Diyarbakır’ı ayakta tutan 3 sütun

Geçtiğimiz günlerde Valiliğin de katıldığı bir programda yapılan açıklamalar, Diyarbakır’ın potansiyeline dair ezber bozan bir tablo ortaya koydu.

Abone Ol

Vali’nin “Bir şehri önemli kılan üç temel unsur vardır: Tarım, sanayi ve turizm” sözleri, yalnızca teorik bir vurgudan ibaret değildi; aksine çarpıcı verilerle desteklenen somut bir değerlendirmeydi.

Ve ortaya çıkan manzara gösterdi ki, Diyarbakır bu üç alanda da dikkat çekici bir ivme yakalamış durumda.

Tarım…

Mezopotamya’nın bereketli topraklarında binlerce yıldır varlığını sürdüren temel üretim alanı.

Bugün Diyarbakır, geniş tarım arazileri, güçlü sulama projeleri ve artan verimlilikle bölgenin lokomotif şehirlerinden biri konumunda.

Pamuk, buğday, mısır ve mercimek gibi stratejik ürünlerde üst sıralarda yer almak, sadece üretim rakamları açısından değil, aynı zamanda istihdam ve ekonomik canlılık açısından da büyük bir anlam taşıyor.

Tarım, artık yalnızca geleneksel bir geçim kaynağı değil; modern üretim teknikleri ve planlı yatırımlarla kalkınmanın temel taşı haline geliyor.

Sanayiye bakıldığında ise Diyarbakır’ın son yıllarda güçlü bir dönüşüm yaşadığı görülüyor.

Organize sanayi bölgelerinin genişlemesi, yeni yatırımcıların kente yönelmesi ve üretim çeşitliliğinin artması, Diyarbakır’ı “tarıma dayalı küçük şehir” algısından çıkarıp, bölgesel bir üretim merkezi olma yoluna sokuyor.

Gıda işleme tesislerinden tekstile, makine ekipmanlarından inşaata uzanan geniş bir üretim yelpazesi, kentin ekonomik haritasını yeniden çiziyor.

Artık Diyarbakır sadece ham ürün üreten değil, ürünü işleyen, katma değer yaratan bir şehir profili ortaya koyuyor.

Ve turizm…

Belki de Diyarbakır’ın en güçlü ama en uzun süre yeterince değerlendirilememiş alanı.

9 bin yıllık tarihi, Hevsel Bahçeleri, surlar, hanlar, camiler, kiliseler ve çok kültürlü mirasıyla şehir, adeta açık hava müzesi niteliğinde.

Son yıllarda artan ziyaretçi sayıları ve kültürel festivaller, Diyarbakır’ın turizm potansiyelinin nihayet hak ettiği ilgiyi görmeye başladığının işareti.

Gastronomi turizmi de bu tabloya ayrı bir renk katıyor.

Ciğer kebabı, kaburga dolması, kadayıf ve daha sayısız yerel lezzet, kente gelenlerin aklında unutulmaz tatlar bırakıyor.

Vali’nin paylaştığı verilerin asıl önemi ise tek tek sektörlerden ziyade, bu üç alanın birbirini besleyen bir bütün oluşturmasıdır.

Tarım üretimi sanayiyi güçlendiriyor, sanayi istihdam yaratarak turizmin altyapısını destekliyor, turizm ise kentin tanıtımını artırarak yeni yatırımların önünü açıyor.

Yani Diyarbakır’da artık parçalı değil, birbirine entegre bir kalkınma modeli şekilleniyor.

Bugün Diyarbakır’ın ön plana çıkması tesadüf değil.

Uzun yıllar potansiyelinin gerisinde kalan şehir, şimdi sahip olduğu değerleri daha doğru okuyarak geleceğini yeniden inşa ediyor.

Tarımda üretimin, sanayide yatırımın, turizmde tanıtımın artması; Diyarbakır’ı sadece bölgenin değil, Türkiye’nin yükselen şehirlerinden biri haline getirme yolunda ilerletiyor.

Belki de artık Diyarbakır’ı konuşurken “potansiyeli olan şehir” demekten çıkıp, “potansiyelini gerçeğe dönüştüren şehir” demenin zamanı gelmiştir.

Çünkü görünen o ki, bu kadim kent, üç güçlü sütunun üzerinde geleceğe doğru sağlam adımlarla yürümektedir.