduğunu ifade eden Şahin, "Hem kahvaltı sofralarında hem de birçok yemeğin içinde yer alır. Ancak kabuğu çatlamış ya da kırılmış bir yumurta, besin olmaktan çıkarak bakteri üremesi için ideal bir ortama dönüşür. Bilimsel olarak yumurta kabuğunun yüzeyinde doğal şekilde Salmonella enteritidis, Escherichia coli (E. coli), Staphylococcus aureus ve Pseudomonas aeruginosa gibi zararlı mikroorganizmalar bulunabilir" diye konuştu.

MİLYONLARCA BAKTERİ KAPIYOR

Bakterilerin kolaylıkla yumurtanın içine nüfus ettiğini belirten Şahin, "Normal şartlarda sağlam kabuk bu bakterilere karşı koruyucu bir bariyer oluşturur. Fakat kabuk çatladığında, özellikle sıcak ve nemli ortamlarda bu bakteriler kolaylıkla yumurta içine nüfuz eder. Kırık veya çatlak yumurtalar oda sıcaklığında sadece birkaç saat içinde milyonlarca bakteriyle kaplanabilir. Bu mikroorganizmalar sindirim sistemine geçtiğinde; gıda zehirlenmesi, şiddetli ishal, yüksek ateş, kusma ve karın krampları, hatta bağışıklığı düşük bireylerde septisemi (kan zehirlenmesi) gibi ağır tablolar oluşturabiliyor" diye kaydetti.

"DİYARBAKIR'DA SAĞLAM YUMURTA BİLE RİSK ALTINDA"

Diyarbakır'da sağlam yumurtanın bile risk altında olduğuna dikkat çeken Şahin, şunları belirtti:
"Ne yazık ki Diyarbakır gibi sıcak iklimli şehirlerde yumurtalar hala birçok pazarda açıkta, doğrudan güneş ışığına maruz kalarak satılıyor. Bu durum, kırık yumurtayı bir kenara bırakalım, sağlam yumurtayı bile riskli hale getiriyor. Yumurta doğal olarak gözenekli bir yapıya sahiptir, yani yüksek ısıda terleme benzeri bir süreçle yüzeydeki bakteriler kabuk deliklerinden içeri geçebilir. Kısacası, açıkta satılan yumurta 'taze görünse' bile mikrobiyolojik olarak güvenli değildir. Soğuk zincirin kırıldığı her an, kabuğun dışındaki görünmeyen mikroplar içeriye sızar ve üstelik fark etmemiz mümkün değildir.

"CÜZDANINI KORURKEN SAĞLIĞINIZDAN OLMAYIN"

Pazar tezgahlarında 'yarı fiyatına kırık yumurta' yazılarını görmenin artık olağan hale geldiğini dile getiren Şahin, "Bir koli yumurtanın 150 TL olduğu bir ortamda, 75 TL’ye 'kırık' almak cazip gelebilir. Ancak bu tercih kısa vadede cüzdanı korurken, uzun vadede hem sağlık sistemine hem aile bütçesine daha ağır bir yük bindiriyor. Bir gıda zehirlenmesi sonrası hastane masrafı, ilaç gideri, iş gücü kaybı derken, o 75 TL’lik 'tasarruf', binlerce liralık zarara dönüşebiliyor. Sosyolojik açıdan bakıldığında, bu tablo sadece yoksulluğun değil, çaresizliğin normalleştiği bir tüketim kültürünü de gösteriyor. Artık birçok insan, riskli ama ucuz ürünleri bilinçli şekilde alıyor. Bu da toplumda 'ucuzun da bir bedeli vardır' gerçeğini unutturuyor" dedi.